• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Anlayarak Hızlı Okuma Eğitmenliği Sertifika Programı

Hızlı Okuma

Bir insanın dakikada ortalama 200-300 kelime okuyabildiğini biliyor muydunuz? Hızlı okuma eğitimi almış bir kişi ise bu sayıyı beşe katlayabiliyor. Hatta bazen daha da yukarı çıkabiliyor. Hızlı okuma bir beceridir ve biz bu beceriyi eğitimle geliştirebiliriz. Kimi üstün zekalı çocuklar bu beceriyle birlikte dünyaya gelirler, ama ortalama zekaya sahip her birey azmederse hızlı okuma becerisini edinebilir. Bir kişi dakikada 200-300 kelime okuduğunda bunun %60’ını aklında tutabilirken hızlı okuyan bir kişi dakikada 800-1000 kelime okuduğunda bunun %80’inden fazlasını hatırlayabilir. Bunun sebebi ise, daha hızlı okuduğumuzda beynin konunun bütünlüğünü daha kolay kavrar, siz de zaman ve enerjiden tasarruf etmiş olursunuz. Olduğundan daha hızlı okuyarak zamandan kazanmak kesin bir sonuçtur. Bununla beraber, daha kısa sürede daha hızlı okunan yazıların hafızada tutulabilmesi de gerekir. Eğer okuduklarınızı hafızanıza alamıyor ve gerektiği zaman hatırlayamıyorsanız hızlı okumanın hi

Bilinçaltı Telkin

Bilinçaltı

Bilinçaltı çoğumuzun bildiği ya da duyduğu bir kavramdır. Bu kavram bilincimizin farkında olmadığı ama davranışlarımızın yönlendirilmesinde önemli rol oynayan bir yapıyı belirtiyor. Bilinçaltı, alt benlik, bilinçdışı olarak da adlandırılan Bilinçaltı kişiliğimizin farkında olmadığımız, kontrolümüz dışındaki parçasını temsil etmektedir. Diğer bir deyişle bu, buzdağının görünmeyen kısmıdır. Otomatik bir pilot gibi bütün tecrübelerimizi depolar. Bir bilgi deposudur. Deneylerimizi anılar şeklinde depolar. Bilinçaltı heyecanlarımızı, sezgilerimizi, alışkanlıklarımızı ve güdülerimizi depoladığı gibi, bunların faaliyete dökülmesinden de sorumludur. Doğduğunuz andan itibaren size söylenen her sözcük doğrudan bilinçaltına gitmektedir. Kendi yemeğini yemek isteyen çocuğa ‘’dur dökersin, beceremezsin! ’’ ,’’ Dokunma kırarsın ’’ … gibi cümleler gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde becerememe, cesaret edememe, özgüvenini kaybetme gibi davranışlarımızın temelini oluştururlar. Bu nedenle ç

Bilinçaltı Teknikleri

Bilinçaltı

Kişi, anne karnına düştüğü andan itibaren her şeyi kaydetmeye başlar. Annenin karnında iken, onun davranış ve duygularını kaydeder. Doğumdan sonra, anne ve babanın kişiye, başkalarına ve karşılaştığı olaylara nasıl davrandığını kaydeder. İleriki yaşamımızda, ilişkilerimizde yaşadıklarımız, bu kayıtlar referans alınarak oluşur. Hayatta kalabilmek için, en yakınımızdakilerin hayatta nasıl kaldıklarını modelleriz. Bu, bilinçli bir davranış değildir, bir güdüdür. Bilinçaltı, varoluşumuzun en ufak ayrıntılarını dahi içinde barındıran olağanüstü ve kusursuz bir belleğe sahiptir. Aynı zamanda bilinçaltı, söylenenleri sorgulamaksızın kabullenen ve kolayca yönetilebilen bir yapıya sahiptir. Her birey farklı alışkanlık ve inanışları, istek ve arzuları, korku ve endişeyi bilinçaltına iter. Bu nedenle Bilinçaltı subjektiftir. Bilinç ise daha objektif ve nesneldir denilebilir. Bilinçaltında zaman kavramı yoktur. Bilinçaltı zamanı

Başarısızlık Nedir - Başarısızlığın Nedenleri!

Başarı

Çok sayıda başarısızlığa uğramasına rağmen yılmayan ve çaba göstermeye devam eden kişinin başarıya olan inancının pekiştiğinden söz edebiliriz. Vazgeçtiği yerde inancını da yitirmiş olur. Kişi olayların artık kendi kontrolünde olmadığına inanmaya başlar. Bir daha başarıyı denemeye cesaret etmeyecektir. Tarif olarak öğrenilmiş cesaret geçmişteki acı deneyimlerden çıkartılan negatif şartlanmaların bugünkü davranışları belirlemesidir. Daha önceki denemelerde karşılaşılan başarısız sonuçları kendini sinirlendirecek şekilde yanlış yorumlamaktadır. Bir insanın başarısını belirleyen en temel etkenlerden biri, onun başarısızlığı nasıl karşıladığıdır. Başarılı olmayı arzu eden herkes, başarısızlığı yenmek ve ilerlemeye devam edebilmek için stratejiler geliştirmelidir. Eğer geliştirmezse, başarısızlık mutlaka cesaretsizliğe ve cesaretsizlik de yenilgiye yol açar. Başarı isteği doyumsuz bir canavar gibidir eğer ona aşırı önem verirseniz sürekli onun için çalışmaya başlarsını

Koçluk Sistemi

Koçluk

Koçluk Sistemi, kendinizi tanımaya,kendi içsel farkındalığımızın ön plana çıkmasına kendimizi keşfetmemize yardımcı olur. Değişim ve dönüşümlerin dıştan içe değil içten dışa olduğunu gösterir. Mutluluğun dışarıda aranmamasını ve her şeyin kendi içimizde var olduğunu farkına varmamızda bize yardımcı olur. Bunlara nasıl sahip olacağınızı, kendi üzerinizde bir keşif yolculuğuna çıkmanıza yardımcı olan profesyonel bir süreçtir.Mutlu yaşam becerisini arttırmaya, içsel kaynaklarınıza ulaşmaya, kaynakları istenildiği biçimde ve süreklilikte kullanmanıza, hayatınızda yapmak isteyip de yapamadığınız çalışmalar ve davranışlar için aksiyon planı yapmanıza ve her şeyden önce sahip olduğunuz değerlerinizin olduğuna ve bunlarla mutlu olmanızayarayan, bireylere ve kurumlara destek sağlayan özel bir kişisel gelişim süreç programıdır. Koçluk Sistemi ilişkisinde, Koçluk Sistemi hizmeti alan danışanı, kendi potansiyelini kullanarak kendisi için

Denizli'Deki Yaşam Koçları

Yaşam Koçluğu

Yaşam Koçluğu, gelişmekte olan ve hızla büyüyen bir alandır. Yaşam Koçları, danışanlarını, istekleri yönünde ve daha iyi bir yaşama ulaşabilmek için gereken desteği verir. Koçluk; bir insanın gelişmesine, yeni bir beceri, yetkinlik veya davranış öğrenmesine, kendisi için koyduğu hedeflere ulaşmasına veya bir problemini çözmesine destek olmaktır. Sizlere yeni bakış açıları kazandırmak ve varlığını unuttuğunuz kaynakları, güçlerinizi açığa çıkarmak gibi profesyonel tekniklerle; çözümleri görebilen başarılı ve yüksek potansiyelli insanlar ve kurumlar olarak hayatınıza yeni bir yön verebilirsiniz. Koçluğun tercih edilmesinin ve bu kadar hızla yayılmasının nedeni, kısa zamanda etkin sonuçlar elde etmesidir. Yaşam Koçluğundan yaşamının şu ana kadarki gidişatından şikayetçi, gelecek için yeni planlar yapmaya ve başta kendisi olmak üzere hayatındaki herkesi affedip geride bırakmaya hazır, yaratıcı, zeki, açık sözlü, varol

Dahilerin Hastalığı: Öğrenme Bozukluğu Disleksi

Disleksi

Okuma yazma zorluğu çeken, harflere takla attıran, matematikte fark edilemeyen sayılarla işlemler yapan, harfler ve sayıları değişik algılayan, konsantrasyonu azalan, öğrenme kalitesi bozulan, okuma korkusu sosyal fobiye dönüşen dahiler tanıyor musunuz? Türkiye’de “Dâhilerin Hastalığı: Disleksi” konferansını düzenleyerek bu konuya dikkat çeken, Disleksinin beynin sembolleri farklı algılaması ile oluştuğunu ve kalıtımsal olduğunu belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünya nüfusunun % 15’inin disleksi ile yaşadığını vurguluyor. Konuşma seslerini zihinde düzenleyebilmenin, sözcük listesini tekrarlayabilmenin, bir resim serisini adlandırmanın ilk bakışta çok basit eylemler olarak gözükebildiğini, fakat disleksi olan çocuklar için bunun zorlu bir mücadele olduğunun altını çiziyor. Bu zorlukların disleksinin üç temel belirtisini oluşturduğunu ve okumayı engellediğini belirtiyor. Disleksi hakkında yeni bir araştırma yapan

 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15