Güçlü Bir Motivasyon Kaynağı: İşi Beraber Yapmak. Bir insana görevi ile ilgili ek veya yeni bir iş verildiğinde "onunla beraber olunacağı" mesajı işin kabulünü de, yürütülmesini de kolaylaştırır. "..Çekeceğin sıkıntıları biliyorum. Zorlukların farkındayım.." ifadesi sihirli değnek gibidir. Karara gönüllü katılım sağlamakta çok etkilidir. Görevi vereni yanında hisseden birisi, görevini daha istekle yerine getirir. Daha cesur davranır. Çünkü en azından ihtiyaç duyduğunda yardım isteyebilecektir ve bu garip karşılanmayacaktır. Bilhassa statü, imaj ve birikim için tehlikeli olabilecek işlerde bu tür motivasyon kullanılmalıdır. Bunların tehlikeye atılması herkes için zordur. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Birisine Bisiklete binmeyi Öğrettiniz mi? İnsanların kendi kendilerini teşvik etmeleri sizin onları nasıl teşvik ettiğinize bağlıdır. Hiç birisine bisiklete binmeyi öğrettiniz mi?
Her düşüşte "..olacak.." teşvikini kuvvetle ve inançla vurgularsanız o da bunu tekrar edecektir. Sizin ona inanmanız onun kendisine daha çok güven duymasını sağlayacaktır.
Her düşüşte "gülerseniz" öğrenme süreci uzar. "Gülünerek" karşılanan hatalar, "paylanarak" karşılanan hatalardan daha kalıcı olur.
İnsanların kendilerini teşvik etmesi sizin işinizi azaltır. Siz sürekli onları teşvik etmek istiyorsanız kendilerini teşvik etmelerini sağlayacaksınız. Bunun için de önce inandırıcı bir teşvikte bulunmalısınız. Faaliyet konusuna ilgi duyan insanların bir araya getirilmeleri faaliyet sürecine büyük coşku katar. Fakat böyle bir durumda faaliyetin he
‘Bence hayat bir nehir gibidir. Çoğu insan bu nehre, sonunda nereye çıkacağını karar vermeden atlar. Böylece çok geçmeden akıntıya kapılır. Günlük olaylar, günlük zorluklar, günlük korkular... Nehrin çatal oluşturduğu yerlere vardıklarında, hangi tarafa gitmek istediklerine bilinçli bir şekilde karar vermezler, kendileri için hangi tarafın uygun olduğunu düşünmezler. Kendilerini akıntıya bırakmakla yetinirler. Kendi değerleriyle yönetilmek yerine çevre tarafından yönetilen o insan kalabalığına katılırlar. Sonuç olarak, kontrolün kendi ellerinde olmadığını hissederler. Böyle bilinçsiz bir durumda kalmayı sürdürürler. Ta ki günün birinde kükreyen suların sesi, onları uyandırana kadar. Bakarlar ki, küreksiz kayığın içinde, Niagara çağlayanından beş metre gerideler. O anda hay Allah derler ama iş işten geçmiştir. Aşağıya düşeceklerdir. Bu düşüş bazen duygusal bir düşüştür. Bazen fiziksel bir düşüştür. Hayatınızda bugün yüz yüze olduğunuz güçlükler, büyük ihtimalle, nehrin yukarısınday
‘En büyük felaket içinde dahi ümidini kaybene. Unutma ki, en lezzetli ilik, en sert kemiğin içinden çıkar.’ Hafız Şunu aklımızdan çıkarmamalıyız: Gecenin en koyu olduğu an, sabaha en yakın olduğu andır. Nasıl ki, bir taşı havaya doğru fırlattığımızda o taşın en yukarı çıktığı yer, geri dönüşün başladığı yerdir. En sıkıştığımız, bunaldığımız yerlerin bir milim, bir saniye sonrası rahatlamaya başlayacağımız yerlerin başlangıç noktaları olmaya adaydırlar. Bundan dolayı ‘Bu yükü kaldıramıyorum, artık pes ediyorum.’ dememeliyiz. ÖSS 2006 EA-1 ve SÖZ-1 Türkiye birincisi başarısının anahtarının ‘Umudunu Kaybetmemek’ olduğunu söyledi. Babası Mehmet Faruk Yılmaz, oğlunun sistemli ders çalıştığını, dinlenirken kitap okuduğunu, anne Zeynep Yılmaz da oğlunun günlerinin, okuldan gelip karnını doyurmak ve biraz dinlendikten sonra derslerine çalışmak olduğunu söyledi. Şampiyon öğrencinin anne ve babası, çocuklarının dereceye gireceğinden emin olduklarını da söylediler.
‘Ölmeye değer bir amacı olmayan bir insanın yalamaya değer bir amacı da olamaz.’ Martin Luther King
Bir insanın ölmeye değer amaçları olmalı ki hayatının her anında o amaç uğruna hayata tutunabilmeli. Bir insan vatanı, milleti, dini, namusu için ölümü göze alabilmeli. Vatanının, milletinin adını duyurabilmek için çok çalışmalı.Niçin derse gitmediğini, ders çalışmadığım boyunca öğrenci şöyle cevap verir
- Annem babam Mersin'de tanınmış doktorlar, dedem zaten zengin; şu anda ayrı evde kalıyorum. İki tane dairenin kirasını ben alıyorum. Altımda spor son model araba, yazlığın anahtarları bende. Param yetmediği anda, dedem takviye yapıyor. Evin tek çocuğuyum. Ben niçin kendimi zorlayarak ders çalışayım? Sabah olduğunda göz kapaklarımı açacak bir neden bulamıyorum.
Çocuk dedesinin yanında bunları anlatınca önder Bey dedeye hitaben şöyle der:
- 
Bahanelerden Kurtulmak ; Başarılı insan her türlü engele rağmen çalışmaya devam edendir, ilerlemenin durdurulduğu yer, engellerin bahaneye dönüştüğü yerdir. Bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük karşılaştığı zorluklara teslim olmasıdır. Dünya kar ve tipi ile karşılaşmak zorunda kalmadığı bir kış yaşamamıştır. Hayat engellerle doludur ve kim olursa olsun, tüm insanlar bir gün mutlaka o engellerle yüzleşeceklerdir. Zengin veya fakir, meşhur veya unutulmuş bir insan olsun herkes, hayat yolunda aynı geçit vermez dağlarla yüzleşecektir. Bazıları hayatın dağlarıyla erken yaşlarda yüzleşirler. Onlar erken yaşlarında yukarılara baktıklarında zengin ailelerin çocuklarının kendilerini geçtiklerini düşünür, kaderlerinin kendilerine adaletsiz davrandığını sanırlar, ama yıllar geçer; çıktıkları zirveden aşağıya bakarlar. Bir zamanlar çok yukarıda gördükleri insanların küçük tepeleri bile aşamayışlarına hayret ederler. Başarının gerektirdiği ücreti ödemekten k
Başarmak üretmektir. Üretmiyorsanız başarılı olamazsınız. Her başarının içinde, var olmanın ayrı bir hikâyesi yer alır. Tüm başarıların ortak bir özelliği, içlerinde güçlü arzu barındırmalarıdır. Başarı büyükse ona yol açan arzu da büyüktür. Ne kadar başarılıysanız o kadar arzulusunuz. Küçük arzuyla bir mektup, büyük arzuyla bir kitap yazarsınız. Bugününüz geçmişteki arzularınızın eseridir, geleceğinizi de bugünkü arzularınız belirleyecek. Geleceğimizi başka hiçbir şey değil arzularınız belirler. Yaptıklarınız, yapmadıklarınız; yapacaklarınız ve yapmayacaklarınız yani her şeyiniz, yani tüm kendiniz arzularınıza bağlı. Üreteceğiniz her şey ne istediğinize, nasıl ve ne kadar istediğinize veya istemediğinize bağlıdır. Kâinattaki tüm güç ilişkileri arzu kanuna dayanır. Arzu, manevi gücün doğduğu kaynaktır. Ne kadar çok arzuya sahip olursanız o kadar güçlü olursunuz. Yani arzu ne kadar şiddetli ise sonuç o kadar güçlüdür. Bir Batılı düşünür şöyle der: ‘Duygula