Görev Verilirken Kapasiteyi Oluşturan Şartlara Topluca Bakılır.Eksik kapasite kullanımına yol açan hatalardan biri kapasiteyi tanımlayan şartlardan bir veya birkaçının ihmal edilmesidir. İstek, kişisel hedeflerle faaliyet hedeflerinin uygunluğu, beklentiler, ilgi, hayal, eğitim, tecrübe gibi birçok unsur kapasiteyi beraberce oluştururlar. Bir insana sadece "eğitimi uygun" gerekçesi ile bir görev verilirse o görevde hiçbir zaman kapasitesini tam olarak kullanamayacaktır. Çünkü belli ilgileri farklıdır, belki o görevi kişisel gelişimi için uygun bulmayacaktır. Burada sözü edilen kapasite kaybı, kapasiteye uygun işler verilmediği için bizden kaynaklanan bir kayıptır. İnsanlar "ne kadar yük" kaldıracakları kadar, "ne kaldıracakları" konusunda da duyarlıdırlar. Boyu iki metreyi geçen herkesi basketbolcu yapamazsınız. Öyleyse tam kapasite kullanımı için kapasiteyi oluşturan şartları gözetmeliyiz. Yani görevler, kapasiteyi harekete geçirici nitelikte olmalıdır.
Kuvvetlerinden Tam Olarak Faydalanılmayan insanların Kullandıkları Kapasite Tamamen Devre Dışı Kalabilir. Bir insanın kendi kapasitesi hakkındaki görüşünün ne olduğunun bilinmesi gerekir. Kendisine verilen göreve bakış açısı, görevi ile ilişkisinin niteliği, büyük ihtimalle bu görüş doğrultusunda oluşacaktır. İş yerinin en büyük ve en önemli "kamyonunu" kullanması gerektiğine inanan birisinin en küçük "aracı" kullanma görevini, nasıl yapacağını tahmin etmek için fazla hayal fücüne gerek yok herhalde. Yeterli kapasiteye sahip olduğunu, diğerlerinden bir adım önde olduğunu fakat buna rağmen kuvvetlerinden tam olarak faydalanılmadığını düşünen birisinin getireceği problemler, kapasitesinin zorlandığını düşünen birisinin getirebileceği problemlerden daha hafif olmayacaktır. Ya kapasiteye uygun görev verilmelidir ya da kapasite ilgili insanın zannettiği gibi dolu değilse, kapasitesi inandırıcı şekilde kendisine tanımlanmalı, beklenti ustalıkla kırılmalıdır. Herkesin işin
Hergün Yapılan İşle Uzak Sonucun İlişkisi Zihinlerde Hep Canlı Tutulmalıdır İnsanlar her gün işlerine gelirler ve her gün yaptıkları işi yine yaparlar. Ne kadar iyi yapılırsa yapılsın her gün aynı şekilde yapılan iş, uzak sonuca "harika" bir katkı sağlamayacaktır. İş her gün biraz daha geliştirilmelidir. İşin hergün biraz daha geliştirilmesi, "somut biçimlerdeki" gelişme değildir. Eğer işin geliştirilmesi heyecanı ve arzusu duyuluyorsa dünkünün aynısı da yapılsa iş gelişiyor demektir. Bugün daha iyi olacağız isteği bugün ya da yarın olmasa bile öbür gün mutlaka somut bir katkı meydana getirecektir. Yani uzak sonuçta üstün başarı... Ne var ki biz hergün yapılan işle uzak sonuç arasındaki ilişkiyi sanatkârca hatırlatmalı, bu ilişkiyi zihinlerde hep canlı tutmalıyız. Bir yol: Akşam "ekibi" toplayıp o günü tartışmanız, uzak sonucun resmini hep birlikte incelemeniz, o resim içinde herkesin mutlu ve tatminkâr yerini göstermeniz, yarın sabah herkesin işe "gelişti
Kaç Metre Koşacağım Bilmeyen Atlet Yanşamaz. Faaliyete kattığımız herkes faaliyetin amaçlarından net bir şekilde haberdar olmalıdır. "Bunu bilmiyordum" tepkisi az duyulan bir tepki değildir. Herkesin üzerine düşeni yapması amaçların ortaklaşa -herkes tarafından- bilinmesi ile mümkün olabilecektir. Ne kadar uzun soluklu olursanız olun gideceğiniz yer tanımlanmamışsa iyi yürüyemezsiniz. Ve her koşuda , parkur da mesafe de önceden bilinir. Hiçbir atlete "Sen yarışa başla.. Kaç metre koşacağını biz sana yolda söyleriz.." denilemez ve her bin metrede bir "bin metre daha.." denilen hiçbir atlet yarışı bitiremez. Kapasite kullanımı hedefin tanımlanması ile mümkün hale gelir. İçinde ne olduğu söylenmeyen bir yükün kaldırılmasında gücümüzün tam kullanılması mümkün değildir. Kaldırmayı denesek bile yanlış kaldırma ihtimali yüksektir. Bir "pamuk çuvalı" ile "benzin bidonu" aynı şekilde kaldırılamaz. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
‘Bazıları her şeyi olduğu gibi görür, 'Niçin?' diye sorar. Ben hiç var olmamış şeyleri düşünürüm, 'Neden olmasın?' diye sorarım.’ George Bernard Shaw İnsanın hayatı boyunca kendine devamlı sorular sorması gerekir. Bu soruların en önemlisini Peygamberimiz söylemiştir: ‘Bugün Allah için ne yaptın?’ Bu sorunun cevabını kalbiniz rahat bir şekilde cevaplandırabilirseniz, siz hayatta çok kârlı bir iş yapıyorsunuz demektir. Bunun yanında şu hadis otomatik olarak akla geliyor: ‘İki günü eşit olan aldanmıştır.’ 1. Asıl hedefim nedir? (Üniversite mi, kariyer mi, para mı, hava atmak mı?) 2. Hangi kaynaklara sahip olsaydım, başarısızlık duygusunu yenerdim. Başarılı olanlarla kendimi kıyaslayarak daha iyi çalışırdım. 3. Hedefim gerçekleştiğinde hayatım hangi yönlerden farklılaşacak? (Peygamberimizin ‘Ya ilim öğenin, ya da öğretin veya bunlara yardımcı olun. Kesinlikle dördüncüsü olmayın.’ sözünün ilk ikisine gireceğim. Mimar olacağım, arkadaşlarımın
1) Öğrenecek olduğumuz parça, ne kadar büyük olursa olsun parçanın bütününün neyden bahsettiğini, konunun adını yüzeysel olarak bilmeliyiz. 2) Önümüzdeki aşılması güç olan konuları aşmak için ilk önce onları küçültmeli, yani parça parça bölümlere ayırmalıyız. 3) Hedefe ulaşacağımız zamana ne kadar kaldığını hesaplamalı ve bütün bu konuları o zamana bölmeliyiz. Hangi günde, hangi saatte, hatta hangi dakikada neler öğreneceğimizi önceden programlarsak, bu programa uymak zorunda olduğumuzu hissedersek, ona göre performansımızı ortaya koyarsak zafer kendiliğinden ortaya çıkacaktır. 4) Derslere çalışırken duyu organlarımızı, mümkün olduğu kadar fazla kullanmalıyız. 5) Başarıya tam olarak odaklanmalıyız. Çalışmanın karşılığını alacağa miza tam olarak inanmalıyız. 6) Test çözerken yanlış çıkan soruların doğru cevabını hemen öğrenmeliyiz. Hatta o konuyu yeniden tekrar etmeli ve o konu ile alakalı yüzün üzerinde soru çözmeliyiz.
1. Bir işe başlamadan önce, o işten sonunu iyice araştır. Yoksa, merdivenin son basamağına çıkıp da merdiveni yanlış yere dayayan pişmanlardan olursun. 2. Colgate firması hesabına sabun satan bir pazarlamacı, hiç cesaretsizliğe düşmeden sabun satmakta başarılı olamadığı bir işe yeniden gider ve daha önce görüştüğü yetkiliye şöyle der: ‘Size tekrar sabun satmaya gelmedim. Geçen hafta size niçin sabun satamadım, merak ediyorum? Acaba eksiğim nedir? Sizinle konuşurken nerede hata yaptım? Lütfen beni tenkit edip, gerçekleri açıkça söyleyiniz ki bir daha aynı hatalara düşmeyeyim.’ Bu adam bugün Colgate-Palmolive Sabun Şirketi'nin en üst yöneticisidir. Acaba başarısız olup da hayatımızın hangi alanlarında biz karşımızdaki insanlardan eleştirilmeyi istedik? Nefse ağır gelen bir şey değil mi! Nefsini yenenler büyük insan olmaya adaydırlar. 3. Bir kişiye görev verildiğinde o kişi verilen görevi tam mükemmel olarak yaparsa, o kişi ileride aranan insan haline