Nöro-Linguistik Programlama (NLP) ‘kişisel mükemmelliğin sanatı ve bilimi’ ve ‘öznel deneyim araştırması’ olarak adlandırılmıştır. NLP, vasat sonuçlar ya da başarısızlık doğuran eylemlerimiz ile başarı ya da mükemmellik getiren edimlerimiz arasındaki farkı anlamamıza yardımcı olur. NLP, ‘İyi yaptığım bir şeyi nasıl yapıyorum?’, ‘Onu nasıl daha iyi yapabilirim?’, ‘Başkalarında hayranlık duyduğum becerileri nasıl kazanabilirim?’ gibi sorulara hitap eder. Şurası önemlidir ki, NLP gözlemlenebilir davranışla sınırlı değildir; düşünme biçimimizi, yani tüm deneyim ve eylemlerimizi kontrol eden zihinsel süreçleri de içerir. İnsanın deneyiminin (aslında, motivasyonunun) tüm yapısıyla ilgilenerek, bir davranışla sonuçlanan düşünce süreçlerini, duyguları ve inançları şekillendirmeye çalışır. Özellikle de, başkalarıyla olduğu kadar kendimizle iletişimimizle ilgilidir.
NLP birkaç yıldır var olmasına karşın hızla gelişmiştir ve bugün, yönetim ve eğitim gibi alanlarda fazlasıyl
Davranışçı ve kültürel öğretilere göre, takınaklı düşünceler kötü şartlanma, hatalı öğrenme sonucu ortaya çıkar. Temelde bulunan, kaygı ve endişe vermeyen, korkutmayan, ürkütmeyen bir düşünce, kötüler. Her takınaklı düşüncede kaygı, korku, aşağılık ve yetersizlik duygusU kuşku, karşıtlık (tezat) vardır. Kimi takınaklı düşünceleri korkudan ayırmak güçtür. Bu nedenle takınaklı düşüncelerle korkular birlikte bulunur. Ancak takınaklı düşüncelerde kimi kez aşağılık duygusu, kimi kez kuşku, kimi kez de karşıtlık ön planda gelir.
Bazı tutsaklıklar ve saplantılar bütün çabalara karşın yaşam boyu sürüp gider. Bu tür tutkuların etkisi altında cinsel içgüdüye bağlı davranışlar bile bastırılıp engellenir. Aşağıdaki gülmece bunu en iyi biçimde anlatmaktadır:
"Bir gençte sapanla kuş vurmak takıntısı, tutsaklığı varmış. Bu nedenle başka şey düşünmüyor, yapmıyor, yemiyor, içmiyor, konuşmuyor, eline geçirdiği sapanla kuşların peşinden koş
Ruhbilimin insanı tanımak ve anlamak konusunda yaptığı önem aşamalardan biri testlerle olmuştur. XIX. yüzyılın sonlarında geliştirilme ye başlanan testlerin yaygın uygulanması son otuz, kırk yıl içinde olmuştur.
Ruhbilim alanında kullanılan testler bir anlamda gözlem, ölçme ve karşılaştırma aracıdır. Başka bir deyişle, kişinin gözlemini öznellikten kurtarır. Gözleme nesnel nitelik kazandırır, harcanan zamanı kısaltır. Buna karşın, son yıllarda testlere karşı gittikçe artan eleştiriler ortaya çıkmış testlerle yapılan hatalı değerlendirmeler sonucu birçok kişinin gereksiz ve yersiz durumlarla karşılaştığı ileri sürülmüştür. Kuşkusuz, herhangi bir inceleme ya da tedavi aracının kötü kullanılmasından ve hatalı yorumundan kaynaklanan sorunlar olabilir. Zamanla bu sorunlar çözülebilir. Ancak bu sorunlara bakarak hiçbir zaman testlerden vazgeçilemez.
Ruhbilim alanında kullanılan testler kişilik ve yetenek testleri olmak üzere iki büyük
California'da yaşadığım 70'li yıllarda alternatif eğitim, alternatif sağlık, alternatif psikoloji, alternatif olan her türlü öğretinin içine girmiştim. Günlerim, gecelerim, hafta sonlarım demeden zamanımın ve paramın büyük bölümünü eğitim, kurs, vvorkshop, seminer ve motivasyon kasetlerine yatırıyordum. Evet, zamanımı ve paramı öğrenmeye harcamıyor, öğrenmeye yatırım yapıyordum. Harcamak, bir şeyin ziyan olması, yok olması, bitmesi, tükenmesi anlamına gelir. Yatırım ise kazanç olarak geriye döner. O yıllarda (hala da) hayatta benim için en önemli şeyin sürekli gelişim olduğunu keşfetmiştim. Öğrendiğim her yeni bilgi, her yeni yöntem beni kendimle daha barışık hale getiriyor, yaşam hazzımı artırıyordu. Yaşıtlarım para ve zamanlarını eğlence, giyim kuşam, araba vb. şeyler için harcarken, ben kendim için en önemli şey olan öğrenmeye yatırım yapıyordum.
Amacım bir diploma alarak, ömür boyu o kağıt parçasının bana getireceği gelir, unvan ve prestije sığınmak hiç değ
Her insan içinde var olan potansiyeli, yetenekleri, gücü kullanabilme şansına(!) erişmek ister, en azından erişmek istediğini söyler -parmağını oynatmak için çaba göstermese de. Kişinin NLP denilen büyülü yöntemi öğrenmesi ve uygulaması ise yaşamını şans ve tesadüflere bırakmak yerine, kendi istediği biçimde yaratma ve inşa etmeyi seçmesi yani kendi yaşamının sorumluluğunu üstlenmesi anlamına gelir.
Neuro-Linguistic Programming sözcüklerinin baş harfleriyle anılan NLP'yi Duyu-Dil Programlaması olarak çevirebiliriz.
NLP hem bilimdir, hem sanattır.
NLP bilimdir. Bilim nesnel deneyimlerin sistematik doğasını inceler. NLP öznel deneyimlerin sistematik doğasını inceler. Her birimiz özgün bireyler olsak da, iç dünyamızda olup bitenlerin dış dünyamıza yansımaları farklı farklı olsa da, içsel oluşumun basamakları harika bir sistemin işleyişiyle gerçekleşir. Tıpkı, hiçbirimizin diğeriyle tıpa tıp aynı olmamasına r
Her bilim dalının, her sanat dalının, her işin öğrenilmesini kolaylaştıran temel ilkeler vardır. Bu ilkeler işlevsel olduğu için kabul edilir, kişilerin inançlarına göre değişmez ve sağduyuya hitap eder. Aşağıdaki ilkeleri yaşamınızda gerçekleştirdiğinizde, deneyim ve davranışlarınızda, NLP'nin yaklaşım ve becerilerini doğal olarak göreceksiniz. Bu ilkeler kendinizi ifade etmekte, başkalarını isabetli algılayabilmekte, istediğiniz sonucu alabilmekte ve esneklik kazanmanızda yol gösterici olacaktır. Önce ilkeleri, sonra bu ilkeleri yaşamda en etkin biçimde uygulama yollarını öğreneceğiz.
1. Harita temsil ettiği arazinin kendisi değildir.
Her birimiz beş duyumuzla dış dünyadan gelen verileri ve bilgileri alırız ve kendi özel kalıplarımıza göre bu bilgilere bir anlam veririz. Bir şehir haritası bize şehrin yollarını, sokaklarını gösterebilir ama o yollarda, o sokaklarda karşılaşacağımız manzaralar ya da gördüklerimizden hoşlanıp hoşl
Genellikle koyunlar sürü halinde yaşarlar. Çünkü onlarda sürü psikolojisi hâkimdir. Koyunlardan biri uçurumdan atladığında diğerleri de uçurumdan atlar. Yine böyle bir koyun sürüsü yıllarca sürü halinde yaşadıktan sonra, bir gün koyunlardan biri isyan eder ve şöyle söyler: "Sürü psikolojisinden bıktım artık." Az sonra diğer koyunlar da teker teker aynısını tekrar etmeye başlar: "Ben de bıktım..." "Ben de bıktım..." Bir topluluktaki insanlar bazı davranışları hiç sorgulamadan ve eskiden olduğu gibi hiç değiştirmeden yapıyorlarsa o toplulukta bir "sürü" psikolojisi meydana gelir ve o toplulukta hiçbir gelişme olmaz.
İnsanların ve içinde bulundukları toplulukların ilerlemesi, sorgulayan ve yeniliklere açık insanlar sayesinde olur.
Yapmamız gereken, tek başımıza kalsak da herkesin yaptığını değil, doğru olduğuna inandığımız düşüncelerin ardından gitmektir.
İnsanların