• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Neler Öğretildi Size?

Kişisel Gelişim

Okulda şüphesiz geniş bir yelpazede akademik konular size öğretilmiştir. Buna rağmen çoğu insan kendilerinin ve akıllarının nasıl çalıştığı konusunda çok az şey öğretildiğini düşünmektedir. Aşağıda sıralanan "Evet / Hayır" soruları sizin neler kaçırmış olabileceğiniz hakkında bir fikir verecektir. Okudukça yanıtlarınızı yazın. Okulda bu konular size öğretildi mi? 1. Beynin temel sağ / sol bölümleri? Evet/Hayır 2. Beynin ve beyin hücrelerinin genel yapısı? Evet/Hayır 3. Beynin matematik, bellek ve öğrenme potansiyeli? Evet/Hayır 4. Öğrenme sırasında belleğin nasıl değiştiği? Evet/Hayır 5. Öğrendikten sonra belleğin nasıl değiştiği? Evet/Hayır 6. Her türlü anımsama yöntemini ilerletecek özel bellek sistemleri? Evet/Hayır 7. Dinleme yeteneğinizi nasıl ilerleteceğiniz? Evet/Hayır 8. Bilgi alırken gözlerin nasıl hareket ettiği? Evet/Hayır 9. Normalde aldıkları b

Öğrenmeyi Nasıl Ögrenirsiniz

Kişisel Gelişim

Massachusetts Üniversitesinde öğrenciyken, Honesdale, Pennsylvania'daki Five Star yaz basketbol okulunda bir istasyon çalıştırıyordum—istasyon bir oyuncunun belli bir beceri üzerinde çalıştığı bir yerdir—ve hem gençler ve hem de yaşlılar kategorisinde bir takıma antrenörlük yapıyordum. Bu işin o zamana kadar yapan en genç insandım. Tüm süreci tanımak bakımından çok önemliydi: ama daha da önemlisi, aynı zamanda kampı işleten kolej antrenörlerinden çok şeyler öğrenebilmiş olmamdı. Antrenörlük stratejisinin akıl almaz karmaşıklığı ve münferit oyuncuların kendilerini geliştirmek için yapmaları gereken ö-zel şeyler hakkında ders veriyorlardı, ve bende onları dikkatle inceliyordum. Hangisi işe yaradı? Hangisi yaramadı? Dinleyicilerin dikkatini nasıl çektiler? İlk örneklerimden üçü, sonradan NBA'da Atlanta Hawks ve New York Knicks'ın antrenörü olan Hubie Brown; Detroit Pistons iki dünya şampiyonasında çalıştıran Chuck Daly; ve halen NBA'da washington'un antrenörü olan Jimmy

İletişim Kurma

Kişisel Gelişim

Hepimizin geliştirmesi gereken bir beceri "de etkili iletişimdir. Patronunuz, çalışanlarınız, iş arkadaşlarınız, dostlarınız, çocuklarınız, eşiniz—herkesle açık bir şekilde iletişim kurmanız, yaşadığınız ve çalıştığınız koşulları geliştirmenizin ve [başarınızın önemli bir parçasıdır. Birçok kimse iyi iletişimciliğin sonradan kazanılan bir özellik olmayıp doğuştan geldiğini, bazı insanların da doğal olarak iyi konuşmacı ve motive edici olduğunu düşünürler. Geri kalanların yedek kulübesinde oturmaya mahkum olduklarını sanırlar. Doğru değil. İletişim de bahsettiğimiz diğer şeyler gibi bir alışkanlıktır. Ve, bir alışkanlık olduğu için de öğrenilebilir ve ustalaşılabilir. Aslında öylesine önemli bir alışkanlıktır başarı yolunda kendi özel yerini almayı hak eder. Biraz da farklıdır. Edinmeye çalıştığınız diğer iyi alışkanlıklar gibi, kendinizi yönlendirmekleri ve kendi iç dikkatinizden ibaret değildir. Dikkate alınması gere

Siz Nasıl Bir Dinleyicisiniz?

Kişisel Gelişim

Karizmaya sahip insanları düşündüğümüzde, olasılıkla iyi konuşan kişileri düşünürüz. Ve gerçekten de önceki bölümde sesli imajın, ses niteliğinin ve halka etkin hitabetin önemini vurguladık. Fakat bu resmin ancak yansıdır. Sizi birinin dikkatini ve güvenini kazanmak istediğinizde, dinlemek en az konuşmak kadar önemlidir. İyi bir dinleyici olmanız insanları size çeker; zayıf bir dinleyici olmanız ise sizden uzaklaşmalarına neden olur. Karizma sahibi birini bulun ve şüphesiz başarılı bir dinleyiciye rastlarsınız. Zayıf bir dinleyici olmak işçiler ve işverenler, satış uzmanları ve müşteriler, çocuklar ve ebeveynler ve eşler arasında kabul edilen bir sorundur. Etkin bir dinleme eksikliği aynı zamanda müşteri kaybına, siyasi kampanyaların kaybedilmesine ve davaların kaybedilmesine yol açar. Aslında, liderlik etkin bir dinleyici olamayan bir kişi için neredeyse imkânsızdır. Yanlış iletişim, hata ve tekrarlanması gereken işler, zayıf dinlemenin yaygın yan etkileridir

Halka Hitabet

Hitabet Sanatı

Gerçekte neredeyse tüm konuşmalarımız halka konuşmaktır -sadece dinleyici kitlesinin büyüklüğü değişir. (Dinleyici kitlesinin boyutu aslında fazla önemsenmeyebilir. Winston Churchill, yirminci yy'in en büyük hatiplerinden biridir, 10.000 kişinin kendisini dinlemeye gelmesinden etkilenmeyeceğini söyledi. "Bunun on katı asıldığımı görmek için gelecektir" diye ekledi.) Halka hitabet birçok biçimde yapılabilir: bir halk konferansında geniş bir dinleyici kitlesine konuşma yapmak, kurul üyeleriyle dolu bir konferans salonuna bir öneri sunmak ya da resmi bir ortamda örneğin satış sunumlarında olduğu gibi, diğer bir kişiye hitap etmek. Sunumunuz sıkıcı olduğu ya da profesyonel olmadığı takdirde, bu size zayıf bir alkış ya da satışı kaybetmeniz olarak dönebilir. Daha da kötüsü bu topluluktaki ününüzü düşürebilir. Beyaz Saraya giden yolda örneğin her iki partiden de vizyon, deneyim ve uzmanlık sahibi yetenekli insanlar, buna rağmen konuşurken geveledikleri, kekeledikler

Kişisel Gelişim Ve Çocuk

Kişisel Gelişim

Başkalarıyla birlikte oynama Başkalarının haklarına saygı gösterme Kurallara ve düzenlemelere uyma Kendini kontrol etmede gösterdiği gelişme Sorumluluk kabul etme Tutumlarında olumluluk sergileme Öğrenmeye karşı istekli olma Çalışma Alışkanlıkları ve Tutumları Yönergeleri takip etme Başladığı işi bitirme Bağımsız olarak çalışabilme Başkalarıyla birlikte çalışabilme Malzemeleri özenli kullanma Dinleme becerilerinde gelişme Tertipli olma Grup tartışmalarına katılma İkinci bölüme "Öğrenme ve Becerilerdeki Gelişme" ya da "Okul Başarısı ve Çaba Gösterme" adı verilebilir. Bu bölümde genelde şu alt başlıklar yenilir: Dil Becerileri: Fikirleri ve yaşadıklarını başkalarıyla paylaşma Fikirlerini net olarak ifade edebilme Anlatılan hikâyelere ve şiirlere yerinde tepkiler verebilme Dinleme becerilerinin durumu Matematik Sayıları anlayarak kullanma Matematik kavramlarını anlama Problemlerin çözümünde mantık yürütme Sayı g

Sezgilerinize Kulak Verin

Kişisel Gelişim

Çırak'ın yaratıcısı Mark Burnett'le tanışır tanışmaz, onun hem insan hem de profesyonel olarak yüzde 100 sağlam bir adam olduğunu anladım. Mark'a hemen o anda kanım kaynadı ve güvendim. Onunla iş yapabilirdim. Oysa, tanıştığım anda, nedenini hiç bilmeden, hoşlanmadığım insanlar da oldu. Yargılayıcı olmamaya çalıştığım halde, yüreğimin sesini dinlemeyi ve ona güvenmeyi öğrendim. En değerli danışmanlarımdan biri de odur. Çoğumuzun sezgileri—yüreğimizin derinliklerinden kopup gelen hoşlanmalar, hoşlanmamalar ve duygular—çok keskindir; tıpkı kol ve bacaklarımız gibi onlar da bedenimizin parçalarıdır. Bu sezgileri duymazdan gelmek, gördüklerimize inanmamakla aynı şeydir; oysa, buna rağmen, onlara genellikle aldırmayız—ve sonra genellikle pişman oluruz. Duygularımızı sorgulamak kolaydır—özellikle başkalarının inandığı şeylere ters düştüklerinde. Mantıksızlık ettiğimizi, aşırı duygusal davrandığımızı ya da saçmaladığımızı düşünüp duygularımıza aldırmayabiliriz. Bu genellikle büyük

 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17