• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Kişisel Gelişim

Azim

Kişisel Gelişim

Memleketin ufuklarını saran ümitsizlik bulutlarını gördükçe, Sadi'nin bir hikâyesini hatırlarım. Çünkü o hikâye tam da bizim acı gerçeklerimizi yansıtıyor. Biz atalarımızın azmini geride bıraktık. Sadi'nin kahramanı ise bize lazım olan hakikati ne güzel anlatır: ‘Vaktiyle beş on kafile birleşip çöl yolculuğuna çıkmıştık. Bütün gün doğru dürüst dinlenmeden aralıksız yol aldık. Nihayet akşam olunca bu uzun yolun durağına geldik. Bir geçitte konaklamak için durduk; develerden yükler indiriliyor, kimisi ateş yakıyor, kimisi yemek telaşıyla bir şeyler hazırlıyordu. Ben de yükümü indirmiş, yere çömelen deveme yaslanıp dinlenmeye durmuştum. Çok geçmedi, karşıdan bize doğru gelen bir adamı fark ettim. Adam tek başınaydı, yaklaştıkça telaş içinde olduğu anlaşılıyordu. Meğer bir kafilede oğluyla birlikte yol alırken, çocuğunun kaybolduğunun farkına varmış. Ve hemen geri dönmüş, gelip geçtiği yollarda evladını aramaya başlamış. - İki gündür çöldeyim, ne kadar kerv

Konsantre Olmak

Kişisel Gelişim

‘Dünyanın neresinde olursa olsun 'Kaçınızda konsantrasyon sorunu var dediğimde % 95 elini kaldırıyor. Elini kaldırmayan % 5 ise, zaten beni dinlemeyenler.’ Tony Buzan Konsantre, kelime olarak ‘Yoğunlaşmış, koyu, en yüksek.’ anlamlarına gelmektedir. Eğitimde ‘Konsantre olmak’ ise dikkatin bir yerde toplanmasına denir. ‘Deha, belli bir konuya yöneltilmiş, derki bir dikkatin mahsulüdür.’ ‘Pek çok insan, hayatta becerisi, zekâsı ve hatta cesareti olmadığı için değil, yalnızca enerjisini bir hedef etrafında toplamadığı için başarısız olmuştur.’ Hubbart İnsan hedefine odaklanırsa, odaklandığı hedefte en mükemmel olur. Yeter ki hedefinde sıkılmasın. Odaklanmışlığı devam etsin. Odak deyince aklıma geldi. Normal şartlarda güneş ışınları ormanda yangın çıkarmaz. Kağıdı, otu tutuşturmaz ama bu güneş ışığına bir mercek koysanız, ışığı bir yere biriktirip odaklasanız, bu odaklanmış ışıkla ot ve kağıdı tutuşturup ateş yakabilirsiniz. Bir orman mühendisi anlatmıştı. ‘Yazın ç

Sınavlarda Başarı İçin Test Çözme Ygs Lys Sbs

Kişisel Gelişim

Koca halatları, kendirleri bir inceleyin. Yüzlerce ton ağırlığındaki mermerleri çok büyük vinçlerin kancalarına bir halat bağlayarak o ağırlığı kaldırıyorlar. Dikkatlice baktığımızda o halatın binlerce incecik liften oluştuğunu görürüz. Bunlar 10 gramı taşımayacak kadar ince olmalarına rağmen, birleşerek dev ağırlıkları kaldırabiliyor. Bizler de saniyelerimizi değerlendirerek bir tane fazla test çözmeye, bir kelimeyi öğrenmeye çalışmalıyız ki, yarın o ağırlıkları kaldırabilelim. Yoksa halatı kalın olanlar, istedikleri fakülteyi kaldırır götürürler, biz de geriden nal toplarız. Haydi bir test daha çözüp, bir lif daha atarak yarın meydana çıktığımızda kazanacağımızdan çözüm olalım. Çalışkan bir öğrencimi sınavı kazandıktan sonra gördüm. - Sen sınıfta ders anlatmak için ayağa kalktığında heyecanlanıyor' dun, sınavda da heyecanlandın mı? diye sordum. - Hayır hocam, kend

Değişen Ne Oldu?

Kişisel Gelişim

Otuz yıl önce, film izleyicilerinin Tarzan olarak bildikleri Johny We-issmuller, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yüzücüsü olarak nitelendi. Tüm dünyadaki doktorlar ve antrenörler ‘Kimse John Weissmuller'in rekorlarını kıramayacak’ diyordu. Elliden fazla rekoru vardı ama bugün Tarzan'ın rekorlarını 13 yaşındaki kızlar kırıyor. 1936 Olimpiyat rekorları 1972 Olimpiyatları için kabul edilme şartı idi. İnsanların vücut yapıları mı değişti? Hayır, insanların beyinlerindeki 'Engeller, sınırlar, barikatlar' yıkıldı. 'Yapamam, kazanamam' düşünceleri yerine, 'Çok rahat yaparım, çocuk oyuncağı' düşünceleri yerleşti. Bir ara televizyon kanallarının birinde 'Arabaya fazla dokunma' yarışı vardı. Yukarıda anlattığım olayın bir benzeri, kısa bir zaman içerisinde orada yaşandı. Birinci yarışmanın sonucunda birinci olan kişi, 57 saat arabaya dokunarak birinci olmuştu. İkinci yarışmada, beş kişi 60 saati geçmişti. Üçüncü, dördüncü, beşinci yarışmalarda 80 saati geçenler çok olmuştu. D

Sizce Risk Nedir?

Kişisel Gelişim

Bir profesör dersine girdiği öğrencilere bir soru sorar. Sorunun cevabını yazılı olarak ister. Soru şu: ‘Risk nedir?’ Bütün öğrenciler harıl harıl kağıtları doldururlar fakat bir öğrenci kağıdın üzerine sadece iki kelime yazar: ‘Risk budur.’ Hoca kağıtları okur: Bir kişi yüz, diğerleri zayıf almıştır. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi sadece o öğrenci yüz alır. İkinci defa yazılı olurlar. Hoca yine aynı soruyu sorar: ‘Risk nedir?’ Bütün öğrenciler: ‘Risk budur.’ şeklinde kâğıt teslim ederler. Sadece o öğrenci, geniş geniş açıkladıktan sonra ‘Risk budur.’ diyerek kağıdı hocaya verir. Hoca sonuçları okuyunca bir öğrenci yüz alır. Diğerleri yine zayıf alır. Hoca bu yolla, riski en iyi şekilde anlatmış olur. Olayı yaşayarak öğrenme, en iyi öğrenmedir. Nasrettin Hoca, damdan düşünce ziyaretine gelenlere boşuna dememiş: ‘Damdan düşen yanıma gelsin.’ diye. Hiç riske girmezsen kazanma ihtimalin sıfır olur. Riske girdiğin an, kazanma ihtimalin bir anda % 5

Risk Almak

Kişisel Gelişim

Bahar mevsimi, toprak içinde iki tohum yan yana yatıyordu. Buğday tohumu yanındaki yulaf tohumuna seslendi: - Ben köklerimi torağın derinliklerine salmak, filizimi toprağın üzerine salmak istiyorum. Baharın müjdecisi olmak, ileride tomurcuklar açmak ve güneşin sıcaklığını yapraklarımın üzerinde, rüzgarın serinliklerini başımda, hissetmek istiyorum. Yulaf tohumu korkulu bir sesle: Ben korkuyorum. Köklerimi salarsam kurtlar kemirmeye kalkar, filizlerimi toprağın üstüne gönderirsem belki de kuzular beni bekler. Tehlikeler beni korkutuyor. En iyisi uygun zamanı beklemek... Hem burada sırtüstü yatmak, bana çok zevkli geliyor. Elimi sıcak sudan soğuk suya dokundurmak ve bir maceraya sürüklenmek istemiyorum.&nb

Zamanı Değerlendirmek

Kişisel Gelişim

Zamanı değerlendirmek ile ilgili şu örnek çok hoşuma gider: Bir profesör elinde aynı materyallerden oluşan iki torba ile sınıfa girer. Torbanın birini açar. İçerisinden dört adet küçük siyah poşet ile bir şişe çıkarır. Öğrencilere seslenir: ‘Çocuklar beni dikkatlice izleyin ve sorduğum sorulara sadece cevap verin. Ben sizlere unutamayacağınız bir ders vermek, bir dersi anlatmak için bu kadar zahmete katlandım. Deney sonunda soru soracağım, bilenleri mükâfatlandıracağım. Şimdi gördüğünüz gibi şişe, siyah poşetin birini açıyorum, içindeki büyük taşları şişenin ağzına kadar dolduruyorum. Gençler! Bakın şişe dolu mu boş mu?’ Şişenin taşla dolu olduğunu gören öğrenciler, hep bir ağızdan ‘dolu’ diye bağırırlar. Hoca bu sefer ikinci siyah poşeti açar. içinde bulunan çakıl taşlarını, büyük taşların arasına döker. Ağzına kadar bu şekilde doldurur. Yine öğrencilere dolu mu boş mu diye sorar. Öğrenciler hep bir ağızdan ‘Bu sefer dolu hocam.’ diye bağırırlar. Ho

 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38