Zihin karışıklığı, unutkanlık, dalgınlık, uykusuzluk, aşırı yeme, iştahsızlık, ağlama, depresif olma, sinirlilik, öfkelilik, sıkıntı, huzursuzluk gibi belirtiler stresin beyin kimyasında doğrudan geliştirdiği hastalık belirtileridir.
Zaman baskısı, başarı baskısı, hızlı yaşantı, ekonomik yarışmacılık, kıskançlık, "Yapmalıyım, mecburum" gibi zihinsel şartlanmalar hep beyin kimyasını bozmaktadır.
Beyinde serotonin azalması, noradrenalin azalması Depresyona, bazı bölgelerde noradrenalinin aşırı salgılanması panik bozukluğuna neden olmaktadır.
Kişide eğer yatkınlık varsa dopaminerjik sistem bozularak psikotik depresyonlar veya şizofrenik tepkiler ortaya çıkabilmektedir.
Kaynak: www.kisiselgelisim.gen.tr
Kuşkusuz zihin, bir yetenekler toplamı değildir. Bugün birçok nörologun ve psikologun yaptığı gibi zihni salt modüler yada karma bir yapı olarak görürsek, normal insanlarda derhal göze çarpan zihnin o genel niteliğini -buna kapsam, alan, boyut, hacim diyebilirsiniz- gözden kaçırmış oluruz. Bu supramodal bir kapasitedir ve bütün kabiliyetlerden üstündür. "Parlak bir zihin" dediğimizde kastettiğimiz budur. Zihnin modüler modeli de daha az önemli değildir, burada da kişilik merkezi, güç (Coleridge'nin deyişiyle "esemplastik" bir güç) zihnin çeşüli melekelerini bir arada tutar, bunları duygularımız ve tecrübelerimizle birleştirir ve bize özgün bir kişilik kazandırır. Bu global ve birleştirici güç, bize genelleme yapma ve tefekkür yapma kabiliyeti kazandırır, öznel ve bilinçli bir kişilik sağlar." Oliver Sacks
DERLEYEN... (EDİTÖR)
Akletmenin, akıl yürütmenin, tüm zihinsel faaliyetlerin beyinden kaynaklandığı bilinir. Ancak şu sorunun cevabı henüz verilmiş değildir: Bir madde yığını olan milyarlarca hücreden meydana gelen beyinde, bilme, düşünme, akıl yürütme gibi zihinsel melekeler nasıl oluşmaktadır? İkibinli yılların başında bilimin cevaplaması gereken bu soru, hem konuyla ilgili uzmanların hem de zihnin, özellikle şuurun kökenini merak eden felsefecilerin kafalarını kurcalıyor. Şuur, bugün üzerinde çok durulan bir konu. Çünkü genel anlamıyla biyoloji, özelde nöroloji hayatın bir sürü sırrını gözle görülür bir nitelikte açığa çıkarma iddiasını hâlâ sürdürüyor. Bunu da maddi bileşelerine indirgeyerek, parçalarına ayırarak yapmaya çalışıyor. Oysa, beyni ne kadar indirgerseniz indirgeyin, ne kadar ayrı parçalara bölerseniz bölün, arada bir zihnin ya da şuurun çıkamayacağı açıktır.
90'h yıllar bu sırrın çözümlenmesi yolunda önemli mesafeleri alındığı yıllar olarak
Zamanı kullanmak tempoya bağlı olmakla beraber, her ikisi aynı şey değildir. Zamanı kullanmak geçen her dakikanın farkında olmak ve her dakikadan en üst düzeyde yararlanmak demektir.
Yanınızda bir saat bulundurun ve bunu test süresine göre ayarlayın. Bir test sınavının en önemli yönü zamanlama olduğu için, yanınızda bir saat getirmeyi unutmayın. Sınav sorumlusu smav başlarken saati tahtaya yazar ve s,ınav sonunda da zamanın bittiğini haber verir. Ancak hiç şüphesiz sınav sorumlusu zamanın geçişine sizin kadar duyarlı değildir. Tahtaya 10 dakika kaldığının yazılması veya bunun söylenmesi de sizi zamandan ancak genel çerçeve içinde haberdar etmek amacını taşır. Kendi saatinizle zamanın geçişi ve temponuz konusunda çok daha gerçekçi bir fikre sahip olabilirsiniz. Eğer saatinizin kronometre özelliği varsa bunu da kullanmakta tereddüt etmeyin. 45 dakikalık bir bölüme başlamadan önce saati algılamayı kolaylaştırmak için 11.15'e ayarlarsanız,
Yaşam Koçluğu, orijinal adıyla, “Life Coaching” bireyin yaşamını kapsayan tüm alanların, Profesyonel Yaşam Koçu yardımıyla, istenen duruma getirilme sürecidir.
İşinden başını kaldıramamaktan, yakınlarına ve kendine vakit ayıramamaktan yakınan ya da hayatta ne yapmak ve ne olmak istedikleri konusunda belirsizlik yaşayan kişilerin yaşamlarını dengelemek ve anlam kazandırmak için aldıkları Koçluk hizmetidir. Profesyonel Yaşam Koçluğu sonucunda kişiler, yaşam kalitelerini artırmak için ulaşmak istedikleri hedeflere ve bunun için hangi becerilere ihtiyaç duydukları belirler, hazırlanan eylem planı ile pozitif enerji aldıkları aktivitelerle diğer sorumluluklarını entegre etmeyi başarırlar. Profesyonel Yaşam Koçluğu, sağlığınızdan tutun, parasal durumunuza kadar; evlilik hayatınızdan, iş hayatınıza kadar yaşamınızın her alanı, koçluk seanslarında tepeden tırnağa gözden geçirilir.
Yaşam Koçluğu çalış
Bilginin hızla yayıldığı günümüzde anlayarak hızlı okuma tekniklerini öğrenmek neredeyse ihtiyaç bir hale gelmiştir. Anlayarak Hızlı okuma tekniklerini öğrenmek ve kullanmak yazılı materyalleri hem daha hızlı okumanızı, hem de daha fazla anlamanızı sağlayacaktır. Kısacası daha verimli bir okuyucu olacaksınız. Her okumanın kritik noktası, okumadan önce okuyacağınız metini hangi bilgileri almak istediğinizi bilmekten geçer. Hedefiniz okuyacağınız metinin tartıştığı konunun sadece yapısını öğrenmekse, konuya sadece bir göz gezdirmek yeter. Tartışılan konunun tüm detaylarını algılamak istiyorsanız, bu kez parçaya bir göz gezdirmek yetmez, hiçbir şeyi atlamadan tam okuma yapmalısınız. Anlayarak Hızlı okuma tekniklerini öğrenmek ister göz gezdirin, ister tam okuma yapın, her türlü okumada size zaman kazandıracaktır. ANLAYARAK HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ HIZLI OKUMAYI NASIL SAĞLAR 400 sayfalık
HIZLI OKUMA NEDİR?
Görsel algılama düzeyimizi geliştirecek okuma, algılama ve anlama düzeyimizi yükseltmeyi amaçlayan farklı bir tekniktir.
Göz ile beyin arasındaki sinirlerin, göz ile kulak arasındaki sinirlerden 25 kat daha hızlı hareket ettiğini biliyor muydunuz? O halde neden en az 10 saat süren bir çalışmayı en fazla 1–2 saatte bitirmeyesiniz? Hızlı Okuma Eğitimi Hakkında Genel Bilgiler
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimi Toplam 24 saat sürecek ve %25 Teorik %75 uygulama içerikli olacaktır.
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimi konusunda yetkin isimlerden birisi Sayın Cemal KONDU verecektir.
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimine katılanların mevcut okuma performanslarında %40 artış olması ve anlayarak okunan kelime sayısında % 300 art