Her bilim dalının, her sanat dalının, her işin öğrenilmesini kolaylaştıran temel ilkeler vardır. Bu ilkeler işlevsel olduğu için kabul edilir, kişilerin inançlarına göre değişmez ve sağduyuya hitap eder. Aşağıdaki ilkeleri yaşamınızda gerçekleştirdiğinizde, deneyim ve davranışlarınızda, NLP'nin yaklaşım ve becerilerini doğal olarak göreceksiniz. Bu ilkeler kendinizi ifade etmekte, başkalarını isabetli algılayabilmekte, istediğiniz sonucu alabilmekte ve esneklik kazanmanızda yol gösterici olacaktır. Önce ilkeleri, sonra bu ilkeleri yaşamda en etkin biçimde uygulama yollarını öğreneceğiz.
1. Harita temsil ettiği arazinin kendisi değildir.
Her birimiz beş duyumuzla dış dünyadan gelen verileri ve bilgileri alırız ve kendi özel kalıplarımıza göre bu bilgilere bir anlam veririz. Bir şehir haritası bize şehrin yollarını, sokaklarını gösterebilir ama o yollarda, o sokaklarda karşılaşacağımız manzaralar ya da gördüklerimizden hoşlanıp hoşl
Çalışma ve boş zamanın ne anlama geldiği işçiden işçiye ve yöneticiden yöneticiye değişir. Gözde sporlara, hobilere ve özel zamana değer veren zirvedeki çoğu lider için bu farklılık önemlidir. Çünkü onlar, çalışma hayatı dışındaki hayatın faydalarının tamamen farkındadırlar. Onlar kendilerini şirket veya başka biri tarafından 'sahiplenilen' olarak görmek istemezler. Böylece, diğer herhangi bir yöneticinin olduğu gibi, onlar şirketin ürünü ve onun kültürü değildirler. Tam tersine, liderler olarak onlar kendi şahsiyetleri olmaya meyillidirler. Onların günlük programlan tam tersini gösterse de, kendi çalışma hayatlarını bir esnaftan veya dokuz-beş arası çalışan işçiden daha iyi düzenleyebilecek daha fazla bir özgürlüğe sahiptirler.
Fakat, aynı zamanda çalışma/boş zaman ayrımı, en azından uç noktalarda bulanıklaşmaktadır.
Diğerleri için -veya gerçekte liderlerin kendileri için- 'iş' te mi 'boş zaman' döneminde mi olduklar
İnsanların doğal bir rekabetçi ruhları bulunur ve bu ruhla bağlantı kurmak, olumlu güdülenme yaratılmasına olanak sağlayabilir. Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı adlı kitabında Dale Camegie, güdülendirme ustası Charles Schwab'ın liderliğinde çalışan bir çelik haddehanesi müdürünün öyküsünü anlatır. Tesis müdürünün adamları, yapmaları gereken iş miktarını yerine getirmiyorlardı ve Schwab, onun kadar yetenekli birinin nasıl olup da haddehanenin üretimini olması gereken düzeye çıkaramadığını sordu. "Bilmiyorum", diye yanıtladı adam,"Adamlara diller döktüm, onları zorladım, küfredip lanetler yağdırdım; onları tehdit edip belâ okuyacağımı, işten kovacağımı söyledim, ama hiçbir şey işe yaramadı. Üretmiyorlar işte."
Bu konuşma günün bitiminde, gece vardiyasının gelmesinden biraz önce geçmişti. Schwab adamdan, kendisine bir parça tebeşir vermesini istedi. Sonra bir işçiye dönerek, sordu: "Sizin vardiya, bugün kaç tavlama sıcaklığı elde etti?"
Böyle bir soruya verilecek yanıt "Türkiye'de okuma alışkanlığı var mı?" sorusunu da birlikte getirecektir.
Anadolu merkezli Osmanlı İmparatorluğu, etkisini üç kıtada hissettirdi ve Viyana kapılarına kadar ilerledi. I. Diinya savaşının sonucu olarak topraklarının büyük bir bölümü galip devletler tarafından işgal edildi. Ancak Türkiye, Mustafa Kemal önderliğinde devrimci bir grup ve halkın desteği ile işgalcileri geri çekilmeye zorlayarak "Kurtuluş Savaşın kazandı. Padişah ülkede ayrılmak zorunda kaldı. 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi. Osmanlılardan miras kalan Doğu geleneklerini, Batı uygarlığının idealleri ve uygulamalarıyla değiştirme çabalarına giren Mustafa Kemal, Türk halkını yüzyıllardır süren karanlıktan aydınlığa taşımanın yollarını araştırıyordu."
Türk halkının yaklaşık % 90'ı okuma - yazma bilmiyordu. Topraksızdı, eskimiş ekonomik sosyal geleneklere bağlıydı. Bu gerçekler Atatürk devrimlerinin rotasını çizdi. Atatü
Temsil sistemlerini anladıktan sonra bu konuyla ilgili bol bol egzersiz yaparsanız, sizin hangi tür düşünce sistemini tercih ettiğinizi anlarsınız. Düşünce sisteminizi anladığınızda da, kendinizi ve düşüncelerinizi kontrol altına alabilirsiniz. Ayrıca, başkalarının düşünce sistemlerini bilirseniz, onlarla iyi bir iletişim ve ahenk kurabilirsiniz. Örneğin, görsel bir insanla dokunsal bir insanın konuşması sırasında ilginç diyaloglara şahit olabilirsiniz. Dokunsal biri, bir olayı anlatırken görsel kişi derhal lafa girerek, onun cümlesini tamamlayabilir. Zira, dokunsalların ağır ve durağan konuşması, görselleri deli edebilir. Ya da bir görsel, şekiller ve grafikler çizerek bir işitsele önemli bir sunum yapıyorsa, kendine göre bu sunum çok başarılıdır. Ancak işitsel kişi muhtemelen şöyle diyebilir: - Bu grafiklerden bir şey anlayamıyorum. Bunu bana daha kısa bir şekilde anlatabilir
Yaşam düzeylerinin, başlarına gelen olaylar tarafından değil, bu olaylara verdikleri tepkiler sonucu belirlendiğini keşfeden bir grup insan, başlarına ne gelirse gelsin, bunu bir amaç için kullanırlar.
Onlara göre herşey, bir sebep ve bir amaç içindir. Bu şekilde düşünen insanlar, başkalarının başarısızlık veya şanssızlık diye nitelediği birçok şeyi, hayatlarında fark meydana getiren bir fırsat ve avantaj haline çevirmeyi bilirler.
Bu gruba giren insanlar, hastalıklarını dahi amaçları doğrultusunda kullanırlar. Nasıl mı?
Günümüzde "hipnozun babası" olarak adlandırılan Dr. Milton Erickson, işte bu tür insanlardan biridir. Sahip olduğu olağanüstü sezgi ve duyarlılığın yanındaki üstün yeteneklerinin, 15 yaşından beri devam eden sakatlığının sağladığı bir avantaj olduğunu söylemektedir.
Erickso
Neden bir rüyamız olsun? Daha olgun bir kişiliğe sahip olmak ve kendimizi geliştirmek için. Gelecekle ilgili bir görüşe, bir vizyona sahip olmak, silkinmemize ve bir şeyler meydana getirmek için gerekli becerilerimizi geliştirmemize yol açar.
Yaşayan Gençlik hareketinin oluşmaya başladığı ilk günlerde, temel olarak gençlere hitap edip onları çağdaş ve uygun olaylarla hazırlıyordum. Organizasyon büyüdükçe, aynı zamanda insanları organize etmekte, konserler, promosyonlar düzenlemekte ve finansman bulmakta oldukça beceri kazandığımı gördüm. Tabii ki bunları bir gecede öğrenmedim.
Bazılarını kavramam zamanımı aldı ve bu sürenin gerginlik verici olduğunu hatırlıyorum. Ama bu deneyim hayati bir şeydi ve onun sayesinde büyüdüm.
Seçtiğim bir sözü size aktarmak istiyorum: "Her zaman ulaşabileceğinizden daha fazlasını hayal edin. Çağdaşlarınızdan veya atalarınızdan daha iyi olmak kaygısı taşı