NLP; bilinçaltınızı hareketlendirerek, onun gücünü ve kaynaklarını kendi yararınıza kullanmanızı sağlar. NLP; öğrenme sürecinizi hızlandırır. Böylece değişimlere ayak uydurmanın ötesinde, değişim yaratmayı; insanın ilgi ve çalışma alanına uygun yönetim biçimini bulmasını sağlayacak bilgi dağarcığını oluşturmanıza imkan verir. NLP; motivasyonunuzun kontrolü size geçer. NLP; geçmişte olumlu birikimlerinizi ve doğal becerilerinizi alıp, bunları istediğiniz zaman kullanabilmenize imkan sağlar. NLP; duyarlılığınızı artırarak; davranış ve tutumlardaki titreşimleri sezinleyip, yorumlama becerisi kazandırır. NLP; duygu ve düşüncelerinizi yönlendirmenizi sağlayarak, iç dünyanızın sahibi ve geleceğinizin mimarı olmanızda en büyük rehberinizdir. NLP; geçmişten taşıdığınız olumsuz her türlü duygu ve düşünceden arınmanızı sağlayacak modern tekniklerle hayatınızı yeniden şekillendirme gücü sunar. NLP; sizi, kendinizi tanıyıp, yönetmenizde ihtiyacınız olan sistemler
Pozitif düşünce ve söylemleri ise beyin nazlanarak almaktadır. Bunun sebebi genelde yetiştiriliş tarzımızdır. Daha küçükken annelerimiz babalarımız veya aile büyüklerimiz tarafından, öcüler hortlaklar gelir seni alır, seni iğneciye söylerim şeklinde ürküten negatif sözlerle yetiştirildik. Tabiki onları suçlamak olmaz. Onlar da kendi büyüklerinden, ailesinden ne gördülerse bizlere de bunu aktarmış oldular. En azından bundan böyle yeni nesiller olarak bizler yeni düşünceler üretmeli ve güne uyarlanmış yeni cümleler söyleyebilmeliyiz. Kendi çocuklarımızı ve hatta torunlarımızı da bu şekilde eğitebilmeli ve de yetiştirebilmeliyiz. Subliminal telkinler günümüzde uygulama kolaylığı, pratikliği, ucuzluğu ve kolay ulaşılabilirliği gibi nedenlerle gittikçe daha çok kişinin dinlediği bir sistem olma yolunda ilerlemektedir. Hiç dinlemeyenler merak edip en az bir kere denerken, daha önce dinleyenler ise artık bir çok konuda mp3 telkin dinlemektedirler. Subliminal telkin, herh
Subliminal mesajların tehlikesi kullanım alanlarına göre farklılık gösterir. Eğer bir reklam şirketi sübliminal içerik kullanıyorsa, bu çok tehlikeli olabilir. Çünkü reklamı gören ya da duyan kişi reklamın içindeki telkinde neler geçtiğini bilemez. Bu da bilinçaltımızı hiç tanımadığımız insanlara emanet etmekten başka hiç bir şey olmaz. Sonuç olarak kişi ağır depresyona girebilir, kendine ya da çevresindekilere zarar bile verebilir. İnsan kulağı sadece belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir. Eğer siz bir müzik parçasını rahatça duyabiliyorsanız, bu sizin duyabileceğiniz frekans aralığında olduğunu gösterir. İnsan beyninin algısı ise, bundan daha düşük ya da daha yüksek frekansları algılayabilecek kapasitededir. Dikkat ediniz : “duyabilecek” demiyoruz, algılayabilecek diyoruz. Yani, kulağımız ancak belirli bir frekans aralığındaki sesleri duyabilir. Fakat beynimiz bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri algılar, hisseder. Subliminal mesajların
Bilinçaltımız sezgilerimiz aracılığıyla bizimle konuşur. Bilinçaltımızdan rehberlik veya yardım istediğimizde, bir dürtü, ilham veya önsezi hissederiz. Bilinçaltımızı programlarsak, rüyalar şeklinde cevaplar da alabiliriz. Sezgisel olarak, bir mesaj olduğunu anlarız. Hayatınızda bir şeyi gerçekleştirmek istiyorsak önce kavramak yani ne istediğimizi tam olarak tespit etmek, sonra olmuş gibi inanmak ve daha sonra da bunun için şükretmek gerekir. Kendiniz için olmasını istediğiniz şeyi bir yere yazın. Bilgisayarınızdaki ekran koruyucuya, cep telefonunuzun açılış mesajına veya gün içinde sıkça görebileceğiniz bir yerlere koyun. Her gece, aynı yaratıcı imgelemeyi düşünün, gördüklerinizi görün, duyduklarınızı duyun ve hissettiklerinizi hissedin ve istediğiniz yerlerde değişikliklerinizi yapın. İstediğiniz şeyin gerçekleşeceğine güvenin. Başaracağınızı Siz de göreceksiniz. Bilinç ile bilinçaltını karşılaştırdığımızda bilinçaltının, varoluşumuzun en ufak ayrıntılarını dah
Bilinçaltı çoğumuzun bildiği ya da duyduğu bir kavramdır. Bu kavram bilincimizin farkında olmadığı ama davranışlarımızın yönlendirilmesinde önemli rol oynayan bir yapıyı belirtiyor. Bilinçaltı, alt benlik, bilinçdışı olarak da adlandırılan Bilinçaltı kişiliğimizin farkında olmadığımız, kontrolümüz dışındaki parçasını temsil etmektedir. Diğer bir deyişle bu, buzdağının görünmeyen kısmıdır. Otomatik bir pilot gibi bütün tecrübelerimizi depolar. Bir bilgi deposudur. Deneylerimizi anılar şeklinde depolar. Bilinçaltı heyecanlarımızı, sezgilerimizi, alışkanlıklarımızı ve güdülerimizi depoladığı gibi, bunların faaliyete dökülmesinden de sorumludur. Doğduğunuz andan itibaren size söylenen her sözcük doğrudan bilinçaltına gitmektedir. Kendi yemeğini yemek isteyen çocuğa ‘’dur dökersin, beceremezsin! ’’ ,’’ Dokunma kırarsın ’’ … gibi cümleler gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde becerememe, cesaret edememe, özgüvenini kaybetme gibi davranışlarımızın temelini oluştururlar. Bu nedenle ç
Başarı denilince genellikle servet, şöhret, makam gibi konularda herkesin varmak istediği hedefler gösterilir. Ve bunlara sahip olunca mutlu olacağımız, sevileceğimiz, önemli olacağımız zannedilir. Oysa başarı sadece bunlardan ibaret değildir. Başarının bir de içsel tarafı vardır. Özgüven, özsaygı, erdem, iç barış, sevgi gibi iç zenginlikler. Bizi insan olarak bilge yapan, hayatımıza anlam katan ve var oluşumuzun mutluluğunu hissettiren bu içsel değerlerdir. İç başarının algılanması; kültürel bir derinlik, aklın kullanılması, soyut düşüncenin gelişmesi, eğitimin içselleşmesi ve erdemin bir hayat felsefesi olarak değerlendirilmesini gerektirdiğinden hem zahmetli, hem de kişiye sorumluluk yükleyen bir durumdur. Yaşamdaki başarısızlık her zaman kişiliğin zayıflığındandır. Sadece güçlü kişilikler hayatın dalgalarının kendilerini dövmesine ve onun zorluklarının üstesinden gelmeye dayanabilirler. Hayatını saygıya değer ve üst düzey başarı ve hizmete yükselte
Düşünceler eylemlere yol açarlar. Eylemler alışkanlıkların nedenidir. Alışkanlıklarımız bizim karakterimizi, kişiliğimizi belirler. Karakterimiz ise kaderimizi örgütleyen en önemli nedendir. Yaratıcımız geleceğimizi belirleme gücünü bize vermiştir. Herkes yürüdüğü yolun sonunda var olana ulaşır. Tırmandığınız merdivene bakarak sonunda nereye yükseleceğinizi anlayabilirsiniz. Dolaysıyla büyük sonuca giden yol büyük düşünceden başlar.
Hayat nehri Kızılırmak tan daha kıvrımlı, Niagara dan daha akıntılı ve tehlikelidir. Niagara nehri boyunca ilerlerken, bazı akıntı kollarının sizi inanılmaz güzelliklerle dolu vadilere götürdüğünü görürsünüz. Ama bazı kolların ucunda sonu ölüm olan şelaleler vardır. Tehlikenin başına geldiğinizde artık her şey bitmiş olur. Sona gelmeden önce yolunuzu değiştirebilirsiniz. Çoğu zaman geç kalmış olmazsınız. Ama bir gün gelir her şey bitmiş olur. Tedbir almazsanız geleceğiniz öyle bir ölüm bataklığına saplanır ki yeniden diril