Bu alıştırmanın her adımını titizlikle, rahatça, kolayca ve kendi temponuzda tamamlamak için gereken bütün zamanı kullanın. 1. İpucu Görüntüsünü Tanımlayın : Hayatınızın, kendinize karşı çok acımasız olduğunuz, özgüven eksikliğinizin olduğu belirli zamanını hatırlayın. Hayatınızda, gerçekten arzuladığınız o kişisel başarıya giden adımları atmak için gereken özgüvenin eksik olduğu, belki yakınlardaki belki de çok uzun zaman önceki bir anı hatırlayın: Olabileceğinizin en iyisini olamadığınızı hissettiğiniz bir zamanı. Ya da geleceğinizde olmasını beklediğiniz bir şeyi düşünün: Düşündüğünüzde sizi rahatsız ya da çaresiz hissettiren bir şeyi. Aslına bakarsanız, kendinizin o deneyimin içinde olmasına, gördüğünüzü görmenize, duyduğunuzu duymanıza izin verin. Bırakın, haya
İletişim Sözcüğünün Kökeni Üzerine; İletişim sözcüğü, Latince kökenli communication sözcüğünün karşılığıdır. Birbirlerine ortamlarındaki nesneler, olaylar, olgularla ilgili değişmeleri haber veren, bunlara ilişkin bilgilerini birbirine aktaran, aynı olgular, nesneler, sorunlar karşısında benzer yaşam deneyimlerinden kaynaklanan, benzer duygular taşıyıp bunları birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı -içinde gerçekleştirilen tutum, yargı, düşünce, duygu bildirişimlerine iletişim diyoruz. Batı dillerindeki communication sözcüğünün, Latince'deki communis sözcüğünden gelişi de bunu gösteriyor. Benzeşenlerin oluşturduğu ortaklık ya da topluluk anlamına gelen bir sözcükten kaynaklanıyor communication ya da iletişim kayramı. Belirli bir coğrafya parçasında aynı Doğa koşulları içinde varlıklarını sürdürmek için araç ve gereçler bulan, bu konuda çeşitli bilgeler üretmiş bulunan, bunları belirli işbölümü yöntemlerine göre kullanan, kendi aralarındaki bu işbö
Suçluluk, olumsuz duyguların en tehlikeli olanlarından biridir. Suçluluğun kullanılmasının iki sebebi var. Birincisi cezalandırmak, ikincisi kontrol etmektir. Suçluluğun bu kadar kullanılmasının nedeni işe yarıyor olması. Eğer karşınızdakine suçluluk hissettirebilirseniz, bir balığın oltaya takılması gibi tepki verir.
Çocukluğumuzdan gelen suçluluk duygusu varsa, savunma mekanizmamız sürekli aktif haldedir. Bir şey olduğunda, bizimle ilgili olsun ya da olmasın, bizi suçlayan olsun ya da olmasın, anlık tepkimiz 'Benim suçum değil!' olur. Başkalarını olduğu kadar, kendimizi de suçlu olmadığımıza inandırmaya çalışırız, içimizden bir ses, 'Ben yapmadım.' der.
Suçlu hissettirilerek yetiştirilen kişiler, kendilerini kompleksli ve yetersiz hisseder. Kendilerini iyi şeylere layık görmezler. Hayatlarında iyi giden bir şeyler olursa, bunun uzun sürmeyeceğini düşünüp konuşurlar ve evrenin yasalarına göre düşündüklerini hayatlarına çe
Hiç sahneye çıktınız mı, ya da dramatik bir film izlediniz mi? Orada aktörlerin duygularını yansıttıklarını gördünüz. Ama, aktörlerin duygularını görmediniz. Asla diğer insanların duygularını göremeyiz. Gördüklerimiz, onların duygularını ifade eden davranışlarıdır. Demek ki, duygu ve davranışlar iki ayrı sistemdir. Biri her zaman olmamakla beraber diğerini yansıtabilir. Fakat biri diğerinin aynısı değildirler. Bir duygunun kontrol edemeyeceğiniz fizikî bir tepkisi vardır. (Örneğin ellerinizin terlemesini engelleyemezsiniz.) Ama, hissettiğiniz duyguyu yansıtacak eylemi ya da davranışı seçebilirsiniz. Popüler olan görüşe göre, duygular bir su rezervuanna benzer. Rezervuar içinde yeterli basınç oluştuğunda duygular dışa vurulur. Benzer şekilde, bu duygular ifade edilemediklerinde, beden rahatsızlıkları yoluyla kendilerini başka şekillerde dışa vururlar. Ancak, öfkenin açıkça ve özgürce ifade edilmesi; baş ağrısı, ülser ve kolit gibi bazı psikosomatik bozuklukların azaltılmasın
Siz karar verene kadar kazanmak ve başarmak için yaptığınız her şey zaman kaybıdır. Karar, içsel disiplinin başlangıç noktasıdır. Karar, başarının başlangıç noktasıdır. Karar vermek, çok büyük bir gücün kaynağıdır. Hızlıca iyi kararlar vermek başarının direğidir. Karar şimdi alınmalıdır. böylece, yeni baştan karar almazsınız. Başarmak ve kazanmak için güvendiğiniz ve inandığınız etkili kararları almayı öğrenme sürecini hızlandırmak çok önemli bir etkendir, fakat bu genellikle görmezden gelinir. İnsanların büyük bölümü yaşamlarında olmak istedikleri yerde değildirler. Siz elbette yaşamınızda olmak istediğiniz yerde olabilirsiniz; fakat büyük ihtimalle değilsiniz, zararı yok. Her şekilde nerede olduğunuzdan sonuçta siz sorumlusunuz. Aldığınız kararlar sizin kararlarınızdır. Yalnız bazen sizin sorumlu olmadığınız kötü bir şey ortaya çıkar, yolunuzu keser ve kendinizi hapsolmuş gibi hissedersiniz. Tuzağa düşmüş gibi hissedebilirsiniz. Bu olanl
Kuşkusuz zihin, bir yetenekler toplamı değildir. Bugün birçok nörologun ve psikologun yaptığı gibi zihni salt modüler yada karma bir yapı olarak görürsek, normal insanlarda derhal göze çarpan zihnin o genel niteliğini -buna kapsam, alan, boyut, hacim diyebilirsiniz- gözden kaçırmış oluruz. Bu supramodal bir kapasitedir ve bütün kabiliyetlerden üstündür. "Parlak bir zihin" dediğimizde kastettiğimiz budur. Zihnin modüler modeli de daha az önemli değildir, burada da kişilik merkezi, güç (Coleridge'nin deyişiyle "esemplastik" bir güç) zihnin çeşüli melekelerini bir arada tutar, bunları duygularımız ve tecrübelerimizle birleştirir ve bize özgün bir kişilik kazandırır. Bu global ve birleştirici güç, bize genelleme yapma ve tefekkür yapma kabiliyeti kazandırır, öznel ve bilinçli bir kişilik sağlar." Oliver Sacks
DERLEYEN... (EDİTÖR)
EFT Teknikleri (Duygusal Özgürleşme Teknikleri) bir enerji tekniğidir. Diğer bir ifade ile EFT - Duygusal Özgürleşme Tekniklerdir. EFT Teknikleri (Duygusal Özgürleşme Tekniği) ,Enerji meridyenlerini uyarma açısından akupunktur ve akupres ile olumlamalar açısından da NLP’nin ortak bir sentezi diyebiliriz. EFT Teknikleri (Duygusal Özgürleşme Teknikleri) ;Vücudun enerji sistemi Bedenenimizde sinirlerden oluşmuş bir elektrik ağı vardır. Bu cümle okunulduğunda ya da duyulduğunda, biraz bize yabancı gibi gelebilir ama bunu yaşıyoruz. Sıcak sobaya değdiğinizi düşünün, sizin kontrolünüz dışında çok hızlı bir şekilde geri çekersiniz elinizi. Yanma hissi hemen hissedilir ve beyne bu elektriksel olarak iletilir. Düşüncelerimizde bir enerjidir ve bedenimizde elektrik akımına neden olur dediğimizde, yine yabancı gelebiliyor. Halbuki; yoğun bakımlarda gördüğünüz hastaya takılan o kocaman aletler, beynin ve kalbin elektrik akımını göstermek a