• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

İnsan Neden Hatırlar?

Kişisel Gelişim

Bilim adamları çoktandır öğrenme derecesinin, buna ilişkin gerekçenin dozuna bağlı olduğunu kanıtlamış bulunuyorlar. Kendi gerekçenizi keşfetmeyi ve bunun itici gücünü istenilen yola yöneltmeyi öğreneceksiniz. Böylece de hatırlama yeteneğinizdeki her türlü dağınıklığı önleyeceksiniz. Birdenbire ortaya çıkıveren kaprislerin kölesi olmaktan kurtulmayı öğreneceksiniz. Ödevini yapması için insanın ille de bu konuya eğilimli olması gerekmez. Gerçek kafa işçisi, gelgeç heveslere ve dıştan gelen bozucu etkilere bağımlı olmaz. Beyninizin dinlenme araları denilen sürelerde de çalıştığını öğreneceksiniz. Onun için de, yorucu olan, zihni bir konu üzerinde yoğunlaştırmak eylemine zaman zaman ara verebilir ve hatta bu aralardan kazançlar sağlayabilirsiniz. İnsan beyninin etkileme yollarını ve zihinsel güçlerin nasıl korunacağını öğreneceksiniz. Beynin yorgunluk diye bir şey tanımadığını, zihni en yüksek derecede verimli kılmanın bir yolu bulunduğunu keşfedece

Zihinde Canlandırma

Kişisel Gelişim

Zihinde canlandırmanın önemini anlattıktan sonra, zihinde mükemmel çalışmalar yapmanın ve onları prova etmenin performansı nasıl etkileyeceği düşüncesi akla gelebilir. Antrenman yapmak daha yararlı olmaz mı? Bu düşünce başlangıçta çok doğaldır. Örneğin, zihinsel canlandırmanın etkisini bile azaltabilecek birçok deyim günlük konuşma dilimize yerleşmiştir: "Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır", "Bakmakla öğrenilseydi kediler kasap olurdu." İlk olarak, gerçek gibi yapılan zihinsel egzersizlerde harcanan eforla, fiziksel olarak harcanan efor hemen hemen birbirine eşittir. Beyin gerçek bir şey ile canlı biçimde hayal edilen olayları seçemez ve iki olayı da aynı şekilde değerlendirir. Bu çalışma, olimpiyatlarda kayakçı Richard Suinn üzerinde denenmiştir. Suinn'in çalışma sırasında elektrotlarla saptanan elektrik aktivitesi ile aynı çalışmayı zihninde tekrar ettiğinde oluşan elektrik aktivitesi birbirine yakın bulunmuştur. Aynı çalışma Arizona basketbol takımı üz

Zihinde Canlandırma Tekniği

Kişisel Gelişim

1. Adım: Rahat bir giysi giyip sessiz bir mekân seçin. Aç ya da fazla tok olmayın. Gözlerinizi kapatın. Zihninizdeki ekranı açın (ister bir film yönetmeni, ister bir filmin kahramanı). Kendinizi doğrudan filmin baş oyuncusu gibi göremiyorsanız, önce dışarıdan seyrediyormuş gibi düşünebilirsiniz. Zaman geçtikçe filmin baş oyuncusu gibi davranın ve filmin içine girerek sorumluluk alın. On-on iki dakika aşağıdaki deneyleri yaşamaya çalışın. 2. Adım: Görsellikle başlayın. Zihninizde mükemmel bir anınızı düşünün. O anınıza geri dönün ve yaşadığınız bütün duyguları tekrar yaşayın. Vücudunuzu nasıl kullanıyordunuz, nasıl yürüyordunuz, bakışlarınız, sahadaki durumunuz nasıldı? Son derece sakin, huzurlu, rahat, kendine güvenen, kararlı ve keskin bir yapıda mıydınız? Tekrar o ana dönün. O anınızı çok daha parlak, canlı ve büyük bir resim halinde zihninizde canlandırın. Sanki o anı yeniden yaşıyor gibi düşünün.

Beyin Zamanlamayı Nasıl Algılıyor?

Kişisel Gelişim

Alkışladığınızda ya da parmağınızı şıklattığınızda sesi mi daha önce duyarsınız, hareketi mi daha önce görürsünüz? Her ne kadar duymayı sağlayan mekanizmalar, görmeyi sağlayan mekanizmalardan daha hızlı çalışsa da, parmakların görüntüsüyle, çıkarılan ses aynı anda gerçekleşiyormuş hissi oluşmakta. Bir başka deyişle beyin, pek çok olayın aynı anda gerçekleştiği hissini vererek aslında bizi yanıltmakta. Beynin zamanla oynadığını fark edebilmek için basit bir deneme yapabilirsiniz. Aynanın karşısına geçin ve sol gözünüze bakın. Daha sonra bakışınızı sağ gözünüze kaydırın. Ne gördünüz? Dikkatle bakın. Bakışınızı sol gözümüzden sağ gözünüze kaydırırken her hangi bir hareket gözlemleyebildiniz mi? Cevabınız büyük olasılıkla hayır. Çünkü gözlerinizi diğer tarafa çevirmek belli bir zamanda gerçekleşen bir hareket olmasına karşın, siz gözlerinizin hareket ettiğini görmüyorsunuz. Aynı şekilde, gözlerinizi kırpıştırdığınızda aslında gözleriniz çok kısa süreliğine de olsa karanlıkta kalıyor.

Bilgisayarla Beynin Benzerliği

Kişisel Gelişim

Beyindeki elektrik akım hızının, bilgisayarlardaki sinyal hızından 100 milyon kat daha fazla olduğunu biliyor muydunuz/ Bir insan, arkadaşını hemen tanırken, bir bilgisayarın bir yüzü tanıması genellikle çok zor. Beynin pek çok işlemi aynı anda yaptığını söyleyen bilim insanları, beynin bütün bölgelerinden gelen bilgilerin tek bir bölgede birleşmedi-ğini, ancak bu farklı bölgelerin kendi aralarında güzel bir işbirliğine girdiklerini ve bir ağ, yani netvrork oluşturduklarını belirtiyorlar. Bizim de dünyaya olan bakış açımız işte bu karmaşık network sayesinde oluşuyor. DERLEYEN...EDİTÖR

Karar Verme

Kişisel Gelişim

Siz karar verene kadar kazanmak ve başarmak için yaptığınız her şey zaman kaybıdır. Karar, içsel disiplinin başlangıç noktasıdır. Karar, başarının başlangıç noktasıdır. Karar vermek, çok büyük bir gücün kaynağıdır. Hızlıca iyi kararlar vermek başarının direğidir. Karar şimdi alınmalıdır. böylece, yeni baştan karar almazsınız. Başarmak ve kazanmak için güvendiğiniz ve inandığınız etkili kararları almayı öğrenme sürecini hızlandırmak çok önemli bir etkendir, fakat bu genellikle görmezden gelinir. İnsanların büyük bölümü yaşamlarında olmak istedikleri yerde değildirler. Siz elbette yaşamınızda olmak istediğiniz yerde olabilirsiniz; fakat büyük ihtimalle değilsiniz, zararı yok. Her şekilde nerede olduğunuzdan sonuçta siz sorumlusunuz. Aldığınız kararlar sizin kararlarınızdır. Yalnız bazen sizin sorumlu olmadığınız kötü bir şey ortaya çıkar, yolunuzu keser ve kendinizi hapsolmuş gibi hissedersiniz. Tuzağa düşmüş gibi hissedebilirsiniz. Bu olanl

Beyin- Zihin İlişkisi Nasıldır ?

Kişisel Gelişim

Akletmenin, akıl yürütmenin, tüm zihinsel faaliyetlerin beyinden kaynaklandığı bilinir. Ancak şu sorunun cevabı henüz verilmiş değildir: Bir madde yığını olan milyarlarca hücreden meydana gelen beyinde, bilme, düşünme, akıl yürütme gibi zihinsel melekeler nasıl oluşmaktadır? İkibinli yılların başında bilimin cevaplaması gereken bu soru, hem konuyla ilgili uzmanların hem de zihnin, özellikle şuurun kökenini merak eden felsefecilerin kafalarını kurcalıyor. Şuur, bugün üzerinde çok durulan bir konu. Çünkü genel anlamıyla biyoloji, özelde nöroloji hayatın bir sürü sırrını gözle görülür bir nitelikte açığa çıkarma iddiasını hâlâ sürdürüyor. Bunu da maddi bileşelerine indirgeyerek, parçalarına ayırarak yapmaya çalışıyor. Oysa, beyni ne kadar indirgerseniz indirgeyin, ne kadar ayrı parçalara bölerseniz bölün, arada bir zihnin ya da şuurun çıkamayacağı açıktır. 90'h yıllar bu sırrın çözümlenmesi yolunda önemli mesafeleri alındığı yıllar olarak

 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25