Koçluk bir işin nasıl yapılacağı konusunda yol göstericilik yapmaktır. Kişilerin kendi kaynakları bir işi yapmaları, yaratmaları ya da nasıl yapacaklarını öğrenmeleri için yeterlidir. Dolayısıyla bu anlamda asıl ihtiyaç duyulan, “yaptıran” değil “yol gösteren”dir. Koçluk, hayatın akışı içerisinde daha doyurucu bir yaşam sürmeyi amaçlayan kişilere destek amaçlı bir “kişisel gelişim modeli”dir. Hayatımızda ciddi bir problem olmadığı halde yaşam amacımızı birlikte sorgulayabileceğimiz, bugüne kadar işimize yaramayan düşünce ve alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirebileceğimiz güvenilir ve sırdaş bir dost kazandırır koçluk. Yaşam koçluğunda; hayatınızın çeşitli alanlarında değişim ve gelişim istiyorsanız ve bunun için bir koça ihtiyacınız varsa, bu süreç içinde yanınızda (güvenilir, dürüst) bir dost ve sırdaş istiyorsanız; karşılaştığınız sorunlar için birebir ya da gruplarla çalışma yöntemiyle bize katılabilir ve destek alabilirsiniz. Daha planlı, kalıcı ve etki
Zihinde canlandırmanın önemini anlattıktan sonra, zihinde mükemmel çalışmalar yapmanın ve onları prova etmenin performansı nasıl etkileyeceği düşüncesi akla gelebilir. Antrenman yapmak daha yararlı olmaz mı? Bu düşünce başlangıçta çok doğaldır. Örneğin, zihinsel canlandırmanın etkisini bile azaltabilecek birçok deyim günlük konuşma dilimize yerleşmiştir: "Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır", "Bakmakla öğrenilseydi kediler kasap olurdu."
İlk olarak, gerçek gibi yapılan zihinsel egzersizlerde harcanan eforla, fiziksel olarak harcanan efor hemen hemen birbirine eşittir. Beyin gerçek bir şey ile canlı biçimde hayal edilen olayları seçemez ve iki olayı da aynı şekilde değerlendirir. Bu çalışma, olimpiyatlarda kayakçı Richard Suinn üzerinde denenmiştir. Suinn'in çalışma sırasında elektrotlarla saptanan elektrik aktivitesi ile aynı çalışmayı zihninde tekrar ettiğinde oluşan elektrik aktivitesi birbirine yakın bulunmuştur. Aynı çalışma Arizona basketbol takımı üz
Suçluluk, olumsuz duyguların en tehlikeli olanlarından biridir. Suçluluğun kullanılmasının iki sebebi var. Birincisi cezalandırmak, ikincisi kontrol etmektir. Suçluluğun bu kadar kullanılmasının nedeni işe yarıyor olması. Eğer karşınızdakine suçluluk hissettirebilirseniz, bir balığın oltaya takılması gibi tepki verir.
Çocukluğumuzdan gelen suçluluk duygusu varsa, savunma mekanizmamız sürekli aktif haldedir. Bir şey olduğunda, bizimle ilgili olsun ya da olmasın, bizi suçlayan olsun ya da olmasın, anlık tepkimiz 'Benim suçum değil!' olur. Başkalarını olduğu kadar, kendimizi de suçlu olmadığımıza inandırmaya çalışırız, içimizden bir ses, 'Ben yapmadım.' der.
Suçlu hissettirilerek yetiştirilen kişiler, kendilerini kompleksli ve yetersiz hisseder. Kendilerini iyi şeylere layık görmezler. Hayatlarında iyi giden bir şeyler olursa, bunun uzun sürmeyeceğini düşünüp konuşurlar ve evrenin yasalarına göre düşündüklerini hayatlarına çe
Hiç sahneye çıktınız mı, ya da dramatik bir film izlediniz mi? Orada aktörlerin duygularını yansıttıklarını gördünüz. Ama, aktörlerin duygularını görmediniz. Asla diğer insanların duygularını göremeyiz. Gördüklerimiz, onların duygularını ifade eden davranışlarıdır. Demek ki, duygu ve davranışlar iki ayrı sistemdir. Biri her zaman olmamakla beraber diğerini yansıtabilir. Fakat biri diğerinin aynısı değildirler. Bir duygunun kontrol edemeyeceğiniz fizikî bir tepkisi vardır. (Örneğin ellerinizin terlemesini engelleyemezsiniz.) Ama, hissettiğiniz duyguyu yansıtacak eylemi ya da davranışı seçebilirsiniz. Popüler olan görüşe göre, duygular bir su rezervuanna benzer. Rezervuar içinde yeterli basınç oluştuğunda duygular dışa vurulur. Benzer şekilde, bu duygular ifade edilemediklerinde, beden rahatsızlıkları yoluyla kendilerini başka şekillerde dışa vururlar. Ancak, öfkenin açıkça ve özgürce ifade edilmesi; baş ağrısı, ülser ve kolit gibi bazı psikosomatik bozuklukların azaltılmasın
Siz karar verene kadar kazanmak ve başarmak için yaptığınız her şey zaman kaybıdır. Karar, içsel disiplinin başlangıç noktasıdır. Karar, başarının başlangıç noktasıdır. Karar vermek, çok büyük bir gücün kaynağıdır. Hızlıca iyi kararlar vermek başarının direğidir. Karar şimdi alınmalıdır. böylece, yeni baştan karar almazsınız. Başarmak ve kazanmak için güvendiğiniz ve inandığınız etkili kararları almayı öğrenme sürecini hızlandırmak çok önemli bir etkendir, fakat bu genellikle görmezden gelinir. İnsanların büyük bölümü yaşamlarında olmak istedikleri yerde değildirler. Siz elbette yaşamınızda olmak istediğiniz yerde olabilirsiniz; fakat büyük ihtimalle değilsiniz, zararı yok. Her şekilde nerede olduğunuzdan sonuçta siz sorumlusunuz. Aldığınız kararlar sizin kararlarınızdır. Yalnız bazen sizin sorumlu olmadığınız kötü bir şey ortaya çıkar, yolunuzu keser ve kendinizi hapsolmuş gibi hissedersiniz. Tuzağa düşmüş gibi hissedebilirsiniz. Bu olanl
EFT Teknikleri (Duygusal Özgürleşme Teknikleri) bir enerji tekniğidir. Diğer bir ifade ile EFT - Duygusal Özgürleşme Tekniklerdir. EFT Teknikleri (Duygusal Özgürleşme Tekniği) ,Enerji meridyenlerini uyarma açısından akupunktur ve akupres ile olumlamalar açısından da NLP’nin ortak bir sentezi diyebiliriz. EFT Teknikleri (Duygusal Özgürleşme Teknikleri) ;Vücudun enerji sistemi Bedenenimizde sinirlerden oluşmuş bir elektrik ağı vardır. Bu cümle okunulduğunda ya da duyulduğunda, biraz bize yabancı gibi gelebilir ama bunu yaşıyoruz. Sıcak sobaya değdiğinizi düşünün, sizin kontrolünüz dışında çok hızlı bir şekilde geri çekersiniz elinizi. Yanma hissi hemen hissedilir ve beyne bu elektriksel olarak iletilir. Düşüncelerimizde bir enerjidir ve bedenimizde elektrik akımına neden olur dediğimizde, yine yabancı gelebiliyor. Halbuki; yoğun bakımlarda gördüğünüz hastaya takılan o kocaman aletler, beynin ve kalbin elektrik akımını göstermek a
Dr.Usui tarafından izah edilen orijinal Reiki sistemi, şimdi kullandığımız şekliyle el pozisyonlarını içermiyordu.
O, sadece sezgilerinin ona en doğruyu yaptıracağına güvendi ve ellerinin düşündüğünü uygulamasına izin verdi.
Onunreiki vermek için, diğer eliyle bir şifa yumağını tutarken, yalnızca bir eliylereiki verdiği söylenir.(Bazı Çin Qigong iyileştirme stillerinde bu yaygın olarak uygulanmaktadır.)
Halen kullanılan sistem daha sonraları geliştirildi. Yıllarca edinilen tecrübelerin sonunda, eller vücudun üstünde veya vücuda belli bir masafeyle belli pozisyonlarda sırayla tutulduğunda Reiki enerjisinin daha kolay aktığı bulundu. Farklı pekçok kültürlerin sistemlerinden çok benzer, bazen özdeş el pozisyonlarını buldum. Aşağıdaki pozisyonlar en yaygın olarak kullanılanlardır. Bölümün sonuna birkaç tane de ekstra ekledim.