Okulda şüphesiz geniş bir yelpazede akademik konular size öğretilmiştir. Buna rağmen çoğu insan kendilerinin ve akıllarının nasıl çalıştığı konusunda çok az şey öğretildiğini düşünmektedir. Aşağıda sıralanan "Evet / Hayır" soruları sizin neler kaçırmış olabileceğiniz hakkında bir fikir verecektir. Okudukça yanıtlarınızı yazın. Okulda bu konular size öğretildi mi? 1. Beynin temel sağ / sol bölümleri? Evet/Hayır 2. Beynin ve beyin hücrelerinin genel yapısı? Evet/Hayır 3. Beynin matematik, bellek ve öğrenme potansiyeli? Evet/Hayır 4. Öğrenme sırasında belleğin nasıl değiştiği? Evet/Hayır 5. Öğrendikten sonra belleğin nasıl değiştiği? Evet/Hayır 6. Her türlü anımsama yöntemini ilerletecek özel bellek sistemleri? Evet/Hayır 7. Dinleme yeteneğinizi nasıl ilerleteceğiniz? Evet/Hayır 8. Bilgi alırken gözlerin nasıl hareket ettiği? Evet/Hayır 9. Normalde aldıkları b
Bir yaz mevsimi, kuraklık küçük bir köydeki ekin için tehdit oluşturmaya başladı. Sıcak bir Pazar günü Hoca cemaatine şöyle dedi, 'Bizi yağmur duasından başka hiçbir şey kurtaramaz. Eve gidin, dua edin, inanın ve gelecek pazar Allah yağmur yağdıracağı için teşekkür etmeye hazır olarak gelin.' İnsanlar kendilerine söylenenleri yaptılar ve bir sonraki pazar camiye geldiler. Ama Hoca onları görür görmez kızdı. 'Bugün dua edemeyiz. Henüz yeterince inanmıyorsunuz.' dedi. 'Ama' diye itiraf ettiler, 'Dua ettik ve gerçekten inanıyoruz.' inanmak mı^' diye sordu hoca, 'O zaman nerede şemsiyeleriniz?' Dış dünyamızda bir şeyler olmadan önce, iç dünyamızda bir şeyler olmalıdır. Birisi yazdığınız o hedefi gerçekleştirecek. Bu neden siz olmayasınız? Birisi yapmışsa, siz de yapabilirsiniz. 'O yaptıysa, ben daha iyisini yaparım!' deyin. Koşullar ne olursa olsun
Birçok kişiye 'Hedefiniz nedir?' diye sorulduğunda, 'Mutluluk istiyorum, huzur istiyorum, başarılı olmak, çok para kazanmak, özgür olmak istiyorum.' şeklinde cevap verirler. Bunlar birer hedef değil, sadece istek ve arzulardır. Hedefler belirgin ve ölçülebilir olmalı. Güzel rüyalar görebilirsiniz; işyerinde değerinizin bilinmediğini, daha iyi bir iş bulabileceğinizi, büyük projelere imza atacağınızı, bir gün şansın size de güleceğini ya da bir gün sizi zengin edecek bir makina icat etmenin düşünü de kurabilirsiniz. Paparazzi ve po pstar programlarını seyredip, günün birinde sizin de ünlü olabileceğinizin hayalini de kurabilirsiniz. Genç yaşta spora yönelebilseydiniz, ünlü bir futbolcu olmuş olabileceğinizi hayıflanarak düşünebilirsiniz. Tek çözümün ülke dışına kaçmak olduğunu da düşünebilirsiniz. Ama eylem planı oluşturup, ilerlemenizi ve aldığınız sonuçları değerlendirebileceğiniz net bir hedef belirleyemiyorsanız, istekleriniz hoş bir rüyadan öteye gidemez. Hedefiniz bütü
1953 yılında Yale üniversitesinde, yeni mezunlar arasında bir araştırma yapıldı. Hedefleri olup olmadığı, bunları gerçekleştirmek için detaylı ve yazılı planları olup olmadığı soruldu. Mezunların sadece yüzde 3'ünün yazılı hedefleri ve bunları gerçekleştirmek için planları vardı. 1973 20 yıl sonra, aynı sınıftan mezun olanlarla tekrar görüşüldü. O yıl mezun olan yüzde 3'lük kısım içinde yer alanların hepsinin hedeflerini gerçekleştirdikleri, hatta mal varlıkların toplamının, diğer yüzde 97'lik kısmın malvarlıkları toplamından daha fazla olduğu görüldü. Aynı seviyede zekâya, aile geçmişine, dış görünüşe, okul notlarına sahip insanların başarı seviyesindeki fark, her zaman hedef saptayıp, bu doğrultuda çalışandan yanadır. ikinci dünya savaşından sonra Japonya'da hükümet ile işadamları bir araya geldiler ve 1950'li yıllar için bir hedef belirlediler; Tekstil sektöründe dünyada bir numara olacağız.' dediler. Ve oldular. 1955'te 1960'lı yıllar için hedeflerin
1. Hedeflerin önemini anlamıyoruz. Hedeflerin bize neler katabileceğini ve neleri değiştirebileceğini bilmiyoruz. Eskiden ailenizin yemek masasında, hedeflerden bahsediliyor muydu? Bazı ailelerin sofralarında 3-4 nesildir fakirlik, yoksulluk, yokluk ve hayatın zorluklarından başka bir şey konuşulmuyor. Başka bir yaşam şeklinin mümkün olabileceğini akıllarına bile getirmiyorlar. Sizin çevrenizde, net hedefleri ve bunları gerçekleştirmek için yazılı planları olan ve bu uğurda çalışan insanlar var mı? 2. Nasıl hedef belirleneceğini bilmiyoruz. Bazen hedefimize ulaşmak için yaptığımız planlarda esnek davranmayız ya da öyle hedefler belirleriz ki, bulunduğumuz noktadan oraya ulaşmak neredeyse imkânsız gibidir. Bunun sonucunda kendimizi başarısız görürüz ya da hedef belirlemenin bir yararı olmadığına karar veririz. Eğitim sistemimizde, 15 yıllık eğitim süresince bir saat bile hedef belirleme konusunda bilgi verilmiyor. Bu, eğitim sistemi
Yıllarca çalışmanın iki büklüm ettiği bir ihtiyar adam?' ormanda çalı çırpı topluyordu. Topladıklarını bir araya getirdi, bağladı, zor zahmet sırtlanarak kulübesine doğru yola çıktı. Yolda uzun yıllar boyunca ne kadar çok çalıştığını düşündü ve kendi kendisine acımaya başladı. Birdenbire, artık bu hayata daha fazla dayanamayacağını gösteren bir tavırla sırtındaki çalı çırpı yükünü yere fırlattı ve kendi kendine söylendi: 'Eğer hayat bu ise, artık tahammülüm kalmadı. Ölüm meleği bir an önce gelsin ve benim canımı alsın daha iyi. Ölmenin yaşamaktan daha iyi olduğunu söyleyen ihtiyar adam daha sözlerini tamamlamamıştı ki, ölüm meleği karşısına çıktı ve ona: 'Beni çağırdığınızı duydum. Bir isteğiniz mi var efendim?' dedi. İhtiyar adam cevap verdi: 'Lütfen, efendim, şu çalı çırpı demetini sırtıma yüklemede yardım eder misiniz?' Sıkıntı yaşamaya başladığımızda, şartları ya da başkalarını suçlamaya başlarız. Suçlayarak problemi ortadan kaldıramazsınız.<
Eğitim kurumlarımızda fırsatları görmemizi değil, problemleri çözmemiz öğretiliyor. Siz bugün hangi fırsatları görebilirsiniz? Küçük bir şirkette çalışan sekreter, un ile oje karıştırarak yazım hatalarını düzeltmek için bir sıvı oluşturuyordu. İşyerindeki arkadaşları kendileri için istediler. Derken başka bürodaki çalışanlar da istemeye başladı. Bu kadının daksil üretimi için kurduğu şirket daha sonra Gillette firmasına 47 milyon dolara satıldı. Uzun seneler önce, Hollandalı kuyumcu Nicolas Bensehaten, bir gün nişanlısı dikiş dikerken parmağı dikkatini çeker, iğneyi iten parmağının delik deşik olduğunu görür. Hemen balmumuyla bu parmağın kalıbını alan Bensehaten, birkaç gün sonra nişanlısına, üstünde iğnenin kaymaması için sayısız çukurlar bulunan gümüş bir yüksük getirir. Bütün Hollandalı kızlar böyle bir yüksüğe sahip olmak istediklerinden, kuyumcu Nicolas yüksük işini büyütür ve kısa zamanda hayli zengin olur. Londra'da şarap tüccarlarından birinin i