Antik Yunan dünyasının ürünü olan felsefe (philosophia) sözcüğünün anlamı bilgi, bilgelik sevgisi (philia: sevgi; sophia: bilgi, bilgelik) olup sözcük Yunancadan Latince ve diğer dillere, Arapçaya oradan da Türkçeye geçmiştir. Yunanlıların "bilgelik sevgisi" ya da "hikmet arayışı" olarak tanımladığı felsefe; insanın soru sorma, sorgulama yapabilme ve akıl yürütme yeteneğine dayalı bir düşünme yetişidir. Filozof (philosophos) da bilgiyi arayan, ona ulaşmak isteyen kişidir. Filozof, hayatın anlamını bulmaya ve bu anlama uygun şekilde yaşamaya çalışır, edindiği bilgileri yetersiz bulup tedirginlik duyar, eleştiri yapar. "Gerçek bilgiyi", hayatı yaşanmaya değer kılacak ilkeleri bulmaya çalışır ama bu bilgi ve ilkeleri sürekli, zaman ve mekân koşulları doğrultusunda sorgulayan değiştirmeye hazırdır, insan yaşamını ilgilendiren her şey hakkında akıl yürütüp bunları felsefi problem konusu yapabilen filozof, apaçık ve doğru olduğunu bildiğimiz ya da böyle olduğuna inandığımız her ş
Sade yaşam nesiller boyu takdir edildi O, sade bir yaşam sürdü. "Ben günde iki defa yemek yiyorum ve arada hiçbir şey yemiyorum." dedi. Birçok imparator ölümsüzlüğü çok istedi ve sonsuz yaşamı elde etmek için ilaç ya da başka afollar bulmaya çabaladı. Bir defasında bir kişi İmparatora hediye olarak "Uzun Yaşamı Elde Etmenin Sırları" ve "İksir" isimli iki kitap verdi. O, onu okumayı reddetti. Doğum ve ölüm insan olmanın şartlarıdır, bilgelerin söylediği gibi, "Gökyüzü ve yeryüzü sıra ile döner, gündüz ve gece gibi." Hermason dedi ki: "Huzurlu yaşayarak ölümü bekle. Bunlar bilge kişinin yoludur. Neden ölümden korkayım ki? Ben bu dünyaya geldiğimde olağanüstü değildim. Ben de diğer kişiler gibi büyüdüm. O iksirleri içmedi ve masajlar istemedi. Sağlıklı kalmak için, "Günlük yaşamda orta derecede bir diyet ve iyi alışkanlıklar. İşte bu kadar." prensibini takip etti. 60 yaşındayken, onun bıyıklarının bir kısmı beyazladı. Bazı kişiler ilaç ile rengin geri döne
İnsanlar mutsuz oldukları zaman kendilerini kötü hissederler ama, bunun nedenini bilmezler. Duygularınızı ve heyecanlarınızı düşünün. Bunu yaparsanız, mutsuz olduğunuz zaman bile bunun nedenini ve nasıl değişebileceğini bildiğiniz için rahatlayacaksınız. Profesör John Haniler bilimsel düşünce dersi veriyor. İlk dersinde öğrencilerine şunu dedi: ‘Bütün, bilim dalları örneklere dik- kat eder.’ Öğrencilerine bütün bilim adamlarının dünyayı çok düzenli gördüklerini anlatıyor. Neyle neyin gittiğini arıyorlar. Olaylar ve durumlar rastgele olmuş değillerdir. Nedenleri ve etkileri var- dır. ‘Bilim örneklere dikkat etmek demektir, örnekler ister büyük, ister küçük olsun fark etmez. Bir taşı havaya attığınız zaman ne olur? Her seferinde yere düşer. Bu bir örnektir. Bilimin özü budur.’ Bilim adamlarıyla birçok insanın arasındaki farkı Profesör Hamler şöyle açıklıyor: ‘İnsanlar dünyada olanları tesadüfe bağlarlar. Olayları başka olaylara bağlamadan geçiştirirler. Bir şey olduysa
Adalete Sonsuz İnancınız Olsun Dünyada birçok sorunun olduğu herkesçe bilinen bir şey, fakat inancınızla rahatlayın. İster dikkatinizi ağır ceza sistemi üzerinde toplayın, ister manevi sistem üzerine, dünyada kötülük eden bunun bedelini öder. John List nazik, ılımlı, sıradan görünümlü yaşlı biriydi. Yolda her zamana karşılaştığınız ama dikkatinizi çekmeyen tipti. Televizyon bir gün John List ile ilgili bir habere yer verdi. On yıl önce dikkate değer biri olmayan bu adam iğrenç bir cinayet işlemiş, ailesini öldürmüştü. Takma bir adla kendine başka bir hayat kurmuştu. Yıllar önce işlediği suçtan dolayı saklanıyordu. Onca yıldır kendini bu vicdan azabından kurtarabilmiş miydi acaba? Gerçi hapishanede değildi. Fakat daha sonra anlattığına göre işlediği cinayet bir gün ortaya çıkacak korkusuyla yaşamının her dakikasını cehennem azabı içinde geçirmişti. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Çoğumuzun tatmin olma veya olmama duygularının kökü, kendimizi başkalarıyla nasıl karşılaştırdığımıza dayanır. Kendimizi bizden daha fazla şeye sahip olanlarla karşılaştırırsak, kötü duygulara kapılırız. Bizden daha az şeye sahip olan kişilerle karşılaştırdığınızda ise minnettar oluruz ve kendimizi iyi hissederiz. Öyle veya böyle hepimizin yaşamının aynı olduğu gerçeğini kabul etsek bile, yaşamımız hakkındaki duygularımız kendimizi kiminle karşılaştırdığımıza dayanır ve bu karşılaştırmayla ilgili olarak da duygularımız büyük ölçüde değişebilir. Bu anlamlı örneklerle kendinizi karşılaştırın ama, bu karşılaştırmada birlikte olduğunuz kişi kendinizi rahat hissetmenizi sağlasın ve sahip olduğunuz şeylerden dolayı da rahatlık duyun. Joe altı erkek kardeşin en büyüğüdür. Kardeşlerin yaşı yirmi bir ile kırk iki yaş arası. Ailesinin hiçbir zaman çok fazla parası olmamış. Ve özellikle de büyük kardeşler mütevazı şartlarda büyümüşler. Liseyi bitirdikten sonra Joe ile iki büyük
Geçmişteki ilişkilerinizi yeniden alevlendirin. Dost çevrenizi genişletmek için işyerinizde veya komşularının arasında fırsatları değerlendirin, bu fırsatlardan yararlanın. İnsanlar daha büyük bir şeyin parçası olma ihtiyacını hissederler, başkalarıyla ilgilenirler ve karşılığında başkaları da onlarla ilgilenir. Onları avluda görecek olursa elini sallayarak selam veriyordu, fakat aslında gördüğü şey yüksek parmaklıklar ve kapalı kapılardı. Andy birkaç yıl önce bir bilgisayar aldı, bunu işi için kullanmak niyetindeydi. Bir gün işi atlatıp gitmediğinde inierterneti keşittiğini gördü. Burada çeşitli yerleri araştırdığında fark etti ki, kitaplarla, sporla ya da sanatla ilgilenen insanlar bir araya gelmiş hobilerini tartışıyorlardı. Bilgisayarda sörf yaparken biriyle sohbete başladı ve çok geçmeden bu kişiyle fazlasıyla ortak yönleri olduğunu gördü. Ve birbirleriyle sohbet etmekten (her ne kadar bilgisayarla olsa bile) zevk aldılar. Haftalar sonra yen
İletişimin giderek önem kazandığı ve gün be gün politik önderlerimizin, televizyon ve radyomuzun, gazete ve dergilerimizin, idari ve bilimsel danışmaniarımtzm "sözlerinin ardındaki" gerçeğe ulaşmamız gereken bir dünyada, hepimizin mantıksal irdeleme kapasitemizi geliştirmesi gerekmektedir. Propoganda ve ikna etme teknikleri ustalaştıkça, sapı samandan ayıracak zihinsel donanım da ustalaşmıştır. Bu bölümün kalan kısmı, iletişimin yoldan çıkabileceği on ana alana ayrılmıştır. İletişimin neden "doğru" olmadığının örnekleri ve açıklamaları ve "bununla nasıl başedileceğine" ilişkin bir kısım vardır. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]