Çukurova Üniversite Anestezi Bölümü ikinci sınıfında okuyan, arkadaşlarına göre birkaç yıl yaşlı olan Mehmet Kışla, tıp fakültesi öğrencisi bir kızla tanışır. Mehmet, yüksek okulu bitirip, YGS, LYS, sınavına girip, Açıköğretim üçten devam ederek askerliği kısa dönem olarak yapmayı düşünür. Okulunu bitirmesine iki ay kala (Kız da son sınıfta okuyor.) ailesiyle birlikte kızı istemeye giderler. Bütün herkesin içinde kızın babası Mehmet'e şunları söyler:
- Oğlum Mehmet, şunu unutma! Davul bile dengi dengine dövülür. Benim kızım altı yıllık tıp mezunu; sen ise sıradan iki yıllık bir anestezi mezunusun. Nasıl oluyor da sen bu seviyen ile kızımı kendine denk görebiliyorsun. Bu iş kesinlikle olmaz. Sen kendine göre birini bul. Kusura bakmayın.
Kapıdan morali bozuk, süklüm püklüm çıkan Mehmet, o andan itibaren derslere yumulur. İki ay boyunca odasından çıkmadan YGS, LYS 'ye çalışır. Daha önceki hedefi Açıköğretim Fakültesi iken, şimdi en az tıp fak
Amerika'da bir İngilizce öğretmeni öğrencilerine: - Gelecekte nasıl bir hayat yaşamak istediğinize dair bir kompozisyon yazınız, der. Bir seyisin oğlu hayalindeki hayatı, yüz dönüm arazi üzerine kurulmuş bir at çiftliği, ortada bir konak hatta konağın krokisi. Tam altı sayfa uzunluğunda bir ev ödevi yazarak öğretmenine verir. Bir hafta sonra öğretmen kâğıdı geri vererek: - Hayallerini kontrol altına al, senin bu şartlarda kompozisyondaki hayatı yaşaman imkânsız, yeniden yaz, der. Öğrenci babasına kâğıdı okuyarak, babasının görüşünü almak ister. Babası da: - Oğlum hayat senin, hayal senin. Hayalindeki hayatı değiştirmek istemiyorsan, yazdığını değiştirmeden iade edebilirsin, der. Oğlu da değiştirmeden öğretmenine kompozisyon kâğıdını iade eder. Öğretmen de bir verip kâğıdı geri verir. Aradan 20 yıl geçer. Yüz dönüm arazi üzerine kurulmuş olan, Amerika'nın en ünlü at çiftliğinin kenarında, lüks bir villan
Hem Fransa'dan ingiltere'ye hem de ingiltere'den Fransa'ya yüzerek Manş Denizi'ni iki defa geçen ilk bayan yüzücüydü Florence Chadwick. Büyük bir ideali daha vardı. Catalina Adası'ndan Califor-nia Sahili'ne kadar ki ‘21 millik mesafeyi yüzen ilk bayan yüzücü’ olmak istiyordu.
Yeni hedefi oldukça büyüktü ve ulaşılması oldukça zordu. Dört temmuz günü denizin suları oldukça soğuktu. Hava o denli sisliydi ki yüzücü, kendisine eşlik eden tekneleri zorlukla seçebiliyordu. Üstelik o bölgede köpek balıklarına rastlanıyordu... Florence, soğuğa ve köpek balıklarına rağmen hedefinden vazgeçmedi ve denize atladı. Tam 15 mil yüzdü. Teknede bulunan annesi ve antrenörü ona sürekli moral veriyordu. Televizyonlar canlı yayın yapıyorlardı.
Florence beş mil daha yüzdü. Sahile yarım mil kalana kadar kulaç atmaya devam etti. Ani bir kararla sudan çıkarılmasını istedi. Tek-nedekilerin teşviki işe yaramıyordu. Herkesi hayal kırıklığına uğrattı. Az m
Öğrencilerime hedeflerinin ne olduğunu genelde sorarım. Sayısalda okuyan, dersleri ve ahlakı iyi olan bir öğrencim:
- Amcamın ingiltere'de lokantası var, orada çalışıp para kazanmak istiyorum, deyince şaşırdım.
- Teneffüste gel de bir görüşelim senin idealini, dedim. Teneffüste geldi, aramızda şu şekilde konuşma geçti:
- Niçin İngiltere? Niçin lokanta?
- Hocam, babam bizi bırakıp yıllar önce ingiltere'ye çalışmaya gitti. Bizi yanına almak için oturma izni alması gerekiyordu, ingiliz kadınla nikahlandığında, oturma iznini alabiliyor. Bir kadınla anlaşmış. Kadın nikahtan önce babamın milyarlarını almış, nikah saati gelince de evet dememiş. Babam beş parasız olarak ingiltere'den kovuldu. Amcam oturma iznini almış, lokantası var. Ben amcamın yanına kaçak olarak gi
‘İnsan elinin uzanabildiğinden daha ötesini amaçlamalı.’ Robert Brovning Hedeflerimiz büyük olmalı ve bunları etrafımızdaki insanlara rasgele söylememeliyiz. Söylediklerimiz pozitif duygulara sahipseler, bizlere destek verirler; bizleri daha güçlü kılarlar. Söylediklerimiz hayata hep karamsar bakan insanlar ise, bize söyledikleri sözlerle gücümüzü kaybettirirler, ümidimizi kırarlar ve biz bunun farkına dahi varamayız. Bundan dolayı hayata olumlu bakan insanlara hedeflerimizi söylemeliyiz. Hedef, kesinleşmiş karar demektir. Hedef değiştirilmez. Hedefte kesinlikle kararsızlık olmaz. Atalarımız, en kötü karar en iyi kararsızlıktan iyidir, demiş. Bundan dolayı bir an önce hedefimizi belirleyip, zamanımızı en iyi şekilde değerlendirerek harekete geçmeliyiz. Yoksa ortada kalıveririz de haberimiz olmaz.
Bununla ilgili şu hikâye ilginç: Bir tazı iki tavşanın peşine düşmüş, soluk soluğa kovalıyordu. Biraz sonra tavşanın biri sağa, biri sola kaçtı. Tazı ‘
‘Ölmeye değer bir amacı olmayan bir insanın yalamaya değer bir amacı da olamaz.’ Martin Luther King
Bir insanın ölmeye değer amaçları olmalı ki hayatının her anında o amaç uğruna hayata tutunabilmeli. Bir insan vatanı, milleti, dini, namusu için ölümü göze alabilmeli. Vatanının, milletinin adını duyurabilmek için çok çalışmalı.Niçin derse gitmediğini, ders çalışmadığım boyunca öğrenci şöyle cevap verir
- Annem babam Mersin'de tanınmış doktorlar, dedem zaten zengin; şu anda ayrı evde kalıyorum. İki tane dairenin kirasını ben alıyorum. Altımda spor son model araba, yazlığın anahtarları bende. Param yetmediği anda, dedem takviye yapıyor. Evin tek çocuğuyum. Ben niçin kendimi zorlayarak ders çalışayım? Sabah olduğunda göz kapaklarımı açacak bir neden bulamıyorum.
Çocuk dedesinin yanında bunları anlatınca önder Bey dedeye hitaben şöyle der:
- 
Çoğu kişinin aklına ‘sağlık’ deyince yalnızca bedense sağlık gelir. Oysa sağlıklı olmak beden sağlığı yanında rul sağlığını da içerir. Ne kadar ‘sağlıklı’ olursanız olun, kendinİ2 yine de ‘iyi’ hissetmeyebilirsiniz. Bedensel sağlık ile rul sağlığı arasında keskin bir sınır yoktur. Birbirlerini hem olum suz hem de olumlu yönde etkileyebilirler. Beden ve ruh sağlığımızın yerinde olması birçok unsur bağlıdır. Bu unsurlardan birincisi; doğduğumuz an için girdiğimiz, toplumun en küçük yapı taşını oluşturan ailemizdi Çocukların bedensel ve ruhsal açıdan sorunlarının büyük bir kısmının, ana-babaların çocuk eğitimindeki bilgisizlikleri ve yanlış inançlarından doğduklarına hiç şüphe yoktur. Ayrıca evlilik hayatına uyma güçlükleri ve geçimsizlikleri, aile içindeki çocuklar üzerinde daha yıkıcı bir tesir yapmaktadır. Çocuklardaki suç, fuhuş, çeşitli kişilik bozukluklarını inceleyenler, karı-koca geçimsizlikleri, boşanma, ayrılık gibi durumların çocuklar ve gençler üzerind