• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Nlp Merkezi

NLP

Son yıllarda Türkiye`de hızla yaygınlaşmaya devam diyor. NLP nedir? NLP anlamı nedir ? sormak ile başlayalım işe NLP`nın anlamı; Çoğumuz bu sorunun cevabını merak ediyoruz çünkü NLP`nin şimdiye kadar yeterli ve anlaşılır bir anlatım duymamış olabilirsiniz. NLP, aslında günlük yaşantımızdaki her alanı kapsar. NLP`nin zihni, davranışları ve dili bilinçli ve etkin bir biçimde kullanmayı sağlayan bir eğitim şekli; NLP aynı zamanda bir güzel konuşma sanatıdır. NLP öğrenerek kendimizi daha iyi ifade edebilir, karşımızdaki insanları daha iyi anlayabiliriz. Onların hareketlerini daha fazla anlamlandırabiliriz. Hepimiz teri geldiğinde karşımızdaki kişiye `hayır` diyebilmek, yeri geldiğinde sözümüzü dinletebilmek isteriz. NLP bize muhatabımızı ikna edebilme kabiliyeti kazandırır. Kullandığımız dili en etkin bir şekilde kullanabilme yetisi kazandırır. Eşlere birbi

Kişisel Gelişim Eğitimleri

Kişisel Gelişim

Her kişinin kendi içindeki keşfedilmemiş bir yetenekler ve beceriler hazinesi vardır. Kişiler kendi içlerindeki potansiyelden bütünüyle yararlanabilen kişilerin sayısı ne yazık ki çok azdır. Bunu nedeni ya bu potansiyelin yada hazinenin farkına varamayışımız ya da onu geliştirmek için gerekli bilgiye sahip olamayışımızdır. Hem iş hem de özel hayatımızda karşımıza her an, problemler ve fırsatlar çıkar. Bunlardan bir kısmı “gerçekler dünyası”, diğer bir kısmı ise “duygular dünyası” ile ilgili problem ve fırsatlardır. Gerçekler dünyasından kaynaklanan sorunları ve fırsatlar konusundaki tavrımızı, genellikle akıl ve mantığımızı kullanarak, deneyimlerimizden, mesleki bilgilerimizden yararlanarak belirleriz. Duygular dünyasına ait olanları anlamak ve çözümlemek ise çoğu kez daha zordur; hayal kırıklığı ve üzüntüye neden olurlar. Kişisel ve kurumsal gelişimin önünü tıkayan unsurlar çoğu kez bu tür ploblemlerin çözümlenem

Sınıfta İstenmeyen Davranışları Yok Etme Teknikleri

Kişisel Gelişim

Sınıfta öğrenciler arasında birbirine vurma, saldırganlık, hırsızlık, yalancılık vb. sorunlar var. Bu sorunların kaynağını (sorunların ortaya çıkmasına neden olan etmenleri) belirler ve giderir. Bu konuda gerekirse rehberlik servisinden ve anne-babalardan yardım alır. Sınıfta öğrenciler sürekli olarak ve alışkanlık edindikleri istenmeyen davranışları gösteriyorlar (birbirleri ile konuşma, rahatsız etme vb.) Öğretmen ne yapmalı? İstenmeyen davranışları sürekli gösteren ve alışkanlığı olan öğrencilere öğretmen sorunun kaynağını belirledikten sonra öğrencilere ilgi ve yetenek alanlarına uygun görev ve sorumluluklar vermelidir. Sınıfta öğrenciler zaman zaman ya da sınıfı çok rahatsız etmeyen istenmeyen davranışlarda (konuşma, izinsiz konuşma, sınıfta dolaşma vb.) bulunuyorlar. Bu tür zaman zaman ortaya çıkan istenmeyen davranışlar görmezden gelinerek (pekiştirilmeyerek-ilgilenilmeyerek) sö

İletişim Ve Sosyal

Kişisel Gelişim

Davranışa ilişkin beklentilerin bir yoldan o davranışa uyacak kişilere iletilmesi gerekir. Davranışın yasaklanması veya onaylanmasına ilişkin bilgiler bireye, tüm sosyalizasyon mekanizmaları kanalıyla -yazılı ve sözlü dil, simgeler, örnekler-iletilebilir. Grup veya liderin önemli normlarını üyelerine iletememesi durumunda uyum ve kontrolün sağlanması da olanaksızlaşacaktır. Kasıtlı ve bilinçli bir sosyal kontrol sisteminde en yaygın iletişim formu emirdir. Emir "yap" ve "yapma" ile ifade edilir. Emir ya yeni bir yasadır, ya da eski bir yasanın gözden geçirilmişidir. Emir düzen veya otoriteyi temsil eden kişilerin kararıdır. Pek çok örnekte özellikle birincil kişilerde ve gruplarda emir, gerekçe ve açıklamalarla birlikte verilir. Sosyal uyumu sağlamada en ince planlanmış formlardan biri de reklamdır. Reklamcı, kişilerden ne yapmalarını istediğini kesin bir biçimde açıklamalıdır. Reklamcı ürününe karşı olumlu bir tutum oluşturmaya ça

Kaygı Hali

Kişisel Gelişim

Kaygı Hali;Kaygı halinde temel mantık, "kendimizi nasıl etiketlemişsek öyle kalmalıyız" anlayışı üzerinde kurulmuştur. Buna göre, başarılı ise başarılı; başarısız ise başarısız olarak kalmalıyız. Bunun tersi bir düşünceyi taşımanın imkanı yoktur. Kişiliğimize mutlak bir değer verme gibi yanılgılı bir inanca sahipsek, kaygı dili, bu değeri kazansak da kaybetsek de bizi boyunduruğu altına almış demektir. Kaygı halindeyseniz "Başarılı bir insan olmaya" çalışır ya da "Başarısız bir insan olduğunuzu" kabullenirsiniz. Bu tür durumların sizde oluşturduğu ruh halleri, kişiliğinizi zedeleyici bir özelliktedir. Öfke, karamsarlık, kötümserlik, başkalarını ya da kendini suçlama, sahip olduğunuz yetenekleri kullanamama gibi kötü sonuçlar kaçınılmazdır bu durumda. Örneğin, "Başarılı" olduğunu kabul eden, bunun dışındaki değerlendirmelere kesinlikle karşı çıkan bir kişide hata yapma korkusu olacağı için, o kişi başka eylemlere girişemez. Çünkü, "

Kaygı Dili

Kişisel Gelişim

Kaygının, kendi kendine gerçekleşen içsel konuşmalar şeklinde kendine özgü bir dili vardır. İç konuşmamız, çocukluktan itibaren var olur. Kimi zaman (özellikle çocukluk döneminde) rahatlıkla dışa vurabilsek de, çoğunlukla sessizce sürer. Kendimizle bağlantı kurduğumuz bir iletişim aracı olan dil, bizi mutlu edebildiği gibi, kimi zaman da mutsuzluğumuzun nedeni olur. Sizi mutlu eden bir olayı düşündüğünüzde, vücudunuzda olan biteni bir gözlemleyin. Bir de bunun zıttı bir olay karşısındaki hallerinizi gözleyin. Farklı duyguların bedendeki etkileri de farklıdır. Önemli olan, duygularınızın, onların bedeniniz üzerindeki etkilerinin farkında olup onları anlamlandırmanızdır: Hangi koşullar altında, neyi nasıl hissettiğinizi. İç konuşmanızı daha bilinçli ve daha istemli bir hale getirerek kaygınızı, son derece yararlı bir duygu hali olan temkin ve tedbirliliğe dönüştürebilirsiniz. Çünkü, kaygının temelinde bir tür sınanma korkusu vardır. Bu sınanmayı

Kaygının Temeli

Kişisel Gelişim

Araştırmalara göre kaygı duyduğumuz şeylerin yüzde 40'ının hiç gerçekleşmediği; Yüzde 30'unun geçmişte kaldığı ve çaresinin olmadığı; yüzde 12'sinin başkalarıyla ilgili ve bizi hiç ilgilendirmeyen işler olduğu; yüzde O'unun gerçek ya da hayal ürünü hastalıklarla ilgili olduğu ortaya çıkmıştır. Yalnızca yüzde 8'inin kaygılanmaya değer şeyler olduğu anlaşılmıştır. Kaygının iki türünden bahsedebiliriz: "Bizden bağımsız kaygılar" ve "Bize bağlı kaygılar". 'Yarın hava yağmurlu olacak mı?" diye düşünen bir çiftçinin, bu durumu değiştirmek için yapabileceği hiçbir şeyin olmaması, kaygısının temelinde dış etkenin var olmasıyla ilgilidir. Bize bağlı kaygılar, tamamen bize özgü olan, kendi ruhsal yapımızın ürettiği kaygılardır. Bu tür kaygılan kendimiz ürettiğimiz için, tüketmek de kendi elimizde. Kendimizden kaynaklanan kaygılarımızı bir düşünelim. Neler olabilir? Sınav, gelecek, iş hayatı, ailemizin geleceği gibi. Bu kaygılarla, çiftçinin taşıdığı kay

 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46