Tüm düşüncelerimiz ve anılarımızın bir yapısı vardır. Beyin; gözler, kulaklar ve diğer duyusal ‘alıcılar’ aracılığıyla aldığı tüm duyusal verileri sınıflandırmaya ya da kategorize etmeye çalışır. Bu derece muazzam bir veriler yığınını işte böyle anlamlandıra-biliyoruz. Ama her bireyin bir temsil sistemi (diyelim, resimler halinde düşünmek) bir başka kiplikten daha fazla kullanmaya yönelik her tercihi, bir düşünce modeli ya da yapısı oluşturmaya -düşüncenin içeriğini dikkate almaksızın- eğilim gösterecektir. Ek olarak, bu içsel temsil sistemlerinin resmin parlaklığı ya da sesin yüksekliği gibi karakteristikleri ya da alt-sistemleri de bir yapı oluşturacaktır. Bu yüzden, örneğin farklı mutsuz anılar pekâlâ benzer bir yapıya sahip olabilir. Kuşkusuz, bu yapı mutsuzluğun genel özelliğini üretir. Düşüncelerin dizilişi de deneyimin yapısının parçasıdır. Bir insan başlangıçta görsel imajlarla motive olabilir ve bunu belki de iyi duygular izlerken, bir başka insan içsel diyalog ya da kend
Her birimiz dünyayı eşsiz biçimde algılarız; sanki gerçek dünyaya ilişkin, kendimizin çizdiği kişisel bir haritaya sahibizdir. Öncelikle, biz insanlar, bireysel olarak, etrafımızdaki görüntüler, (ışık dalgalan), sesler ve diğer duyusal uyarıcılar şeklindeki enerji dalgalarının sadece çok küçük bir kısmına ulaşabiliriz. Yani anlayışımız, bir numuneye ya da gerçek dünya üzerindeki küçük bir duyusal pencereye dayalıdır. Her birimiz, ayrıca geçmiş deneyimlerimiz, bunların sonucunda oluşan tavırlarımız ve inançlarımız açısından da benzersizizdir. Deneyimi, kavrayışlarımız ve inançlarımıza ‘uydurmak’ üzere süzgeçten geçirmeye eğilimliyizdir. Gözlerimiz ve kulaklarımızla algıladıklarımızdan çok, milyonlarca elektro-kimyasal sinaptik beyin bağlantısı, dünyaya ilişkin kişisel haritamızı oluşturan ‘anlayış’ haline gelir. Ama haritalarımızın hiçbiri gerçekliğin ‘ülkesi’ değildir ve olamaz da. Bu yüzden, doğru iletişim, başka insanların algı haritalarını anlamaya çalışmalıdır. Farklılıkl
Davranışçı ve kültürel öğretilere göre, takınaklı düşünceler kötü şartlanma, hatalı öğrenme sonucu ortaya çıkar. Temelde bulunan, kaygı ve endişe vermeyen, korkutmayan, ürkütmeyen bir düşünce, kötüler. Her takınaklı düşüncede kaygı, korku, aşağılık ve yetersizlik duygusU kuşku, karşıtlık (tezat) vardır. Kimi takınaklı düşünceleri korkudan ayırmak güçtür. Bu nedenle takınaklı düşüncelerle korkular birlikte bulunur. Ancak takınaklı düşüncelerde kimi kez aşağılık duygusu, kimi kez kuşku, kimi kez de karşıtlık ön planda gelir.
Bazı tutsaklıklar ve saplantılar bütün çabalara karşın yaşam boyu sürüp gider. Bu tür tutkuların etkisi altında cinsel içgüdüye bağlı davranışlar bile bastırılıp engellenir. Aşağıdaki gülmece bunu en iyi biçimde anlatmaktadır:
"Bir gençte sapanla kuş vurmak takıntısı, tutsaklığı varmış. Bu nedenle başka şey düşünmüyor, yapmıyor, yemiyor, içmiyor, konuşmuyor, eline geçirdiği sapanla kuşların peşinden koş
Her bilim dalının, her sanat dalının, her işin öğrenilmesini kolaylaştıran temel ilkeler vardır. Bu ilkeler işlevsel olduğu için kabul edilir, kişilerin inançlarına göre değişmez ve sağduyuya hitap eder. Aşağıdaki ilkeleri yaşamınızda gerçekleştirdiğinizde, deneyim ve davranışlarınızda, NLP'nin yaklaşım ve becerilerini doğal olarak göreceksiniz. Bu ilkeler kendinizi ifade etmekte, başkalarını isabetli algılayabilmekte, istediğiniz sonucu alabilmekte ve esneklik kazanmanızda yol gösterici olacaktır. Önce ilkeleri, sonra bu ilkeleri yaşamda en etkin biçimde uygulama yollarını öğreneceğiz.
1. Harita temsil ettiği arazinin kendisi değildir.
Her birimiz beş duyumuzla dış dünyadan gelen verileri ve bilgileri alırız ve kendi özel kalıplarımıza göre bu bilgilere bir anlam veririz. Bir şehir haritası bize şehrin yollarını, sokaklarını gösterebilir ama o yollarda, o sokaklarda karşılaşacağımız manzaralar ya da gördüklerimizden hoşlanıp hoşl
Yönetim yerine yönlendirmenin önem kazandığı günümüz işletme anlayışında koçluk sistemi kumanda ve kontrol etmek yerine destekleme ve kolaylaştırma odaklı bir tekniktir.Yönlendirmenin bir liderlik tarzı olarak benimsenmesi ve uygulanması yöneticilerin bazı becerilerle donanması ile mümkün olucaktır.Yöneticilerde koçluk becerilerinin geliştirilmesi ,hem yöneticinin hem astın bilgi ve becerilerine hem de örgütsel ortama bağlıdır.
Yönetsel süreçte koçluk uygulamaları koçluk (coach) görevini yapan yöneticinin çeşitli becerilere sahip olmasını ve onun da koçluk yapılan kisi (coachee) gibi sürekli kendisini geliştirmesini gerektirmektedir. İşletmeler bu ihtiyaca yönelik olarak kendi insan kaynakları departmanlarından ya da
dışarıdan koçluk eğitimi desteği sağlayarak yöneticilerini geliştirmektedirler.
Koçluk Beceriler: • Dinleme Becerileri,
1- İletişimin Anlamı, Alınan Cevaptır;İletişimin etkisi, hedeflenen amaca göre, elde edilen sonuçla ölçülür. İletişiminizi ne kadar gelişmiş araçlarla, ne kadar güzel bir biçimde yaparsanız yapın, hedeflediğiniz sonucu alamıyorsanız, iletişiminiz etkisiz demektir.
Bu durumda yapılacak şey, alınan sonucu değerlendirip metod üzerinde değişiklikler yapmak, ya da metodu tamamen değiştirmektir. Burada, iletişimdeki sorunun karşı taraftan mı, yoksa sizden mi kaynaklandığını anlamanız, iletişiminizin sonucunu nasıl değerlendireceğinizi bilmeniz gerekir. İletişime etki eden faktörler ise şunlardır: yüzde 10 sözcükler, yüzde 30 konuşma tarzı, yüzde 60 vücut dili.
2- Başarısızlık Diye Birşey Yoktur, Sadece Sonuçlar Vardır
"Başarısızlık" denilen her olgu, aslında insana birşeyler anlatan, öğreten bir durumdur. Kişi, olaya böyle yaklaştığında, hem çöküntüye düşmez, hem de öğrendiği bilgile
Bazen, bazı durumlara saplanıp kaldığımızda ve olumsuz duygular içine girdiğimizde, yeniden çerçeveleme bizlere daha farklı bakış açıları getirir, dolayısıyla esneklik kazanmış oluruz. Yeniden çerçeveleme düşüncesiyle, bazı olaylara farklı bir perspektiften bakarak, güçlükleri yenmeyi başarabiliriz. Ayrıca yeniden çerçeveleme, üretken düşüncenin özüdür.
Örneğin, başkalarının gerçeklik haritalarını anlamak için, olayları onların bakış açılarından görmemiz gerekir. Yeniden çerçeveleme, seçenekler üretir ve yeni olasılıkları gündeme getirir.
Tüm başarılı çocukların arkasında iyi bir çerçeve değiştirici aile, tüm başarılı öğrencilerin arkasında iyi bir çerçeve değiştirici öğretmen, tüm başarılı şirketlerin arkasında iyi bir çerçeve değiştirici lider, kazanılan tüm büyük savaşların ardında da iyi bir çerçeve değiştirici komutan vardır.
&nbs