Sıkışık mı sıkışık bir trafikte iş randevunuza yetişmeye çalışıyorsunuz. Bir taraftan yeterince hazırlanmadığınız için bu buluşmanın nasıl geçeceğinin stresini yaşıyorsunuz. Diğer taraftan geç kalacağınız endişesini duyuyorsunuz. Tam o sırada radyoda bizim şarkımız dediğiniz bir şarkı çalmaya başlıyor. Birden gevşediğinizi hissediyorsunuz. Gözünüzün önünde sevdiğiniz kişi canlanıyor. Yüzünüzü bir tebessüm kaplıyor.
Yüzünüzde mutlu bir tebessüm, hülyalara dalmışken mavi-kırmızı ışıklı bir arabanın tam arkanızda olduğunu dikiz aynasından görüyorsunuz. Aniden içinizi sıkıntı kaplıyor çünkü ruhsatınızı evde unuttuğunuz aklınıza geliyor. Panikleyerek arabayı sağa çekmeye hazırlanırken, arkadaki polis arabasının sizden yol vermenizi istediğini fark ediyorsunuz.
Eliniz otomatikman sevgilinizin size şans getirsin diye verdiği arabanın aynasından sallanan Noel baba figürüne gidiyor. Rahatlıyorsunuz.
Çapalar iş başında,
Öğrencilik hayatımızda sayılamayacak kadar çok ve çeşitli sınavlarla karşı karşıyayız. Sınavlarda başarı yönüyle rakiplerimizin önünde olmak disiplinli çalışmayı gerektirmektedir. Bu disiplini ise iç motivasyonumuzla sağlayabiliriz.İç motivasyonumuzu sağlamayı bize sınav koçu öğretebilir.Bir Yaşam Koçu ile çalışmak sınav sürecinde olan kişilere mutlak başarı getirecektir.Sınava hazırlık kursundan önce ailelerin çocuklarını sınava ruhsal olarak hazırlamaları ya da bunu sağlayacak bir koç ile tanıştırmaları çok yararlı olur.Sınava hazırlık konusunda harcanan paraların çöpe gitmesini engelleyebilir. Sınav Koçluğu sınav yolculuğunda yapılan ve belli ilkelere dayanan bir eğitim sürecidir.. 20 saatten başlayarak tüm sınava hazırlık sürecini de kapsayacak bir süre ayarlaması yapılabilir. İçerik; Motivasyonel süreçler nelerdir? Dikkati ve konsantrasyonu artırmanın yolları Sınav stratejileri Motivasyon engellerinin tanınmas
Sınav kaygısı, öğrencinin sınavla ilişkili çoğu gerçekçi olmayan olumsuz beklentilerinin yarattığı yoğun sıkıntı hissidir. Sorumluluk sahibi olan, bir hedefi olan ve bunun gerçekleşmesi için çaba gösteren her öğrencinin, bilgisinin değerlendirildiği bu tip sınavlardan önce kısmen kaygı duyması doğal ve gereklidir. Sınav kaygısı az miktarda ise kişi üzerinde motivasyon ve performansı arttırıcı etki gösterir. Ancak sınav kaygısı istenen düzeyin üzerine çıktığında kişinin dikkat, öğrenme, bellek fonksiyonlarını olumsuz etkiler ve başarıyı ve motivasyonu düşürür. Stresin artmasıyla birlikte olumsuz düşünceler öğrencinin zihnini kaplamaya başlar. Sınav stresi ve kaygı durumda vücutta birtakım hormonal değişiklikler meydana gelmektedir. Bunun sonucu olarak kaygı ve stresin derecesine göre kişide sınavdan günler öncesinde bile kendisini göstermeye başlayan huzursuzluk, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk, karın ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi
Satış stratejinizi ve organizasyonunuzu oluşturdunuz. Eğitimlerle ekibinize gerekli bilgi ve beceriyi de kazandırdınız. Artık maksimum performans için ekibinizin önünde bir engel kalmadığını düşünüyorsunuz. İşiniz bitti mi? Sanmıyoruz. Şöyle bir örnek verelim: Ekibe uzaktaki hedefi gösterdiniz. Bulunduğunuz noktadan hedefe gidebilmeleri için hedefin yanısıra onlara yolu da gösterdiniz veya yol açtınız. Ekipteki herkes bu yolu kendi yürüyecek. Bu yolculuk esnasında ihtiyaç duyduklarında, yollarını, yönlerini kaybettiklerinde yakınlarında olmalısınız. Onları kendi potansiyellerini gerçekleştirmeleri için önlerine çıkan sorunları gene kendilerinin çözmeleri için onlara destek olmalısınız. İşte satış koçluğunun devreye girdiği yer... Beklenen eğitim sonuçları: Satış yöneticiliğiyle satış koçluğu arasındaki farkı öğrenmek Satış koçluğunun temel prensiplerini bilmek ve uygulamak Satış yöneticilerinin sıkça düştüğü hatalardan sakınmak Koçluk iletişim
1) Takıntılı kişilik özeliklerini taşıyan kişiler; hem kendi üzerlerinde hem de çevrelerinde denetimi sağlamak üzere önlemler alınır. 2) Yaklaşımlarında ölçülüdürler. 3) İlişkilerde ihtiyatlı,düşünceleri mantıklıdır. Bu özeliklerinde aşırıya kaçarlarsa sert görünüşlü ve bilgiçlik taslayan kişiler olur. 4) Duygular ve sezgiler yerine, nedensellik ve mantıksal olma üzerine dururlar. Nesnel olmak için ellerinden geleni yaparlar. 5) Taşkınlık yapmaktan kaçınırlar. 6) İlişkilerde ölçülü ve duygusal olarak mesafeli görünürler, aynı zamanda dengeli, güvenilirlik ve dürüstlük niteliklerine sahiptirler. 7) İlişkilerinde kendilerini tutma duygularını frenlemelerine ek olarak çevrelerinde egemenlik kurmayı severler. 8) Takıntılı, saplantılı kişiler için her şeyin bir yeri vardır. Her şey yerli yerinde olmalıdır. 9) Temizliğe düşkün ve düzenlidirler. 10) her şeyi t
Genellikle internette şöyle reklamlar görürüz ya da e-postalar alırız: “1 haftada 1 milyon kazanmanın yolları”, “Gelirinizi 1 günde 10 kat artırın”, “Bizden alacağınız sertifika ile başarının kapıları ardına kadar açılır”, “Günde sadece 1 saat ayırarak, zengin olmanın yolları”. Peki tüm bu vaatlerin gerçeklik payı var mı? Yoksa bunlar tamamen modern zamanların bir dolandırma taktiği mi? Bir günde başarıya ulaşmak mümkün mü? Yoksa böyle bir beklenti içinde olmak sadece bir hayal mi? Bir Günde Başarı Mümkün Ama Çok Ender Yaşanan Bir Gerçek Bu, tamamen insanların başarıya ulaşma üzerinde kendi kendilerine oluşturmuş oldukları inanç sistemine bağlı bir durum. Evet, bazı insanlar için oldukça kısa zamanda, hatta bir günde başarıya ulaşmak mümkün, çünkü bilinçleri o yönde gelişmiş. Ancak, büyük bir çoğunluğun, başarıya ulaşma formlülü, oldukça fazla çalışmak
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşayamaz ve doğduğu andan itibaren ona bakacak, yedirip içirecek, bir şeyler öğretecek birilerine ihtiyaç duyar. Ölüme kadar da sosyal olma ihtiyacı devam eder. Sosyal bir varlık olarak en önemli görevlerimizden biri sevmek ve sevilebilmektir. İşimizde ne kadar uzman olursak olalım; insanları sevmiyorsak ve onlarla iyi ilişkiler kuramıyorsak aslında kendi içimizde eksik kalmışız demektir. Çünkü gelişmemizde ve ilerlememizde başka insanların fikirleri, davranışları ve tutumları önemli bir etkendir. Bu etkinin pozitif veya negatif oluşunu davranışlarımızla belirleyen de bizizdir. İş yerinde tüm çalışanlara saygısız ve küçümseyen bir tavır sergiliyorsak, terfi edilme zamanımız geldiğinde olumlu oy kullanacak insanların sayısı son derece sınırlı olacaktır. Ya da tavırlarımızla insanları rahatsız ediyorsak, patronun işçi çıkarması gerektiğinde aklına ilk gelen biz olacağızdır. /