Meditasyon Yapın, Bulacaksınız, Dua, Tanrı 'yla konuşmaktır. Meditasyon ise Tanrı'yı dinlemektir.böylece, kendimi araştırmakta kullandığım ilk alet ya da alıştırma meditasyon oldu. Gazeteci dostlarım ve etkili, güzel konuşma yeteneğine sahip alaycı tanıdıklarım meditasyona ‘daldığımı’ ilk öğrendiklerinde bana ifadesiz yüzlerle bakıp, ‘Oh,’ ‘Öyle mi?’, ‘Uh-huh’ gibi müphem karşılıklar verip çabucak konuyu değiştirdiler. Itrinden birkaç tanesi ise ‘Oh, harika!’ diye tepki gösterdi ama aslında çok verimli olabilecek bir sohbeti sürdürmekten kaçındı. Gerçekten sevdiğim kişiler ise gözlerime bakıp, ‘Shirl, meditasyon dediğin şey nedir? Yani meditasyon yaptığında ne yapıyorsun?’ diye sordular. Öyleyse, önce meditasyonun ne olduğundan başlayalım. En basit şekilde açıklarsak, benim için meditasyon, sessizce içe yönelebilmek için bedenimi ve zihnimi gevşetme sürecidir. Bunun olabilmesi için, sessiz bir yere ihtiyaç duyarım (en 'azından, başlangıçta, örneğin kalabalık bir hava
Siz de Yararlı Çalışmalara Aktif Olarak Katılın. Bir kadının kocasına iyi arkadaşlık yapabilmesinin diğer bir şekli de, kendisine dışarda ayrı bir ilgi alanı bulmasıdır. Erkek, özel merakları ile meşgul olarak kendini tatmin ettiği sürece, işine daha zinde ve daha güçlü olarak gider. Kadın da dışarıdaki bir çalışmasından evine daha huzurlu döner. Ev kadınları çoğunlukla zamanlarını yalnız geçirdiklerinden, yeni arkadaşlar edinmelerini sağlayacak faaliyetler onlar için faydalı olur. Bir beceri kursuna devam etmek veya bir müzikle meşgul olmak, ya da edebiyatın herhangi bir dalıyla uğraşmak kadına yeni bakış açıları kazandırarak onu geliştirir. Bayan Walter C. Finkbeiner, çocukları okula başlayınca pazar günleri kilisede ders vermeye başlamıştı. Bu esnada kendisinde, küçük çocukları idare etme kabiliyeti gördü. Bunun üzerine, diğer günlerde de anaokulunda ders vermeye başladı. Bayan Finkbeiner şöyle söylüyor: "Bu yeni uğraşılarım bana olumlu yönde etki ed
Bir kitapta okumuştum. Yeni Zelanda'da bir mezarlıkta mezar taşlarının birisinin üzerinde şöyle yazıyormuş: "O kadar iyiydi ki..." Bu cümlenin size etkisini bilemem ama, beni fazlasıyla etkiledi. Şu fânî dünyadan göçüp gittikten sonra bu şekilde anılmayı kim istemez?.. Bir kadının bıraktığı hâtıralar öyle kolay kolay unutulamaz. Arkada bıraktıkları her fırsatta onu anarlar. Hele hele düşünceleri olumlu olursa... "İyi" bir eş ile başarıya ulaşmış bir koca arasındaki bağın çok sağlam olduğu görülüyor. Uzmanlara göre, hanımlarının mesut ettikleri erkeklerin hayatta ilerleme imkânları daha fazladır. Derin bir muhabbetle kocalarını seven bazı kadınların, onları nasıl mesut edeceklerini bilmemeleri garip ama gerçektir. En iyi temennilerine rağmen, farkında olmayarak sayısız hatalar yaparlar. Kendi hallerine bırakmaları gerektiğinde onları yalnız bırakmaz, dinlemeleri gerektiğinde de konuşurlar. Kısacası, kocalarını bir eğitim subayı gibi yönetmeye kalkarlar.
Kocanıza Anlayışlı Davranın, Yardım Elinizi Uzatın. Bir gün, otobüsteki yolcular, omuzunda av tüfeği ile otobüse binen şık giyimli, ufak tefek bir kadını daha iyi görebilmek için, başlarını ona çevirdiler.
Acaba bu garip hal, reklamcılığın yeni bir şekli olabilir miydi? Yoksa bu yolcu eksantrik bir hanım mıydı? Hayır, hayır... Bu kadın sadece, kocasının müşterilerinden birisine iyilik yapan İdolia Fisher'den başkası değildi. Bu adamın namına tüfeği, kredi için satın alındığı mağazaya iade ediyordu.
Bayan Fisher. "Kocamın bütün gıdası, işine karşı duyduğu sonsuz istektir. Onun bu heyecanını bir parçacık da olsa duymaya çalışıyorum. Yirmi beş yıldır hep ona yardım edebilme fırsatları kolladım. Bu ayıp değil ya!.. Bilâkis son derece hoşuma gidiyor." diyordu.
Bayan Fisher ufak tefek işleri kendisi yapıyor, kocasının enerjisini olur olmaz şeylere harcamasını istemiyordu. Bu gücünü plân ve projelerini gelişti
HALKLA İLİŞKİLER KAVRAMI;İster özel ister kamu kuruluşu olsun, her kuruluş, toplumsal bir çevre içinde yer alır; bir yandan çevreyi etkiler, bir yandan da aynı çevreden etkilenir. Halkla ilişkiler; kuruluşun çevresiyle ilişkilerini, çevrenin kuruluş amaçları, işlevleri ve örgütsel davranış üzerindeki etkilerini öğrenmesiyle, kuruluşun çevresini etkilemesiyle ilgili anlayış, davranış ve yöntemleri içeren bir kavramdır. Bu nedenle halkla ilişkiler her kuruluşun, kuruluş yönetiminin çevreyi bilmesi, değerlendirmesi ve çevredeki değişimler karşısında sürekli önlem alması açısından önem taşır. Halkla ilişkiler aynı zamanda kuruluşun amaç, politika ve etkinliklerinin çevreye anlatılması ve benimsetilmesinde önemli bir role sahip bulunmaktadır. Halkla ilişkileri bu iki yönlü özelliği ile kuruluşların çevreleriyle ilişkileri içinde yer alan bir yönetsel işlev olarak kavramak gerekir.
"Halkla ilişkiler nedir?" sorusuna somut yanıt vermek zordur. Tanım
Friedrich Hegel (1770 1831) Düşünce tarihinde rasyonalizmi doruğa ulaştıran ve tüm felsefesini üçlü kavramsal ayrımlara dayandıran Hegel en başa tüm gerçeklik dediği ideyi yerleştirmiştir ve idede hem gerçekler hem de kavramlar çakışmaktadır. Diyalektik düşünme yöntemine göre kurduğu sisteminde (mutlak idealizminde) her kavram gibi ide de üç kavramdan oluşur; mantıki ide, doğa ve ruh=geist. Yabancılaşma kavramını da ilk kez felsefi açıdan tanımlayan Hegel olmuştur. Ona göre insanlık tarihi, insanoğlunun yabancılaşmasının tarihidir.
Tinin Görüngübilimi adlı yapıtında, bilincin en alttan en yüksek düzeylere, yani felsefi bilinç düzeyine ulaşıncaya kadarki gelişimini; bilinç / öz-bilinç / us evreleriyle anlatan Hegel'e göre, insan düşüncesi İlk evrede yalnızca gelenek ve görenekleri izleyen törel bir yaşama bağlıdır (Aslında düşüncesiz bir yaşamdır bu İkinci evrede artık ilk yaşamdan kopuş, ona yabancılaşma söz konusudur; önceki
A) Deneysel Psikoloji;Psikolojinin bağımsız bir bilim dalı olarak ortaya çıkışı Wilhelm Wundt'un deneysel çalışmalarıyla olmuştur. (1879) Deneysel çalışmaların çoğu, duyum, algı, güdü, öğrenme, bellek ve davranışın fizyolojik temelleri gibi konularla ilgilidir. Deneysel psikolojinin iki önemli alt dalı vardır: a. Fizyolojik Psikoloji: Davranışın biyolojik temellerinin incelenmesi ile ilgilidir. Bu yüzden biyoloji bilimi ile en çok etkileşimde olan alt-daldır. b. Karşılaştırmalı Psikoloji: Bu psikologlar, en basit canlıdan karmaşıklara doğru gidildikçe davranışlarda görülen evrimsel farklılıkları tespit ederek davranışa ilişkin temel kuralları bulmanın çabası içindedirler. Karşılaştırmalı psikoloji özellikle zooloji bilimi ile yakından ilgilidir. B) Gelişim Psikolojisi Canlıların davranışında döllenmeden ölümüne kadar,