• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Merak

Kişisel Gelişim

Meraka Değer Bir Konu: Merak; "Merak" konusu meraka değer bir konudur. Meraklı bir konudur... Çizmeyi aşmamak kaydıyla meraklı tipleri sempatik buluruz. Çizmeyi aşanlara kızarız. Meraklı çocuklara "sen adam olursun" deriz. Hiçbir şeyi merak etmeyenleri çekilmez tipler olarak görürüz. Merak felsefesi yapacak değiliz. Sözü "meraklı yöneticilere" getirmek istiyoruz. Merak etmeyen bir karakterin yöneticiliği donuk bir yöneticiliktir. Yönetici her şeyi merak eden, nasılını, niçinini, nedenini araştıran, bunun için her zaman hazır olan adamdır. Çünkü hiçbir şeyin göründüğü kadar yalın olmadığını, esas işine yarayacak bilginin görünenin arkasındaki manzarada olduğunu bilir. Onun için daima önceki safhaları başlangıcı, olayın etkilendiği bütün şartları merak eder. Bilginin derinlerine inmek için merak şarttır. Meraklı yönetici, yönetimi dışındaki konularda da meraklıdır ve hiçbir şey onun ilgi alanı dışında değildir. Yönetim görevini severek yapan bir yöneticinin

Gerizekalı

Kişisel Gelişim

Test Sonuçları Güvenilir Değildir. 1960 Nobel Ödülü sahibi, İngiliz Ulusal Tıp Enstitüsü başkanlarından Sır Peter Medawar "Genç Bilima-damma Öğütler"de (TÜBİTAK) "zekâ" ile ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: "Ben zekaya ve zeka yetene-ğindeki kalıtımsal farklara inanırım. Ancak zekanın bir tek sayı ile -I.Q, (zeka testi) sonucu gibi- ölçülebilecek basit bir yetenek olduğuna inanmıyorum. Bu ölçümlemeyi kabul eden psikologlar o kadar tutarsız beyanlarda bulunmuşlardır ki, bunu konumlarını zedelemek için bilerek yaptıklarına inanmamak çok zor oluyor. Birinci Dünya Savaşı'nda Amerikan askerlerine, bundan önce de Ellis Adası'ndaki giriş kapısında, Amerika'ya gelen göçmen adaylarına "zeka testi" uygulanmıştı. Bu testler sonucu ortaya temelde güvenilmez olan çok miktarda sayısal bilgi yığılmıştı. Bu bilgilerin değerlendirilmesi IQ psikologlarının bazı korkunç gaflar yapmasına yol açtı. Şimdi aktaracağım ise hepsini geride bırakır: Henry Goddard'ın göçmen adaylarının zeka düzeyleri

Kapasitesini Tam Olarak Kullanması

Kişisel Gelişim

Kamyonetlerle Kamyonlar Farklı İşler İçin Yapılmışlardır. Emrimizdeki makinelerin kapasitelerine uygun çalıştırılıp çalıştırılmadıkları muhakkak ki bizi çok ilgilendirir. Her makinenin görevini yapmasını isteriz. Bir makinenin bozulduğu, devreden çıktığı, kapasitesinin altında çalıştığı haberi hepinizi allak bullak eder. Böyle bir durumla karşılaşmamak için tedbirliyizdir. Makineleri iyi tanırız ve iyi tanınmalarını isteriz. Şuna benzer bir cümleyi kimbilir kaç defa kullanmışızdır: "...o makasla karton kesilmez." Makinelerin kapasitelerine uygun çalıştırılabilmeleri için gösterilen dikkatin insanlara kapasitelerine uygun işler verilmesinde de gösterilmesi gerekir. Kamyonetlerle kamyonlar farklı işler için yapılmışlardır. Damperli kamyonla mukavva taşınmayacağı gibi el arabası ile toprak nakli de yapılmaz. Ne var ki bunun yapıldığını hepimiz görmüşüzdür. Şöyle söylerler. "..ne yapalım? Elimizde sadece bu el arabaları var.." Halbuki az ötede bir "kamyon" kendi kendine

Tam Kapasite

Kişisel Gelişim

Tam Kapasite İçin, Şartlarının Gözetilmesi Bir Garanti Değildir. Kapasiteyi oluşturan bütün şartların bir arada gözetilmesi kapasitenin tam kullanılması için bir garanti değildir. Dış etkiler de kapasite kullanımını azaltabilir. Fizikî engeller, huzursuzluk, kişisel değer yargılarının önemsenmemesi, yönetim sürecinin kendi yapısındaki hatalar, planlama -organizasyon- örgütleme hataları kapasitenin tam olarak kullanılmasını önleyebilir. Hiçbirimiz her gün iyi olamayız. Dış etkilere intibak için harcadığımız belli süreler vardır. Bu dış etkilere müdahale edilemezse "iyi olamama" sürekli olur. Kapasiteyi oluşturan şartlardaki devamlılık, kapasitenin uygulanacağı şartlardaki devamlılığa bağlıdır. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]

Kişisel Gelişim Ve Sağlık

Kişisel Gelişim

‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ Kanuni Sultan Süleyman Halkın arasında en büyük makam-mevki, en büyük zenginlik ve rütbe padişah, kral olmaktır. Halbuki bundan çok daha büyük bir nimet vardır. O da bir nefes alacak kadar sıhhatli olmandır. Çünkü kral olsan bile bir nefes alamadığın takdirde ölürsün. Aldığın bir nefesi, geri veremezsen yine ölürsün. Öldükten sonra istersen dünyayı sana versinler ne önemi var! insan sağlıklı olduğu zaman, sıhhatinin değerini anlayamaz. Ne zaman kaybederse, o zaman anlar; fakat iş işten geçmiş olur. Peygamberimiz ümmetini şöyle uyarmaktadır: ‘Beş şey gelmeden, beş şeyin değerini biliniz. 1. Hastalık gelmeden sıhhatin, 2. İhtiyarlık gelmeden gençliğin,

Başarı Önemli Tavsiyeler

Kişisel Gelişim

1. Bir işe başlamadan önce, o işten sonunu iyice araştır. Yoksa, merdivenin son basamağına çıkıp da merdiveni yanlış yere dayayan pişmanlardan olursun. 2. Colgate firması hesabına sabun satan bir pazarlamacı, hiç cesaretsizliğe düşmeden sabun satmakta başarılı olamadığı bir işe yeniden gider ve daha önce görüştüğü yetkiliye şöyle der: ‘Size tekrar sabun satmaya gelmedim. Geçen hafta size niçin sabun satamadım, merak ediyorum? Acaba eksiğim nedir? Sizinle konuşurken nerede hata yaptım? Lütfen beni tenkit edip, gerçekleri açıkça söyleyiniz ki bir daha aynı hatalara düşmeyeyim.’ Bu adam bugün Colgate-Palmolive Sabun Şirketi'nin en üst yöneticisidir. Acaba başarısız olup da hayatımızın hangi alanlarında biz karşımızdaki insanlardan eleştirilmeyi istedik? Nefse ağır gelen bir şey değil mi! Nefsini yenenler büyük insan olmaya adaydırlar. 3. Bir kişiye görev verildiğinde o kişi verilen görevi tam mükemmel olarak yaparsa, o kişi ileride aranan insan haline

Verimli Ders Çalışma Teknikleri, Derse Nasıl Çalışılır?

Disleksi

Öğrencilerin birçoğunda ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ vardır. Buna şu örneği verebiliriz: Çevresinden, arkadaşlarından devamlı olarak matematik dersinin zor olduğunu duyan öğrenci, bu derse önyargıyla yaklaşır. Girdiği matematik sınavından da zayıf alırsa şunu söylüyor: ‘Ne yaparsam yapayım matematikten başarılı olamayacağım.’ Bundan sonra da matematik sınavlarına hiç çalışmıyor ve hep zayıf alarak bu düşüncesini iyice pekiştiriyor. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ ile ilgili şu hikâye meşhurdur: Köpekbalığını ortadan cam bölme ile ayrılma büyük bir akvaryuma koyarlar. Diğer tarafa da küçük balıklar koyarları Acıkan köpekbalığı, küçük balıkları yemek için her hamle yapışında burnu cama çarpar. Bunu yüzlerce kez yapınca, artık hiç hareket etmez olur. Bu arada camı kaldırırlar, öbür taraftaki balıklar köpekbalığının önü

 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55