• Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz, öyle dirilirsiniz; nasıl dirilirseniz, öylece haşrolunursunuz. Hadis
• Yaşamayan yaşatamaz.
• Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır: Yaşamanın manasını kaybetmek.
• İyi yaşamak için, çok öğrenmek gerekir. Meçhul
• İnsan sevmeye başladı mı yaşamaya başlar. Scuder
• Öldükten sonra yaşamak isterseniz; ölmez bir eser bırakınız. Hz. Ali (r.a.)
• Yaşamak sanat, birlikte yaşamak; büyük sanattır. Muhammed Said
• Herkes ölmek için yaşar; düşmek için yükselir. Christopher Marloıv
• Hal, kaiden daha evlâdır. (Yaşamak, söylemektden daha iyidir.)
• Az şey bilirsek; bir şeyin doğruluğuna emin olabiliriz. Bilgi artınca kuşku da artar. J. W. Goethe
• Ne kadar az bilirsek, o kadar çok kuşkulanırız. H. W Shaw
• Herkesten şüphe edene, en az güvenilmelidir. Theoguio
• Dostlarımızdan kuşkulanmak, onların ihanetlerinden çok daha utanç vericidir.
• Kuşku, gerçeği araştırmak için bir yoldur.Pierre Abelard
• Kuşku, zalimlere musallat bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalananlar, en çok sevdiklerinden kuşkulanırlar. Ahmet Haşim • Bilgi artınca kuşku da artar. J. W. Goethe
• Kendi içinde kötülük olmayan insanlar, kolay kolay başkalarından kuşkulanamazlar. Benjamin Johnson
• İhtiyarlar şüpheci olur. Jack Miller
&nbs
• Hazırlıkla fırsatın bir araya gelmesi, bizim şans dediğimiz çocuğu doğurur. Robbins • Her gün küçük avantajlarla karşılaştırıldığında, büyük şanslar; insan mutluluğunu nadiren sağlayabilmiştir. B.Franklin • Karşılarına çıkan fırsatları değerlendire meyenler, başarının şansta olduğuna inananlardır. İsmail Ergün • Şans, hazırlıkla fırsatın karşılaştığı köşe başıdır. Amerikan Özdeyişi • Talihsizliğin belirtileri şu dört şeyden belli olur: Ahmağa fikir danışmak, cahile para vermek, dostların öğütlerini dinlememek, dünyadan ibret almamak. • Çabuk gelen kötü şans, geç gelen iyi şa
Mecazi olarak söylersek, kavrayışın (idrakin) yüzde 99'u bilinçaltında ola-bilir. Eğer her şeyi bilinçli olarak yapsaydık korkunç bir durumda olurduk. DANIEL GOLEMAN
Bilincin, bilinçli zihin ve bilinçdışı zihin olmak üzere iki fonksiyonu vardır. Bilinçli zihin, kişinin kendi kendisinin ve çevresinin farkında olan yanıdır. Bilinçdışı zihin ise aklının haberdar olmadığı bölümüdür. Bilinç, düşünceyi farkında olarak kullanmaktır. Zihinsel hayat, onda dokuzu denizin altında olan bir buzdağına benzer. Düşüncenin küçük bir bölümünü bilinçli olarak kullanıyoruz. Bilinç, uyanık olduğumuz zaman çalışmaktadır. Bilinçdışı ise her zaman işbaşındadır. Bilinçdışı zihin vücut fonksiyonlarını otomatik düzenler. Bu yüzden biz bilinçdışı zihnimize güvenerek rahat rahat uyuruz.
Bilinçli zihin, kararlan verir, düşünür, analiz eder ve yön verir. Bu zihin bir ışıldak gibi aklın ışığını saçar. Bilinçli dikkatimizi aynı anda 5 i
Ian'ın Hikayesi; Ilan, bir pazartesi sabahı dişinin ağrıdığını hisseder. Fakat yüklü . bir programı vardır ve dişçiye gidecek zamanı yoktur. Ya ağrı kesici alacak, ya da dişçiye gitmek, zorunda kalacak. Fakat o bunları değil bir de üçüncü seçeneği denemek zorunda kalır. Ağrısı ile pazarlık yapar. Bilinçaltına gönderdiği bu sinyal için teşekkür eder. Çünkü dişindeki problemi bilinçaltı ona haber vermiştir. Bilinçaltı ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre eğer bilinçaltı sinyali durdurarak ağrıyı keserse hafta sonu dişçiye gidecektir. Buna söz verir. Eğer durum acil ise sabaha kadar ağrının sürmesini ister. Ağrı yarım saat sonra durur, işlerini hafta içinde bitirir ve hafta sonunda da dişçiye gider.
Her insan kendi bilinçdışına yalnız kendisi emir verebilir. Başkaların düşünceleri, eğer onları kabul edersek bizi etkileyebilir. Herkes düşünceleri seçmede özgürdür.
Bugün artık başarısızlığın gerçek sebebinin zihinde üretilen başarısızlık senaryolarının
Alışkanlık haline gelmiş duygular, değiştirilmesi daha zor olan tutumlara dönüşerek, davranışımızı neredeyse kalıcı bir şekilde etkiler. İyimser olmak ya da daha olumlu bir tutum takınmak gibi büyük bir strateji değişimi, davranışınızı ve performansınızı çarpıcı biçimde değiştirebilecektir.
Duygular gibi tutumlar da, şeyleri nasıl yorumladığımızla ilgilidir. Uzaktaki küçük bir bulut, iyimser mi yoksa kötümser mi olduğunuza bağlı olarak farklı şekillerde yorumlanacaktır. Kişisel davranışa ilişkin yorumlarımız NLP'de ‘gerekçeler’ olarak adlandırılmaktadır. Yaptığımız her şey bir gerekçeyle desteklenir. Eylemlerimiz bize iyi de kötü de görünse, yaptığımız her şey için bir neden ya da amaca sahip olmak zorundayız. Ve gerekçelerimiz, kendimizi nasıl hissettiğimizle, nelere inandığımızla, tutumlarımız ya da kendimizi nasıl gördüğümüzle -kendimize ilişkin imajımızla- bağlantılı olabilir. Bu yüzden, örneğin kahveyi dökmeniz, aşın çalıştığınız, şaşkın, sakar, dikkatsiz ya
Disney stratejisi üç ‘karakter’ ya da rol içerir ve bunların üçüne de kendi katkılarını yapma fırsatı verilmektedir:
1) Etkin bir şekilde davranmak isteyeceğiniz bir durum ya da sorun düşünün. Bunun gerçek bir durum ya da sorun olduğundan emin olun: Örneğin, işyerinde personelle ilgili bir sorun, karmaşık ve riskli, hatta halledilmesi çok zor bir görev ya da yararlanmak istediğiniz bir fırsat. Böylece bu tekniği gerçek bir denemeye tabi tutabilirsiniz. Bundan sonra, önünüzde, hayalci, gerçekçi ve eleştirici kimliğinizi temsil etmek üzere içine adım atacağınız üç düşsel yer belirleyin.
2) Önce, geçmişte çok yaratıcı olduğunuz, bol miktarda yeni fikir ve seçenekler ürettiğiniz bir zamanı düşünün. Eski işlerinizi ya da iş dışı durumları düşünebilirsiniz. Hayalci konumuna adım atın ve bu deneyimi yeniden yaşayın. Bundan önceki tekniklerde olduğu gibi, her sistemden sırayla geçerek görüntüleri, sesleri ve duygulan bir-araya getirin