• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Kişisel Gelişim Eğitimleri

Kişisel Gelişim

Her kişinin kendi içindeki keşfedilmemiş bir yetenekler ve beceriler hazinesi vardır. Kişiler kendi içlerindeki potansiyelden bütünüyle yararlanabilen kişilerin sayısı ne yazık ki çok azdır. Bunu nedeni ya bu potansiyelin yada hazinenin farkına varamayışımız ya da onu geliştirmek için gerekli bilgiye sahip olamayışımızdır. Hem iş hem de özel hayatımızda karşımıza her an, problemler ve fırsatlar çıkar. Bunlardan bir kısmı “gerçekler dünyası”, diğer bir kısmı ise “duygular dünyası” ile ilgili problem ve fırsatlardır. Gerçekler dünyasından kaynaklanan sorunları ve fırsatlar konusundaki tavrımızı, genellikle akıl ve mantığımızı kullanarak, deneyimlerimizden, mesleki bilgilerimizden yararlanarak belirleriz. Duygular dünyasına ait olanları anlamak ve çözümlemek ise çoğu kez daha zordur; hayal kırıklığı ve üzüntüye neden olurlar. Kişisel ve kurumsal gelişimin önünü tıkayan unsurlar çoğu kez bu tür ploblemlerin çözümlenem

Sınavlara Hazırlanan Çocukların Ailelerine Öneriler

Kişisel Gelişim

Sınavla ilgili olarak, çocuğun değerini sınavdaki başarısıyla eş tutmak, sonuçlarla ilgili olarak korkutmak, tehdit etmek, "Sen hele bir kazanama, o zaman görüşürüz." yada "Kazanamazsan arkadaşlarının yüzüne nasıl bakarsın, aile dostlarımızın hepsine rezil oluruz." gibi ifadeler çocuğun motivasyonunu değil kaygısını arttırır. Çocuk ailesinin ve başkalarının gözünde kendisinin değil, sınavdaki başarısının önemli olduğunu düşünür ve sınava gerçek dışı bir anlam yükler. Bu da kaygısını arttırır. Kaygı, öğrenmenin ve öğrendiğini kullanmanın önündeki en önemli engeldir. Kaygısı artan, sınava olduğundan farklı anlamlar veren öğrenciler için her sınav bir "Kriz" dir. Kendisini ispatlaması gereken, değerli olduğunu herkesin görmesi gereken ve mutlaka kazanılması gereken bir savaş. Bu duygularla sınava hazırlanan genç her bir sınavı, hattâ her bir çalışma testini, kazanılması gereken bir savaş olarak görecek, yapamadığı her bir soruyu kaybedilmiş bir savaş olarak yorumlayacaktır. Bu da umu

Neşeli Düşüncelerin Gücü

Kişisel Gelişim

Sevinç ve ümit içinde yaşayanlar hayatta en iyi başarıları elde etmişlerdir. Bunlar bu fani hayatın iyilik ve kötülüklerini mertçe karşılamışlar, saadet ve felakete aynı metanetle göğüs germişler, dudaklarında tebessüm eksik olmaksızın ilerlemişlerdir. CHARLES KİNCSLEY İyimserlik inancın görünen şeklidir. İnanç ve ümit olmadıkça hiçbir şey yapılamaz. HELEN KELLER Neşeli insanda yaratıcı bir kudret vardır, bunu kötümser insanda bulmak mümkün değildir. İyimser bir mizaç kadar hayatı güzelleştiren, hayatın acılarını gideren, başarı yollarının sarplığını düzlüğe çeviren bir şey yoktur. Sevinçli bir kimse ile kederli bir kimseyi eşit kabiliyette far zedersek birincisinin verim gücü ikincisinden kat kat üstündür. Neşe ruhun güç kaynağıdır. Tasaları, sürtüşmeleri, hoş olmayan hadiseleri yumuşatan bir merhemdir. Neşeli mizaçlı insanın vücut makinası karamsar i

Kötümserlik Nedir?

Kişisel Gelişim

Gülümsediğiniz zaman o da size gülümser, kaşlarınızı çattığınız zaman o da size kaşlarını çatar. Şarkı söylerseniz şen ortamlara çağrılırsınız. Düşünürsen iz düşünenlerin arasına kabul edilirsiniz. Dünyayı severseniz etraftnızda sizi seven insanlar bulacaksınız ve tabiat bütün hazinelerini önünüze serecektir. Tasayı aramak, karşılamak, büyütmek ve geliştirmek sanatını iş edinen insanların sayısı şaşılacak kadar çoktur. Bunlar bu işte daima başarılı olurlar, zira üzüntü arayan kimse onu mutlaka bulur. Zihnini üzüntüye açık bırakması yeterlidir. Anlatılanlara göre, Batı Amerika' da büyük ormanlar tarla haline getirilirken bellerinde tabanca ve bıçak taşıyan muhacir işçiler arkadaşlarıyla sık sık kavgaya tutuşurlarmış. Silahsız göçmenler ise pek nadir çatışırlarmış. Silahlı adamın silaha davranmasına sebep olan bir hadiseri silahsız adam sözle kolayca halledermiş, çünkü silahsız göçmenler çalışırlarken silahlarına değil hoşgörülerine ve şen mizaçlarına güvenerek ç

Kaygı Dili

Kişisel Gelişim

Kaygının, kendi kendine gerçekleşen içsel konuşmalar şeklinde kendine özgü bir dili vardır. İç konuşmamız, çocukluktan itibaren var olur. Kimi zaman (özellikle çocukluk döneminde) rahatlıkla dışa vurabilsek de, çoğunlukla sessizce sürer. Kendimizle bağlantı kurduğumuz bir iletişim aracı olan dil, bizi mutlu edebildiği gibi, kimi zaman da mutsuzluğumuzun nedeni olur. Sizi mutlu eden bir olayı düşündüğünüzde, vücudunuzda olan biteni bir gözlemleyin. Bir de bunun zıttı bir olay karşısındaki hallerinizi gözleyin. Farklı duyguların bedendeki etkileri de farklıdır. Önemli olan, duygularınızın, onların bedeniniz üzerindeki etkilerinin farkında olup onları anlamlandırmanızdır: Hangi koşullar altında, neyi nasıl hissettiğinizi. İç konuşmanızı daha bilinçli ve daha istemli bir hale getirerek kaygınızı, son derece yararlı bir duygu hali olan temkin ve tedbirliliğe dönüştürebilirsiniz. Çünkü, kaygının temelinde bir tür sınanma korkusu vardır. Bu sınanmayı

Kaygının Temeli

Kişisel Gelişim

Araştırmalara göre kaygı duyduğumuz şeylerin yüzde 40'ının hiç gerçekleşmediği; Yüzde 30'unun geçmişte kaldığı ve çaresinin olmadığı; yüzde 12'sinin başkalarıyla ilgili ve bizi hiç ilgilendirmeyen işler olduğu; yüzde O'unun gerçek ya da hayal ürünü hastalıklarla ilgili olduğu ortaya çıkmıştır. Yalnızca yüzde 8'inin kaygılanmaya değer şeyler olduğu anlaşılmıştır. Kaygının iki türünden bahsedebiliriz: "Bizden bağımsız kaygılar" ve "Bize bağlı kaygılar". 'Yarın hava yağmurlu olacak mı?" diye düşünen bir çiftçinin, bu durumu değiştirmek için yapabileceği hiçbir şeyin olmaması, kaygısının temelinde dış etkenin var olmasıyla ilgilidir. Bize bağlı kaygılar, tamamen bize özgü olan, kendi ruhsal yapımızın ürettiği kaygılardır. Bu tür kaygılan kendimiz ürettiğimiz için, tüketmek de kendi elimizde. Kendimizden kaynaklanan kaygılarımızı bir düşünelim. Neler olabilir? Sınav, gelecek, iş hayatı, ailemizin geleceği gibi. Bu kaygılarla, çiftçinin taşıdığı kay

Kaygı Başarıya Engel Oluyor

Kişisel Gelişim

Hedefe odaklanmış bir zihnin karşılaşabileceği engellerden biri ve belki de en önemlisi, kaygıdır. Kaygılı olma hali, yalnızca hedefe doğru gidişte ortaya çıkabilecek bir engel olabileceği gibi, bir alışkanlık ya da bir yaşam biçimi halini de alabilir. "Kronik" olarak tanımlayabileceğimiz kaygı durumu, bir yaşam biçimi halini alarak, "değişmez" olarak nitelendirebileceğiniz yazgınız haline de gelebilir. Kronikleşmiş kaygının dışında, belli sebeplere dayalı olarak ya da kendi içsel dürtülerinizle -ki bu da bir sebeptir-ortaya çıkan kaygı hali bir ölçüye kadar gereklidir. "Kaygım ne ölçüde?" diye sorduğumuzda, verebileceğimiz cevapları ilk bakışta karmaşık süreçler etrafında analiz etme durumunda kalabiliriz. Bu miktar, kendi üzerimizde yapacağımız gözlemlere bağlı olarak, yine kendimiz tarafından ayarlanabilir. Burada bahsettiğimiz "kendini gözleme" bir tür iç gözlemdir. Kendinin farkındalığı olarak da tanımlayabileceğimiz "kendini gözleme"; içs

 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27