Günümüzde küreselleşme ile birlikte pekçok şey değişmektedir.Bu değişim şirketlerin ve yöneticilerin de mutlak surette değişime ve gelişime açık olmaları ile pozitif hale gelebilir. Dünyanın en eski mesleklerinden biri kabul edilen satış mesleğine bakacak olursak, yüzlerce asır öncesi ile günümüz arasında çok şeyin değiştiğini ama en önemli şeyin değişmediğini görürürüz.Yani satışta müşteri de insandır, satıcı da .Müşterisine odaklanan, müşterisini anlayabilen ve mutlu edebilen her şirket kazanır. Bir satış ekibi, satış temsilcileri ya da satış danışmanlarından ve satış yöneticisi ya da satış müdüründen oluşur. Satış danışmanları görevleri gereği sadece kendisinden,satış hedeflerinden ve sorumlu olduğu bölgeden yükümlüdür. Ancak ekipten sorumlu kişi olan satış müdürü ise ekibindeki satışçılardan, satış hedeflerinden ve tüm bölgeden sorumludur. Satışların artması, hedeflerin realize edilmesi ve tüm ekibin
Şayet mutluluk, varmayı beklediğin bir duraksa, o halde daha çok yolun var demektir. Burada en büyük hatamız, mutluluğun bize, bizim dışımızda bir yerlerden geleceğini düşünmektir. Danışanlarımın çoğu, stresli haldeyken gülümsemelerinin imkansız olduğunu söylüyor. Kendilerince haklılar tabi. Problemi oluşturan şey aslında içinde bulunduğunuz durum değil, o problemi nasıl gördüğünüzdür. Yani onun bir sorun olduğunu düşünüyorsanız haklısınız, bir sorun olmadığını düşünüyorsanız yine haklısınız. Diyebiliriz ki, mutlu ya da mutsuz olmaya çoğu kez kendimiz karar veriyoruz. Mutlu ve Başarılı Olma Sanatının Yasaları Mesut olmaya karar ver: Mutlu olmayı hayatınızın önceliği haline getirmelisiniz. Nasıl zayıflamak için günde en az 20 dakikanızı egzersize ayırmanız gerekiyorsa, mutlu olmak için de her gün bu fikre belli bir mesai ayırmalısınız.
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşayamaz ve doğduğu andan itibaren ona bakacak, yedirip içirecek, bir şeyler öğretecek birilerine ihtiyaç duyar. Ölüme kadar da sosyal olma ihtiyacı devam eder. Sosyal bir varlık olarak en önemli görevlerimizden biri sevmek ve sevilebilmektir. İşimizde ne kadar uzman olursak olalım; insanları sevmiyorsak ve onlarla iyi ilişkiler kuramıyorsak aslında kendi içimizde eksik kalmışız demektir. Çünkü gelişmemizde ve ilerlememizde başka insanların fikirleri, davranışları ve tutumları önemli bir etkendir. Bu etkinin pozitif veya negatif oluşunu davranışlarımızla belirleyen de bizizdir. İş yerinde tüm çalışanlara saygısız ve küçümseyen bir tavır sergiliyorsak, terfi edilme zamanımız geldiğinde olumlu oy kullanacak insanların sayısı son derece sınırlı olacaktır. Ya da tavırlarımızla insanları rahatsız ediyorsak, patronun işçi çıkarması gerektiğinde aklına ilk gelen biz olacağızdır. /
ABD’li hipnoterapist David J. Lieberman, “Size Kimse Yalan Söyleyemez” adlı kitabında, kandırılanlar için “Yalan dedektörü” olmanın ipuçlarını veriyor Klinik psikoloji alanında dünyaca tanınan ve kısa süreli terapide devrim niteliği taşıyan ’Nöro Dinamik Analiz’in yaratıcısı Lieberman’ın ilginç bilgiler içeren kitabı, Kuraldışı Yayıncılık’tan piyasaya çıktı. Kitabında insanoğlunun günümüzde kandırmaca dolu bir dünyada yaşadığına dikkati çeken Lieberman, ’Birilerinin bize yalan söylemesine engel olamayız ama bizi inandırmalarına engel olabiliriz’ görüşüne yer veriyor. Kitabın her bölümünde yalanın farklı bir yüzünün ortaya konulduğunu belirten Lieberman, kitaptaki yeni teknikler sayesinde herkesin kendilerine yalan söylenip söylenmediğini anlayabileceğini kaydediyor. YALAN SÖYLÜYORSA…
Gerçekle yüzleşmemek için kendinizi kandırıyor olabilir misiniz? İşte insanın kendine söylediği 12 büyük yalan… Kilo verirsem…üniversiteyi kazanırsam… bir sevgili bulursam… bu cümlelerin sonuna onlarca şey eklenebilir. Ama mutluluğu ertelemek ve bir şeylere bağlamak ne derece doğru sizce? Yaşadığınız anın tadını çıkarmayı öğrenmeli ve pembe yalanlardan vazgeçmelisiniz! ‘Kimsenin beni onaylamasına ihtiyacım yok’ En ufak bir eleştiri ile karşılaştığında hemen bu yalana mı sığınıyorsunuz?Herkesin onaylanmaya takdir görmeye ihtiyacı vardır. Kimseye danışmadan, sürekli kendi bildiklerini yapan bir insan kendisini geliştiremez. “Beni seviyor ama bağlanmaktan korkuyor” Aşkın gözü kördür diye boşuna dememişler. Sen de bu yalanla kendini avutuyorsan, şu gerçeği size üzüle
Yaşam koçluğu, profosyonel bir hizmettir. Kişileri bulundukları noktadan, olmak istedikleri noktaya götüren bir gelişim sürecidir. Yaşam koçları, koçluk hizmeti verdikleri kişiye , belli teknikleri ve belli prosesleri uygulayarak kişinin, performansının arttırılmasına, kendi içsel çözümlerine ulaşmasına, kişiye ve duygularına ayna tutulmasına hizmet verirler. Görüşmelerde, sizin öncelikleriniz dikkate alınarak birlikte ortak bir strateji geliştirir. Neden ve niye sorularını sormaz. Geçmişe bakmaz. Şu an bulunduğunuz noktadan varmak istediğiniz noktaya nasıl varacağınıza yoğunlaşır. Yaşam Koçluğu, akıl ve ruh sağlığı yerinde olup, hayatında geldiği noktada kendisini mutsuz hisseden, aradığı yönü bulamayan ya da o yöne doğru nasıl ilerleyeceğini bilemeyen kişiler içindir. Yaşam Koçluğu'nda koçun doğruları değil sizin doğrularınız hayata geçirilir. Yapılan çalışmanın esası, sorularla duruma yeni açıl
Koçluk; Seçtiğiniz yoldan ya da sizden kaynaklanan engelleri ortadan kaldırabilmeniz ya da aşabilmeniz için güçlü sorularla farkındalığınızı artırır. Yol boyunca kendi potansiyelinizi keşfetmeniz ve hedeflerinize daha hızlı ulaşmanız konusunda sizi destekler. Koçluk; • Kişinin şu an bulunduğu yerle hedeflediği yer arasındaki boşluğu kapatan, • ya da hedeflediği noktaya ulaşma sürecini kısaltan interaktif bir süreçtir. Koçluk; • Hayalleri gerçekçi hedeflere dönüştüren, • ve sizi o hedeflere hızlı ve etkili ulaştırmaya odaklanan sonuçları ölçülebilir profesyonel bir disiplindir. Koçluk; • Kendinizi geliştirmek için faydalanacağınız bir ilişkidir. • Tedavi, Terapi, Danışmanlık, Mentorluk ya da dert ortaklığı DEĞİLDİR. Size tavsiyede bulunmayacağı gibi herhangi bir fikri de size kabul ettirmeye çalışmaz