Ian'ın Hikayesi; Ilan, bir pazartesi sabahı dişinin ağrıdığını hisseder. Fakat yüklü . bir programı vardır ve dişçiye gidecek zamanı yoktur. Ya ağrı kesici alacak, ya da dişçiye gitmek, zorunda kalacak. Fakat o bunları değil bir de üçüncü seçeneği denemek zorunda kalır. Ağrısı ile pazarlık yapar. Bilinçaltına gönderdiği bu sinyal için teşekkür eder. Çünkü dişindeki problemi bilinçaltı ona haber vermiştir. Bilinçaltı ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre eğer bilinçaltı sinyali durdurarak ağrıyı keserse hafta sonu dişçiye gidecektir. Buna söz verir. Eğer durum acil ise sabaha kadar ağrının sürmesini ister. Ağrı yarım saat sonra durur, işlerini hafta içinde bitirir ve hafta sonunda da dişçiye gider.
Her insan kendi bilinçdışına yalnız kendisi emir verebilir. Başkaların düşünceleri, eğer onları kabul edersek bizi etkileyebilir. Herkes düşünceleri seçmede özgürdür.
Bugün artık başarısızlığın gerçek sebebinin zihinde üretilen başarısızlık senaryolarının
Şimdiye kadar görmüş olduğumuz yeniden çerçevelendirme yaklaşımları da problem tanıma açısından yararlıdır. Bunlar genellikle çok sayıda yeni sorun yaratacaklar, dolayısıyla, bu sürecin ikincil bir yararı olarak, ele alınacak doğrudan ilişkili sorun ya da fırsat sıkıntısı olmayacaktır. Bir yeniden çerçevelendirme işleminin açığa çıkaracağı yeni sorun pekâlâ kritik bir faktör ya da ana neden olabilir. Dolayısıyla, yeniden çerçevelendirici düşünmeyi bir problem bulma aracı olarak her geleneksel tekniğe uygulayabilirsiniz.
Daha tutucu yöneticiler çerçevelerini değiştirmekten kesinlikle hoşnut olmazlar, zira bu, ortaya yeni gerçekliklerin çıkmasına neden olur. Çeşitli temel sorunları gizleme olasılığı olan görülebilir semptomlara bağlı kalmak onları daha mutlu kılar ve bu durumda bile, ölçülemeyen ‘yumuşak’ faktörleri çoğu kez önemsemezler. Yeniden çerçevelendirme, her şeyden çok, kendi sınırlı algılama kapasitemizi gözler önüne serecektir. DERLEYEN.
Yanlış ya da yanlış yönlendirilmiş olduğunu düşündüğümüz davranışlara ilişkin olumlu bir nedeni anlamakta zorluk çekeriz. Ama bu, başkalarının davranışlarına yön veren farklı algı haritalarını anlayamamak demektir. Bir davranış bizim neyin doğru ya da anlamlı olduğuna ilişkin haritamıza uyarsa ‘olumlu’ ve anlamlıdır. Bir terörist ya da adi suçlunun bile, davranışı için, kendisince olumlu anlam ifade eden bir neden göstermemesine çok ender rastlanır.
Her türlü durumda, görünüşte garip olan davranışlar, sonunda bizim o zaman fark etmediğimiz bir niyeti açığa vurur. Örneğin, ilgi çekme ya da tanınma arzusu, ilgi çekmek için hemen her şeyi yapabilen çocuklarda daha belirgin olmasına rağmen, açıklanamaz denen bu tür davranışların nedenidir çoğu kez. Çok az insan ifade ettiği hedeflerinde bir hastalığa yer verir, ama milyonlarca insanın davranışı bir rahatsızlıkla ilintili davranışın doğrudan ya da dolaylı sonuçlarının etkisi altında olabilir. Bazı durumlarda, yalnız b
Her bilim dalının, her sanat dalının, her işin öğrenilmesini kolaylaştıran temel ilkeler vardır. Bu ilkeler işlevsel olduğu için kabul edilir, kişilerin inançlarına göre değişmez ve sağduyuya hitap eder. Aşağıdaki ilkeleri yaşamınızda gerçekleştirdiğinizde, deneyim ve davranışlarınızda, NLP'nin yaklaşım ve becerilerini doğal olarak göreceksiniz. Bu ilkeler kendinizi ifade etmekte, başkalarını isabetli algılayabilmekte, istediğiniz sonucu alabilmekte ve esneklik kazanmanızda yol gösterici olacaktır. Önce ilkeleri, sonra bu ilkeleri yaşamda en etkin biçimde uygulama yollarını öğreneceğiz.
1. Harita temsil ettiği arazinin kendisi değildir.
Her birimiz beş duyumuzla dış dünyadan gelen verileri ve bilgileri alırız ve kendi özel kalıplarımıza göre bu bilgilere bir anlam veririz. Bir şehir haritası bize şehrin yollarını, sokaklarını gösterebilir ama o yollarda, o sokaklarda karşılaşacağımız manzaralar ya da gördüklerimizden hoşlanıp hoşl
UMUTLAR TÜKENİNCE - Anadolu'da bir oyun vardır. Oyun için bir daire çizilir ve dairenin ortasına bir akrep konur. Sonra dairenin etrafına çember şeklinde gaz dökülür. Akrep ortadadır ve gaz ateşlendiği zaman akrep birden kendini bir ateş çemberinin içinde bulur. Kaçmak için sağa gider, sola gider ve en sonunda çemberden çıkamayacağını anlayınca, kendisini sokarak öldürür. Bir insan umutları olduğu sürece yaşamaktan zevk alır. Umutları tükenmiş bir insanın artık hayatta bir gayesi kalmamıştır. Hayalleri ve hedefleri olan insanlar her zaman daha mutlu ve daha başarılıdır. Her güne yeni umutlarla başlayan ve her sabah kalktığında yeni fırsatlar peşinde koşan insanlar dolu dolu bir hayat yaşarlar.
Umut insanlara dağlan deldiren kocaman bir matkaptır.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Yaşam Koçluğu profesyonel bir hizmettir. Danışan Yaşam Koçuyla doğru ve başarıya odaklı bir yola girmek ister.
Soruna çözüm üretmek, yaşamda bir değişim yaratmak için harekete
geçmek, eldeki olumlu imkanları değerlendirmek için birlikte çalışılır. Yaşam koçları eli tutup sürüklemez. Arkadan da itmez. O yanda yürüyendir. Yaşam koçluğunun bu kadar popüler olmasının başlıca sebebi, insanların bir an önce potansiyellerini harekete geçirme arzularıdır. Erken bilgilenme, fazla beklememe, fayda neredeyse ona ulaşarak başarıyı genç yaşta erken yakalama arzusudur. Başarı ve potansiyel bireyin içinde bekler. Çağ çift meslek çağıdır. Yaşam Koçları deneyimli, çalışkan ve destek verirken karşısındakinin potansiyelini tam olarak kullanmasını bekler, fırsat verir. Yaşam Koçları mesleklerini en iyi yapmak isteyen, birkaç meslekli ve mutlu insanlardır. Danışanlarına çalışma ortamını hazırladıklarında son derece rahat, en
1- İletişimin Anlamı, Alınan Cevaptır;İletişimin etkisi, hedeflenen amaca göre, elde edilen sonuçla ölçülür. İletişiminizi ne kadar gelişmiş araçlarla, ne kadar güzel bir biçimde yaparsanız yapın, hedeflediğiniz sonucu alamıyorsanız, iletişiminiz etkisiz demektir.
Bu durumda yapılacak şey, alınan sonucu değerlendirip metod üzerinde değişiklikler yapmak, ya da metodu tamamen değiştirmektir. Burada, iletişimdeki sorunun karşı taraftan mı, yoksa sizden mi kaynaklandığını anlamanız, iletişiminizin sonucunu nasıl değerlendireceğinizi bilmeniz gerekir. İletişime etki eden faktörler ise şunlardır: yüzde 10 sözcükler, yüzde 30 konuşma tarzı, yüzde 60 vücut dili.
2- Başarısızlık Diye Birşey Yoktur, Sadece Sonuçlar Vardır
"Başarısızlık" denilen her olgu, aslında insana birşeyler anlatan, öğreten bir durumdur. Kişi, olaya böyle yaklaştığında, hem çöküntüye düşmez, hem de öğrendiği bilgile