İnsanın hafıza sistemi mükemmeldir ve hayranlık verir. Hafızamızda depolama ve buradan çekip çıkarma yeteneğimiz şaşırtıcıdır. Hafızamızla elde ettiğimiz becerilerin listesini yapmak güçtür. Oysa her birimiz adlarını tam hatırlamasak bile binlerce yüzü, yeri, sesi, kokuyu bilir, ayırt ederiz. Daha önce bir filmi (sayısız görüntüsüne rağmen) gördüğümüzü, bir espriyi duyduğumuzu veya bir yazıyı okuduğumuzu hemen söyleyebiliriz. Her birimiz genellikle çok eski benzer özelliklerini biraz saçın, iki gözün, iki kaşın, bir burnun, bir ağzın, bir çenenin, bir ten renginin biraz değişikliklerle yeniden düzenlemesiyizdir. Ancak, her insanın yüzü bir telefon numarasından daha iyi hatırlanır. Bir oda, bir resim ve bir sokak da böyledir. Buralarda bir şey değişmişse neyin değiştiğini söylememiz güç olsa bile, değişmeyi hemen farkederiz. Bunlar pasif hafıza faaliyetine dayanır. Bir de tecrübe ile kazanılanlar, (nasıl konuşulacağını, nasıl davranıla-cağını, nasıl yemek pişirileceği
Akletmenin, akıl yürütmenin, tüm zihinsel faaliyetlerin beyinden kaynaklandığı bilinir. Ancak şu sorunun cevabı henüz verilmiş değildir: Bir madde yığını olan milyarlarca hücreden meydana gelen beyinde, bilme, düşünme, akıl yürütme gibi zihinsel melekeler nasıl oluşmaktadır? İkibinli yılların başında bilimin cevaplaması gereken bu soru, hem konuyla ilgili uzmanların hem de zihnin, özellikle şuurun kökenini merak eden felsefecilerin kafalarını kurcalıyor. Şuur, bugün üzerinde çok durulan bir konu. Çünkü genel anlamıyla biyoloji, özelde nöroloji hayatın bir sürü sırrını gözle görülür bir nitelikte açığa çıkarma iddiasını hâlâ sürdürüyor. Bunu da maddi bileşelerine indirgeyerek, parçalarına ayırarak yapmaya çalışıyor. Oysa, beyni ne kadar indirgerseniz indirgeyin, ne kadar ayrı parçalara bölerseniz bölün, arada bir zihnin ya da şuurun çıkamayacağı açıktır.
90'h yıllar bu sırrın çözümlenmesi yolunda önemli mesafeleri alındığı yıllar olarak
• Birisinin adını ilk defa duyduğunuz zaman dikkat edin. "İsim unutmak" çok kere, başlangıçta iyi algılayamamış olmaktan kaynaklanır.
• Öğrendiğiniz ismi hemen kullanın. Örneğin "Günaydın Ahmet Bey,", "Murtaza ne kadar değişik bir isim değil mi?", "Fatma Hanım'ın dediği gibi..." ismi yüksek sesle söylemek, çok iyi bir prova yoludur. Konuşmanız sırasında ismi bir veya iki kere kullanın veya dikkatinizi toplayıp ismi sessiz olarak içinizden söyleyin. • Gördüğünüz kişinin çehresiyle duygusal bir çağrışım yapın. Bu kişiden kullanılmış bir araba alır mıydınız? Bu kişiye para veya bir başka şey emanet eder miydiniz? Bu kişi tanıdığınız birine benziyor mu? • Kişinin dikkat çeken bir özelliğini onun adıyla birleştirmeye
Durum 1: Golf öğrenmek istiyorum. Bunu gerçekleştirmek için beni harekete geçirecek en etkili yolu bulmalıyım. Ne olmalı?
1. Golf oynayan insanlarla konuşup onların ne söylediğini duymalıyım.
2. Birkaç ders alıp deneme aşamasında birkaç atış yapmalıyım.
3. Bu konu hakkında kitap, dergi okumalı, videolar bulmalı ve TV’ deki golf turnuvalarını izlemeliyim.
Durum 2: Küçük kardeşim bilgisayarını onunla oyun oynamak için nasıl kullanacağımı öğrenmemi istiyor. Bu bilgisayarı kullanmayı öğrenmek için, ilk adım olarak:
1. Bilgisayar nasıl kullanılır diye kılavuzunu okumalıyım.
2. Nasıl yapacağımı birine sormalıyım.
3. Bir kurumdan kısa bir bilgisayar eğitimi almalıyım.
HIZLI OKUMA NEDİR?
Görsel algılama düzeyimizi geliştirecek okuma, algılama ve anlama düzeyimizi yükseltmeyi amaçlayan farklı bir tekniktir.
Göz ile beyin arasındaki sinirlerin, göz ile kulak arasındaki sinirlerden 25 kat daha hızlı hareket ettiğini biliyor muydunuz? O halde neden en az 10 saat süren bir çalışmayı en fazla 1–2 saatte bitirmeyesiniz? Hızlı Okuma Eğitimi Hakkında Genel Bilgiler
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimi Toplam 24 saat sürecek ve %25 Teorik %75 uygulama içerikli olacaktır.
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimi konusunda yetkin isimlerden birisi Sayın Cemal KONDU verecektir.
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimine katılanların mevcut okuma performanslarında %40 artış olması ve anlayarak okunan kelime sayısında % 300 art
Yaklaşık 7000 yıllık bir geçmişi olan EFT (Duygusal Özgürlük Tekniği) kişilerde yüz güldürücü sonuçlar aldırıyor. EFT tekniği akupunktur tekniğinde kullanılan bölgelere parmaklarla minik dokunuşlarla kullanılan bir teknik ancak sadece bundan ibaret değil.
EFT tekniğini başarı ile uygulayan kolay ve etkili sonuçlar veriyor. Korku ya da kaygı varsa, geçirilmiş bir travma, stresle baş edememe, sürekli geçmişin göz önüne gelmesi ile yaşamı daha da kalitesizleştiren hatıralar varsa ETF tekniği sayesinde bunların yok edebilmesi mümkün olmaktadır. İnsan yaşamını çekilmez kılan, kişiyi her zaman etkisinde tutan, travmalar ve sonrasında oluşan stres bozukluğu durumlarının önemli oluyor.
EFT (Duygusal Özgürlük Teknikleri) vücudun enerji meridyenlerinin uç noktalarına parmak uçlarıyla vurmaktan ibarettir. EFT (Duygusal Özgürlük Teknikleri) 'nin prosedürüne uyulması, sistemin düzenli uygulanması, doğru sözcükleri kullanılması, asıl kaynağa inileb
Türkiye'de kurumsallarda koçluk hizmetinin alınması kararı öncelikle Patronlar ve Üst Düzey Yöneticiler tarafından veriliyor. Öte yandan, kurum uluslar arası nitelik taşıyorsa ya da büyük bir kurumsa İnsan Kaynakları ve Eğitim Bölümleri karar verici olabiliyor. Yöneticilere, şeflere ve çalışanlara eğitim programları düzenleyen, onların gelişim ve performansından sorumlu hisseden İnsan Kaynakları ve Eğitim Bölümleri koçların seçilmesi, programın takibi ve sonuçların kontrolü ile ilişkili olarak sorumluluk alıyor.
İnsan Kaynakları ve Eğitimi Bölümlerinde görevli çalışanlarla yaptığım görüşme ve konuşmalarda daha çok performansından memnun olunmayan, üst düzey yönetici veya patronlardan gelen şikayetler nedeniyle kişiyi kurtarmak, gelişimine katkıda bulunmak ve performans artışı sağlamak için koçluk hizmeti alınıyor. Koçluk hizmeti birebir çalışma gerektirdiği ve nispeten daha maliyetli olduğu için bu hizmet daha çok yöneticiler için alınırken