• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Ailede Mutlu Olmanın Yollar

Kişisel Gelişim

Sabuna dokunmadan kocanızı öldürmek istiyor musunuz? Tabanca, bıçak falan kullanmaya lüzum yok... Ona bol bol kilo alacak şekilde, devamlı olarak baklava, börek, pasta gibi bol nişastalı, şekerli, yağlı yemekler yedirin... Sonra da keyifle arkanıza yaslanın ve ne genç bir dul olacağınızın hülyasına dalın. Ne o! İrkildiniz mi? Neden? Biliniz ki, böyle giderse kocanızın günleri sayılı olacaktır... Elli yaşlarında, kadınlara nazaran, erkeklerde ölüm oranının %70 ilâ %80 daha fazla olduğunu istatistiki bilgiler bize göstermektedir. Uzmanlar bu hususta doğrudan doğruya bizleri suçlayarak uyarıyorlar. "Bugünün Kadını’nda Dr. Herbert Pollack şöyle diyor: "Kocanızın sağlığına dikkat etmekle, Allah'ın da izni ile ömrünün uzamasına vesile olabilirsiniz. Bunu şu andan itibaren yapmaya başlayabilirsiniz. Hele, şişmansa, yarı aç yaşayıp giden bir Çinli köylünün ömrü kocanızınkinden daha uzun olabilir." Savaşlara rağmen insanlar; top, tüfek ve mermi yerine dah

Zevkleri Paylaşmak

Kişisel Gelişim

Kocanızın Zevklerini Paylaşmasını Bilin. Bir ekmek parçasını, bir masayı ya da bir düşünceyi paylaşmak, insanları birbirine daha çok yakınlaştırır. Sevdiklerimizin özel ilgilerini, eğlencelerini, meraklarını paylaşmak, insanî en büyük üstünlüklerimizden birisidir. Arkadaşlığın temel faktörleri nelerdir? Ortak arkadaşlar, ortak ilgiler, ortak idealler gibi insanları biraraya getiren benzerlikler değil mi? Demek ki, ana unsur ortak özelliklerdir. Şimdi, günlük hayattan örnekler vererek bu konuyu birlikte inceleyelim. İlk olarak, isterseniz ünlü bir çifti ele alalım. Arthur Murray ve karısı Kathryn... Her ikisi de pekçok öğrenci yetiştirmiş öğretmendirler. Yirmi sekiz yıl önce evlenerek, birlikte hocalık yaptılar ve bugüne geldiler. "Karı-koca olarak özel hayatınızla iş hayatınızı ayırdetmeyi zor bulmuyor musunuz?" şeklindeki soruma karşılık bana,: "Belki, biraz daha fazla gayret göstermem gerekiyor; ancak, hiç de zor bulmuyorum. Daima şık, güzel giyinmeye

Kanaatkar Olmak

Kişisel Gelişim

Jane Welsh, Thomas Cariyle ile evlendiği zaman parlak bir geleceğin adayıydı. Bunu teperek evlendiği için çevresindekiler bu tutumunu uygun bulmayarak yadırgamışlardı. Jane, güzel bir kadındı. Bunun yanında, yüklü bir mirasın vârisi olarak zengindi. Thomas Cariyle İse olağanüstü bir zekâ sahibi olmasına rağmen kaba ve eksantrik bir adamdı. Bir metelik bile serveti yoktu. Sadece zeki ve kabiliyetliydi. İşte, çevreleri hep bu şekilde kıyaslamıştı onları. Jane, bu sözlerin hiç birisine kulak asmadı. Yıllar sonra, kocasının Edinburgh Üniversitesine rektör seçildiğini, Londra'nın meşhur simalarından biri olduğunu görerek mutlu oldu ve kocasıyla iftihar etti. Thomas Cariyle, "Fransız İhtilâli", "Kromvel'in Hayatı" gibi klasik şaheserleri vücuda getirerek meşhur bir yazar oldu. Chelsea'daki mütevazi evleri, zamanın bütün edebî dehâlarını çeken bir yer oldu. Jane Cariyle, yaratılıştan şiire yatkın olduğu halde,

Bencil Olmayın

Kişisel Gelişim

Bir ziyafette, Amerika'nın en eski kuruluşlarından birinin müdürü ile yan yana oturma fırsatını bulmuştum. Bir ara kocalarının ilerleyebilmeleri. için, kadınların ne şekilde yardımcı olabilecekleri hakkında düşüncesini sordum. Şöyle cevap verdi: "Kocalarını sevmekle ve onları kendi hallerine bırakmakla." Seven bir eş, kocasının yuvasında rahat ve mutlu olmasını ister; bunun temini için de gayret gösterir. Hatta kadın, kocasını işi ile başbaşa bırakabilecek kadar zekî ise, o zaman bir erkeğin işinde ilerleyememesi için sebep kalmaz. Kadının kocasına müdahale etmemesi, birlikte çalıştığı insanlar, aldığı maaş vs. hakkında şikâyet tarzında sözler sarf etmemesidir. Bir erkeği, amirlik taslayan bir hanım kadar pek az şey kızdırabilir. Kadınların çoğu, erkeklerini çok yüksek mevkilere getirebilmeyi hayal ederler. Kendi kendilerine bazı plânlar yapar, işleri [hakkında tavsiyelerde bulunurlar. Onların iş arkadaşları ile [dostluklar kurarlar. Bu şekildeki yersiz müdahaleleri,

Kocanızı Dikkatle Dinleyin

Kişisel Gelişim

Kocanızı Dikkatle Dinleyerek Moralinin Yerine Gelmesine Yardımcı Olun Bir gün Bili Jones adlı birisi Chicago'da beş katlı bir binanın tepesinden kendisini atmıştı. Tereddüt ve kuşku hastası olduğu için intihara girişmişti. Bir zamanlar çok iyi olan işi, çok çabuk gelişmiş, yayılmış ve birdenbire borç içerisine girivermişti. En kötü tarafı ise bu durumları karısına söylememesiydi. Zîra, karısı daima onun başarılarıyla iftihar ederdi. Gerçeği karısına itiraf ettiği zaman onu hayal kırıklığına uğratacağını, mahcup edeceğini sanmıştı. İşte bu endişe ve korku, sonunda onun hayatına mal olmuştu. Kendisini, kendi binasının tepesinden fırlatıp attı. Aşağı doğru süratle düşen Bili, birinci katın tentesi (kalın bezden gölgelik) içine ve oradan da kaldırıma düştü. Mucize kabilinden kurtuldu. Yalnızca başparmağının tırnağı kırılmıştı. Bir de üzerine düştüğü tenteyi tazmin etmek zorunda kalmıştı. Bu tente görünüşte onu ölümden kurtarmıştı. İşte, öldürmeyen Allah öldürmemişti. Bu

Kendi Kişiliği İle Kabul Edin

Kişisel Gelişim

Kocanızı Kalıba Sokmaya Çalışmayın, Kendi Kişiliği ile Kabul Edin. Lord Chesterfield: "Her insan iki cümleye bürünmüştür. Birincisi olduğu gibi kendisi, ikincisi ise olmak istediği kimsedir." der. Çekingen bir kişi cesur olmayı, sevilmediğini anlayan bir kimse sevilmeyi, kendisine kimsenin güvenmediği bir insan ise güvene lâyık olmayı arzu eder. Bir kadının görevi, diğer insanlarla kıyas etmeksizin, kocasının olmak istediği insan olmasına yardımcı olmaktır. Kadın, bunu da kocasını övüp, teşvik etmekle başarabilir. Marjorie Holmes şöyle der: "Dünyada, karısı tarafından övgü görmeye ilgisiz kalabilecek erkek yoktur. Hele hele bu kadın, "olağan üstüsün, seninle gurur duyuyorum; seninle olduğum için mutluyum" derse... Başarıya ulaşmış erkeklerin çoğunun bu sözlere hak verecekleri şüphesizdir. Fabrikatör G. P. Parks, bana yazmış olduğu bir mektubunda şöyle diyordu: "Bir, adamın arzu ettiği bir şahsiyetten başka, karısının istediği bir kişi de olabilec

Anlayışlı Eşim

Kişisel Gelişim

Kocanıza Anlayışlı Davranın, Yardım Elinizi Uzatın. Bir gün, otobüsteki yolcular, omuzunda av tüfeği ile otobüse binen şık giyimli, ufak tefek bir kadını daha iyi görebilmek için, başlarını ona çevirdiler. Acaba bu garip hal, reklamcılığın yeni bir şekli olabilir miydi? Yoksa bu yolcu eksantrik bir hanım mıydı? Hayır, hayır... Bu kadın sadece, kocasının müşterilerinden birisine iyilik yapan İdolia Fisher'den başkası değildi. Bu adamın namına tüfeği, kredi için satın alındığı mağazaya iade ediyordu. Bayan Fisher. "Kocamın bütün gıdası, işine karşı duyduğu sonsuz istektir. Onun bu heyecanını bir parçacık da olsa duymaya çalışıyorum. Yirmi beş yıldır hep ona yardım edebilme fırsatları kolladım. Bu ayıp değil ya!.. Bilâkis son derece hoşuma gidiyor." diyordu. Bayan Fisher ufak tefek işleri kendisi yapıyor, kocasının enerjisini olur olmaz şeylere harcamasını istemiyordu. Bu gücünü plân ve projelerini gelişti

 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67