HIZLI OKUMA NEDİR? Görsel algılama düzeyimizi geliştirecek okuma, algılama ve anlama düzeyimizi yükseltmeyi amaçlayan farklı bir tekniktir. Göz ile beyin arasındaki sinirlerin, göz ile kulak arasındaki sinirlerden 25 kat daha hızlı hareket ettiğini biliyor muydunuz? O halde neden en az 10 saat süren bir çalışmayı en fazla 1–2 saatte bitirmeyesiniz? Hızlı Okuma Eğitimi Hakkında Genel Bilgiler * Anlayarak Hızlı okuma Eğitimi Toplam 24 saat sürecek ve %25 Teorik %75 uygulama içerikli olacaktır. * Anlayarak Hızlı okuma Eğitimi konusunda yetkin isimlerden birisi Sayın Cemal KONDU verecektir. * Anlayarak Hızlı okuma Eğitimine katılanların mevcut okuma performanslarında %40 artış olması ve anlayarak okunan kelime sayısında % 300 artış olması beklenmektedir. * Normalde bir kişinin okuma hızı 150 kelime ile 250 kelime arasındadır. Buradan yola çıkarsak, Anlayarak Hızlı okuma&nbs
Görünümünüz önemlidir. Bu, bir moda gösterisi yapmak veya en iyi giyinenler listesine girmek demek değildir. Sadece organize olduğunuz izlenimini vermeye çalışmalısınız.
Doğru veya yanlış, iyi bir görünüm ilişkide olduğunuz insanlar üzerinde güven duygusu uyandırır. Eskiden beri bilinir ki insanlar şapşal ve disiplinsiz görünümdeki insanlara yatırım yapmazlar. Bu nedenledir ki bankacılar işe spor kıyafetle gitmezler ve insanlar iş görüşmelerine gömlekleri pantolonlarının dışmda gitmezler. Nasıl göründüğünüz, nasıl giyindiğiniz, ne kadar bakımlı olduğunuz gibi şeyler genellikle sizi yeni görecek olanlar üzerinde ilk izlenimleri oluşturur. Ancak bu faktörler bile sığ ve yanıltıcı olabilir.
Nasıl giyindiğiniz sizin sezginizdir, ve insanların sizin için bunu esas alarak fikir oluşturacağını bir an için bile aklınızdan çıkarmayın.
Öyleyse yapmaya çalışacağınız şey, iyi bir ilk i
Kendimize olan güvenimiz kendimize biçtiğimiz değerdir. O aynaya baktığımız zaman gördüğümüz kişidir.
Bir antrenör olarak uzun yıllar önce, kendisiyle barışık kimselerden önemli şeyler bekleyebileceğinizi öğrendim. Kendilerini zorlayabilirler. Uzun vadeli hedefler koyabilirler. Herkesin gerçekleştirmek istediği hayalleri vardır. Kendine aşırı güveni olanlar risk üstlenenlerdir, ama daha önemlisi, onlar başarılı olanlardır.
Bunun tersi olarak, kendine güveni az olanlar genellikle dikkatlerini yoğunlaştıramayan ve çabucak hüsrana uğrayanlardır. Başarısızlığa meyillidirler, bu tür insanların belirgin özellikleri: disiplin eksikliği, organizasyon beceriksizliği, başladığını bitirememe, mutsuzluk duygusu, eleştiriye karşı duyarlılık, başkalarını kıskanma—gibi bir olumsuzluklar listesidir. İsterseniz bir antrenör, memur, veya iş arkadaşı olun, kendine güveni az olan insanlarla çalışmak zordur, çünkü duygus
Karizmaya sahip insanları düşündüğümüzde, olasılıkla iyi konuşan kişileri düşünürüz. Ve gerçekten de önceki bölümde sesli imajın, ses niteliğinin ve halka etkin hitabetin önemini vurguladık. Fakat bu resmin ancak yansıdır. Sizi birinin dikkatini ve güvenini kazanmak istediğinizde, dinlemek en az konuşmak kadar önemlidir. İyi bir dinleyici olmanız insanları size çeker; zayıf bir dinleyici olmanız ise sizden uzaklaşmalarına neden olur. Karizma sahibi birini bulun ve şüphesiz başarılı bir dinleyiciye rastlarsınız. Zayıf bir dinleyici olmak işçiler ve işverenler, satış uzmanları ve müşteriler, çocuklar ve ebeveynler ve eşler arasında kabul edilen bir sorundur. Etkin bir dinleme eksikliği aynı zamanda müşteri kaybına, siyasi kampanyaların kaybedilmesine ve davaların kaybedilmesine yol açar. Aslında, liderlik etkin bir dinleyici olamayan bir kişi için neredeyse imkânsızdır. Yanlış iletişim, hata ve tekrarlanması gereken işler, zayıf dinlemenin yaygın yan etkileridir
EVDEN KAÇAN ÇOCUKLAR üzerinde yapılan araştırmalarda, zihinsel özürlüleri hariç, hemen hepsinin aileleriyle sorunları olduğu görülmektedir. Ailede şiddetli geçimsizlik, işsizlik, fakirlik, dayak, eğitimsizlik gibi olumsuzluklar öncelikle çocukları etkilemektedir. Çocuklar sıcak aile ortamından, sevgiden, ilgiden ve şefkatten mahrum olarak büyümektedirler. Bu çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak yaşa geldikleri zaman sıkıcı aile ortamından, dayaktan, kötü muameleden ve sefaletten kurtulma hayalleri kurmaya başlarlar. İlk fırsatta ellerine bir yerden para geçince, iyi bir iş bulmak, ses veya sinema sanatçısı olmak, kısa yoldan şöhrete kavuşmak ümidiyle evden kaçarlar. Bazı çocuklar, ailenin maddî durumu iyi olduğu halde, anne ve babanın sevgisini denemek için evden kaçarlar. Ancak fazla uzağa gitmeyi göze alamazlar. Genellikle evin bodrumuna, bir akraba veya arkadaş evine sığınır; kısa zamanda geri dönerler. Anne babanın affedemeyeceği bir suç işlediklerinde, karneleri za
Evlenmezden önce boksla hemen hiç ilgilenmemiştim. Tıp öğrenimi kocamın zamanının büyük kısmını aldığından, ikimizin birden ilgileneceği ortak bir alan bulup geliştirmeye de pek olanak bulamıyorduk. O günlerde ben golf oyununa tutkundum. Buna karşılık kocam aynı tutkunlukla boks sporu meraklısıydı. Derken aramızda anlaştık; ikimiz de elverdiğince birbirimizin özellikle ilgi duyduğu konulara yönelecek, böylece pek seyrek de olsa yanyana geçirebileceğimiz saatlerin her dakikasının tadını çıkarabilecektik. Kocam benim hatırım için golf oynamasını öğrendi. Ben de televizyonda boks maçlarını kaçırmamaya, hatta arada sırada bu maçlara gitmeye başladım. Gerçi başlangıçta boksa ilgim pek kısıtlıydı, ama zamanla daha çok hoşlanır oldum ve bu spor dalmda bilgim giderek iyice derinleşti. Tamam, o halde boksu ilgi alanlarımın arasında sayabilirdim; üstelik 64.000 Dolar kazanma şansı bulunan yarışma programının konuları arasında bulunuyordu. O zaman gidip bir boks s
Organizatörlerle yaptığım ilk görüşmede, onları bok- sporu konusunda rauntları atlatabileceğime inandırmayı başarmıştım. Pek memnun kalmışlardı, bir psikoloji doçentinin, hem de bir kadın doçentin boksla ilgilenmiş olması hoşlarına gitmişe benziyordu. Daha sonraki görüşmelerde ise organizatörler benim, böylesine uzmanlık gerektiren bir alanda çok ciddiye alınması gereken bir yarışmacı olabileceğimi kesinlikle saptamış bulunuyorlardı. Bu da yarışmaya katılabileceğim demekti. Derken ilk yarışma akşamı gelip çattı; bu engeli bir solukta aşıverdim. Savaşım başlamıştı. Haftalar geçiyor, cevaplandırdığım soruları yeni sorular izliyor ve ben başa doğru güreşiyordum. Her hafta belirli bir parayı kazanıyordum; bu da beni daha da isteklendiriyordu. Benim amacım büyük ödülü kazanmaktı; buna erişebilmek için kazandığım bu küçük, fakat benim olan ödülleri geri çevirip duruyordum. Yarışmaya katılmazdan önce sürdürdüğüm uzun, yoğun öğrenme döneminde olsun, daha sonra