Nöro: Yaşamdaki deneyimlerimizin beş duyumuz aracılığı ile algılanması ve işlenmesi. Linguistik: Sözlü ve sözsüz iletişim ve davranışlarımız aracılığı ile düşüncelerimizi yansıtma tarzımız. Programlama: Zihnimizin iç programlarını kullanarak düşüncelerimizi ve iletişimimizi belirlediğimiz ve arzuladığımız hedeflere ulaşacak şekilde düzenlemek. NLP, bakış açılarını ve davranış seçeneklerini artırma, zenginleştirme seçenekleri sunar. Çok seçenek sahibi olmak kişiyi mükemmelliğe yaklaştırırken, çok çeşitli bakış açılarına sahip olmak da olgunlaştırır. Mükemmel kişiler, çok çeşitli bakış açıları ve çok sayıda davranış seçenekleri içeren haritalara sahip olan kişilerdir. Türkçesi Sinir Dili Programlaması olarak çevrilen NLP, bireyin istediklerini elde etmesine imkân veren bir düşünce, uygulama, davranış biçimleme ve modellemeler bütünüdür. NLP Her bireyin sahip olduğu potansiyelin nasıl daha etkin kullanılacağını gösteren modellerden ve stratejil
İnsanlar çevresinde ki kişilere bir şeyler aktarmak için sürekli iletişim kurarlar. Bu iletişimin büyük çoğunluğu sözlü olmaktadır. Anlatmak istediklerimizi bir topluluğa daha etkili ve çabuk şekilde aktarmak için bazı hususlara dikkat etmeli ve bazı ilkeleri göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Beden dili nasıl ortaya çıktı. Yüzyılın başında hepimiz yeni bir bilim dalına tanık olduk. Bu bilim sözel olmayan iletişim biçimleriyle ilgilendi. Sözel olmayan iletişim biçimleriyle uğraşan bilim adamları insanların hareket ve işaretlerini seyrederek yorumlamaya başladı. Aslında her insan, beden dilini kullanır. Etkili konuştuğunuzda daha ilgiyle dinlenir, düşüncelerinizi zorlanmadan aktarabilirsiniz. Sizi dinleyenler ilgiyle takip ederler. Zorlanarak değil, doğal ve akıcı konuşursunuz. Az ve öz konuşarak amaçladığınız sonuca ulaşma becerilerine sahip olursunuz. Hedeflediğiniz kariyer basamaklarını normalden çok daha hızlı çıkarsınız. İç dünyanızı, duygu ve düşünceler
İnsanların birbiriyle anlaşması her şeyin önünde gelir. İletişimin olmadığı bir ortamda insanlar yine anlaşacaklardır fakat bu anlaşma diyalog yoluyla olmayacaktır. Orta yol bulmak ve istediğimiz sonuçları almak istiyorsak her şeyden önce iletişimde bir hedefimiz olmalı ve iletişimde esnek olmalıyız. İstediğimiz sonuçları alana kadar farklı yollar geliştirmeliyiz. Etkili iletişimin ilk basamağı budur. Etkili iletişim becerilerini geliştirmek istiyorsak kendimizi sürekli iletişime açık konumda tutmalıyız. Her zaman yapıcı olmalı ve sonuç odaklı davranışlar sergilemeliyiz. Etkili iletişim; iletişimimizde istediğimiz sonuçlara ulaşmamızdır. İletişimi, emirlerin, bilgilerin, düşüncelerin, açıklamaların ve sorunların bireyden bireye veya gruptan gruba aktarılma ve iletilme süreci olarak tanımlayabiliriz. Kısacası iletişim, bireyler, gruplar ve örgütler arasında ilişki kurmayı amaçlayan bir etkileşim sürecidir. Bir başka ifade ile davranışların açıklanması ve anlaşılmasını s
Hızlı okuma tekniğini kullanarak okuma eyleminde bulunan kişi, dikkat ve konsantrasyonunu yükseltmekle birlikte, anlama kabiliyetini arttırır. Hızlı okuma teknikleri mantığı beyni sadece okuma eylemi ile meşgul etmekten geçer. Beyin çok hızlı düşünen harikulade bir organımızdır ve gözün ileteceği bilgiyi beklemek istemez. Göz doğru kullanıldığında beyin bilgileri kavramakta güçlük çekmeyecektir. Beyin yaramaz bir çocuk gibi sürekli meşgul olacak şeyler arayacak ve etraftaki değişimleri fark edecektir. Oysa okuma eyleminde bulunurken hızlı okuma teknikleri uygulanırsa, daha hızlı okuduğumuz sırada beynimiz başka şeyler düşünmeye fırsat bulamayacak ve sadece okuduğumuz yazıya odaklanacaktır. Gözümüz geniş bir alanı görme yeteneğine sahipken biz okumayı genelde kelime kelime yaparız. Oysa göz bütün bir satırı hatta birkaç satırı birlikte görebilir. Hızlı okuma tekniği bize kelimeleri tek tek değil guruplar halinde okuma becerisini kazandırır. Hızlı okuma tekniği bizi birçok oku
Hitabet, topluluklar önünde güzel ve etkili konuşma sanatı. Kimi insanlar meslekleri gereği küçük veya büyük topluluklara hitap eden konuşmalar yapmak zorunda. Öğretmenler, din adamları, siyasetçiler bunların başlıcalarıdır. Günümüzde bu çerçeve daha da genişlemiştir. Her alanda bilimsel, tartışmalı toplantılar, açık oturumlar düzenleniyor, konferanslar veriliyor. Televizyonun ve öteki kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve sayılarının artması topluluklara yönelik konuşmalara yeni boyutlar kazandırmıştır. Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır. Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız yapacaktır. İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile da
Hitabet aslında bir hazırlık konuşmasıdır. Zaten yukarıda tanımladığımız üzere hatip önceden hazırlanan nutku okuyan kişidir. Bir gerçeğe inanan bir insanın toplumu bu gerçeğe inandırmak için özünün bütünü ile yaptığı telkin sürecine hitabet; bir fikri, bir davayı karşısındaki insanlara dil ustalığı ile açıklamaya hitabet sanatı; toplum önünde bu konuşmayı yapana hatip; bir insan topluluğuna bir fikri vermek bir ülküyü aşılamak amacıyla söylenen sözlere ise hitabet denir. Hatiplik sanatı, insanlık geçmişinin en eski ve en köklü sanatlarındandır. Bu sanatla peygamberler ve din adamları insanları doğru yola davet etmişler; padişahlar, krallar ve kumandanlar ordularına bu sanatla hükmetmiş ve savaşlar kazanmıştır. Hitabet sanatının uygulama türlerinden biri. Bir topluluğa çeşitli düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen güzel, coşkulu, etkili bir biçimde yapılan uzunca konuşmadır. Sözcüğün Arapça karşılığı “nutuk” ve “hitabe”dir. Hitabe sözünden türemiş “hitabet” ise, gü
Bazı düşünce, fikir ya da duygular bilinçli bir çabayla hatırlanabilir. Bu tür düşünceler bilinçöncesi olarak adlandırılmıştır. Bir olayı bilinçli zihnimizden atmış unutmuş olabiliriz fakat o olaya ilişkin bir kontakt uyaran onu tekrar bilincimize çağırabilir. Bilinçaltı 'derin akıl ' olarakta tanımlanır. Önemli bir nokta; bu derin aklın hayalle gerçeği ayırt edemiyor olmasıdır, rüyalarımızı birer gerçek gibi yaşamamız bunun en bariz göstergesidir. Eğer korku dolu bir rüya görüyorsak beyin adrenalin; keyifli, mutlu bir rüyada seratonin salgılar. Bilinçaltı bizim otomatik, düşünmeden ve istemsizce yaptığımız duygu, algı ve davranışlarımızın kontrol edildiği zihin bölümüdür. Bilinçaltı, insan yapısında buzdağının görünmeyen kısmına benzer. Kişinin davranışları üzerinde oldukça etkili olan zihinde yer etmiş gizli bir sistemdir. Bilinçaltı bilinçli bir halde yapılan sorgulama gibi zihinsel faaliyetlerde bulunamaz. İnsana baskı yapan doğrudan uygulayıcı bir sistemdir. Bilinç