Problem çözme sürecinin problem bulma ya da problemi tanıma kısmını ele alan çeşitli teknikler vardır. Örneğin, veri toplama, ‘semptom’ teşhisi, araştırma metodolojisi ve grup beyin fırtınası bu kısma dahil olabilir. Geleneksel teknikler, esas olarak, istatistikler, sonuçlar, hedefler, eğilimler, performans düzeyleri, vb. gibi katı veriler üzerinde yoğunlaşırlar. Yumuşak veriler ise duygular, inançlar, görüşler, tutumlar, kişilikler, kişisel davranışlar, seziler, tepkiler, vb. ile ilgili olabilir. Daha önce gördüğümüz düşünme aşamaları bunları örneklerle açıklamaktadır. Mantıklı düşünen yöneticiler için tehlike, bir probleme ilişkin yumuşak verileri ve öznel yanları inkar etmek ya da küçümsemektir. Oysa pratikte, bu yanlar genellikle, sorunların aslan payını (buzdağının yüzeyin altındaki kısmını) temsil etmektedir, dolayısıyla onlarla en iyi şekilde ilgilenmemiz gerekir. Bu yüzden, yaratıcı yaklaşımlar çoğu kez aynı mantık zemininde dolanıp duran daha analitik tekniklere kıyasla d
Şimdi duyusal farklılıkların bilincinde olarak, yöneticilikle ilgili farklı durumlardaki uyuşmayan düşünme tercihlerine ilişkin örnekler hatırlıyor olabilirsiniz. Sizin için açık olan bir şey, amirinizi ya da bir yöneticiyi ikna etmeye çalışırken aynı açıklıkta olmayabilir. Bu durumda hayal kırıklığına uğramanın tipik tepkisi, ‘Meseleyi göremiyor’, ‘Dinler gibi görünmüyor,’ ya da ‘Departmanımın ne hissettiğini kavrayamıyor' gibi tepkiler olabilir. Özenle hazırlanmış bir rapor, iletişimin bu basit ilkesinden ve nörolojik gerçekten haberdar değilseniz, kısa sürede çöpe atılabilir. Sinestetik olarak düşünebilme, yani farklı temsil sistemleri arasında kolayca gidip gelme becerisini kazanmak biraz zaman alabilir. Bu arada, öteki insanla uyuşan ve uyumlu ilişkiyi güçlendiren bir tarzda davranmak başarılı iletişim sonuçları doğuracaktır. Bir diğer ödül de, daha uzun süreli daha iyi ilişkilerdir. Böyle bir davranış benimseyerek ve duyusal becerilerinizi artırarak, kendi düşünme güçleriniz
Kişisel düzeyde ekoloji ölçütünün daha ileri bir anlamı olabilir. Her davranışın arkasında olumlu bir niyet yattığı şeklindeki önvarsayımı daha önce görmüştük. Yine daha önce gördüğümüz gibi, bu niyetlerin (ya da sonuçların) bir kısmı bilinçaltı düzeyinde varlık gösterebilir. Bu yüzden, bunların bilinçli hedeflerle çatışması ve bu çatışmadan ikisinin de etkilenmesi mümkündür. Hafta sonları çalışmayı kesmek doğrultusunda verilen bilinçli bir karar, patronu hoşnut etmeye, ‘o kızlardan biri’ olmaya, işlerin yığılmasından kaynaklanabilecek başarısızlığın önüne geçmeye, vb. yönelik açıkça ifade edilmemiş bir arzuyla çatışma içinde olabilir. Buna karşın, bir part time kursa devam ederek yeni bir vasıf ya da diploma edinmeyi hedefleyen manili bir sonuç, size ait zamanda yapabildiğiniz, acil iş taleplerisin karşılanması, yaşlı bir akrabanın bakımı ya da sendeleyen bir evliliğin toparlanmaya çalışılması gibi pek çok şey konusundaki bilinçaltı niyetlerinizle çatışıyor olabilir.
Burun deliklerinizi düşünmemeye çalışın. Dürüst olun: Düşünmemek için önce düşünmek zorundasınız. Zira beyin sadece olumlu düşüncelerle başa çıkabilir. Patronunuzu, bedenine küçük gelen sapsarı bir kazak içinde zihninizde canlandırmadan (bu örnekte, görmeden) o şekilde hayal etmemeye çalışmanız insani olarak olanaksızdır. Bu imajı hayal etmemek için ne kadar çok uğraşırsanız, zihniniz bu imajla o kadar çok meşgul olacaktır. Bu yüzden, evinizin elinizden gitmemesi şeklinde bir hedef belirlemektense, hedefinizi olumlu hale getirin, kalan borçlarınızı ödeyerek ipoteği kaldırtmayı ya da doğru yönde daha küçük olumlu bir adım atmayı düşünün. İşteki hedeflerinizin, yangın söndürme ve kılpayı kurtulma önlemleri gibi şeyleri andırması gerekmez. Beyninize olumlu, güçlendirici çağrışımlar yaptırmak için olumlu bir kipe geçin. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Yanlış ya da yanlış yönlendirilmiş olduğunu düşündüğümüz davranışlara ilişkin olumlu bir nedeni anlamakta zorluk çekeriz. Ama bu, başkalarının davranışlarına yön veren farklı algı haritalarını anlayamamak demektir. Bir davranış bizim neyin doğru ya da anlamlı olduğuna ilişkin haritamıza uyarsa ‘olumlu’ ve anlamlıdır. Bir terörist ya da adi suçlunun bile, davranışı için, kendisince olumlu anlam ifade eden bir neden göstermemesine çok ender rastlanır.
Her türlü durumda, görünüşte garip olan davranışlar, sonunda bizim o zaman fark etmediğimiz bir niyeti açığa vurur. Örneğin, ilgi çekme ya da tanınma arzusu, ilgi çekmek için hemen her şeyi yapabilen çocuklarda daha belirgin olmasına rağmen, açıklanamaz denen bu tür davranışların nedenidir çoğu kez. Çok az insan ifade ettiği hedeflerinde bir hastalığa yer verir, ama milyonlarca insanın davranışı bir rahatsızlıkla ilintili davranışın doğrudan ya da dolaylı sonuçlarının etkisi altında olabilir. Bazı durumlarda, yalnız b
Nöro-Linguistik Programlama (NLP) ‘kişisel mükemmelliğin sanatı ve bilimi’ ve ‘öznel deneyim araştırması’ olarak adlandırılmıştır. NLP, vasat sonuçlar ya da başarısızlık doğuran eylemlerimiz ile başarı ya da mükemmellik getiren edimlerimiz arasındaki farkı anlamamıza yardımcı olur. NLP, ‘İyi yaptığım bir şeyi nasıl yapıyorum?’, ‘Onu nasıl daha iyi yapabilirim?’, ‘Başkalarında hayranlık duyduğum becerileri nasıl kazanabilirim?’ gibi sorulara hitap eder. Şurası önemlidir ki, NLP gözlemlenebilir davranışla sınırlı değildir; düşünme biçimimizi, yani tüm deneyim ve eylemlerimizi kontrol eden zihinsel süreçleri de içerir. İnsanın deneyiminin (aslında, motivasyonunun) tüm yapısıyla ilgilenerek, bir davranışla sonuçlanan düşünce süreçlerini, duyguları ve inançları şekillendirmeye çalışır. Özellikle de, başkalarıyla olduğu kadar kendimizle iletişimimizle ilgilidir.
NLP birkaç yıldır var olmasına karşın hızla gelişmiştir ve bugün, yönetim ve eğitim gibi alanlarda fazlasıyl
UMUTLAR TÜKENİNCE - Anadolu'da bir oyun vardır. Oyun için bir daire çizilir ve dairenin ortasına bir akrep konur. Sonra dairenin etrafına çember şeklinde gaz dökülür. Akrep ortadadır ve gaz ateşlendiği zaman akrep birden kendini bir ateş çemberinin içinde bulur. Kaçmak için sağa gider, sola gider ve en sonunda çemberden çıkamayacağını anlayınca, kendisini sokarak öldürür. Bir insan umutları olduğu sürece yaşamaktan zevk alır. Umutları tükenmiş bir insanın artık hayatta bir gayesi kalmamıştır. Hayalleri ve hedefleri olan insanlar her zaman daha mutlu ve daha başarılıdır. Her güne yeni umutlarla başlayan ve her sabah kalktığında yeni fırsatlar peşinde koşan insanlar dolu dolu bir hayat yaşarlar.
Umut insanlara dağlan deldiren kocaman bir matkaptır.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]