Karizmaya sahip insanları düşündüğümüzde, olasılıkla iyi konuşan kişileri düşünürüz. Ve gerçekten de önceki bölümde sesli imajın, ses niteliğinin ve halka etkin hitabetin önemini vurguladık. Fakat bu resmin ancak yansıdır. Sizi birinin dikkatini ve güvenini kazanmak istediğinizde, dinlemek en az konuşmak kadar önemlidir. İyi bir dinleyici olmanız insanları size çeker; zayıf bir dinleyici olmanız ise sizden uzaklaşmalarına neden olur. Karizma sahibi birini bulun ve şüphesiz başarılı bir dinleyiciye rastlarsınız. Zayıf bir dinleyici olmak işçiler ve işverenler, satış uzmanları ve müşteriler, çocuklar ve ebeveynler ve eşler arasında kabul edilen bir sorundur. Etkin bir dinleme eksikliği aynı zamanda müşteri kaybına, siyasi kampanyaların kaybedilmesine ve davaların kaybedilmesine yol açar. Aslında, liderlik etkin bir dinleyici olamayan bir kişi için neredeyse imkânsızdır. Yanlış iletişim, hata ve tekrarlanması gereken işler, zayıf dinlemenin yaygın yan etkileridir
Çoğu zaman işimin sorun çözmek olduğu duygusuna kapılıyorum. Birçok insan sorunsuz durumlarda iyi iş çıkarır, ama ortaya sorunlar çıkmaya başlayınca, durum değişir. Sorunları çözemezler; oysa ben başarılı bir şirketi yürütmenin anahtarının bu olduğunu düşünüyorum. Bütün şirketlerin sorunları vardır. Eğer şirketinizin hiçbir sorunu olmadığını düşünüyorsanız, ya körsünüz, ya sorun yokmuş gibi davranıyorsunuz ya da inkarcılık yapıyorsunuz demektir. Belki henüz kendi işinizin başında değilsiniz, ama o konuma gelince sorunlar başlar. Sorunlara hazır olmanız gerekir; sorun çıkması sizi asla şaşırtmamalıdır. Planlarınız ne kadar özenli, beklentileriniz ne kadar yüksek ya da ne kadar çok çalışıyor olursanız olun, sorunlar çıkacaktır. Kontrolünüz dışında olaylar yaşanacak, durumlar ortaya çıkacaktır. Üstelik bunlar hiçbir uyarı olmadan, aniden ortaya çıkarlar. Gerçek durum budur; işler böyle yürür. New York City'de 11 Eylül 2001 sabahının erken saatleri güneşli, güzel
Bazı insanlar sadece kitaplardan öğrenir, ama gerçek yaşamın sorunları karşısında ne yapacaklarını bilemezler. Bazıları da sadece hayattan öğrenir, ama alışageldikleri şeyler dışında hiçbir sorunu halledemezler. Çırak programının bir sezonunda iyi eğitimli adaylar ile daha az eğitimlileri karşı karşıya getirdik. Her iki ekibin de performansına baktığımızda, başarının anahtarının eğitim değil deneyim olduğunu gördük. Deneyim eylemle ya da yaparak ediniliyor ve risk almayı içeriyor. Bilgi şarttır, ama tek başına yeterli olmuyor. İnsanın bilgisini kullanması—onu yararlı hale getirmesi—gerekiyor, çünkü insan yaparak öğrenir ve sonuçta kendisini öyle kanıtlar. Tanrı biliyor ya, hayatımda çok risk aldım ve bunların sonucu her zaman büyük başarılar olmadı. Yapılmaya değer pek az şey risk gerektirmez; o nedenle risk almaya hazır olun. Kendinizi her zaman güvenceye almaya çalışmayın, ama elbette tehlikeleri asgariye indirmeye ve kaybınızın ne olacağını tamı tamına kestirmeye çalışın
Araştırmalarınız karşılıksız kalmaz; Wall Street No. 40'ı (Trump Üniversitesinin bulunduğu yer) satın almayı düşünmeye başladığımda, bina ve o günkü sahiplerinin sorunları hakkında öğrenebileceğim her şeyi öğrendim. Binayı, çevresini, pazar koşullarını ve uzaktan yakından ilintili her şeyi inceledim. Binayı satın alma fırsatını nihayet yakaladığımda, buna hazırlıklıydım ve satın alacağım şeyin ne olduğunu tam olarak biliyordum. Aşağı Manhattan'ın en yüksek binası olan Wall Street No. 40 120.500 metrekarelik bir arazi üzerine kuruludur ve ben burayı 1,3 milyon dolara satın aldım. Bugünlerde Manhattan'da bir yatak odalı bir dairenin bile 1 milyon dolardan daha ucuza satın alınamadığını düşünecek olursanız, bu binanın bugünkü değerini aşağı yukarı kestirebilirsiniz. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
EVDEN KAÇAN ÇOCUKLAR üzerinde yapılan araştırmalarda, zihinsel özürlüleri hariç, hemen hepsinin aileleriyle sorunları olduğu görülmektedir. Ailede şiddetli geçimsizlik, işsizlik, fakirlik, dayak, eğitimsizlik gibi olumsuzluklar öncelikle çocukları etkilemektedir. Çocuklar sıcak aile ortamından, sevgiden, ilgiden ve şefkatten mahrum olarak büyümektedirler. Bu çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak yaşa geldikleri zaman sıkıcı aile ortamından, dayaktan, kötü muameleden ve sefaletten kurtulma hayalleri kurmaya başlarlar. İlk fırsatta ellerine bir yerden para geçince, iyi bir iş bulmak, ses veya sinema sanatçısı olmak, kısa yoldan şöhrete kavuşmak ümidiyle evden kaçarlar. Bazı çocuklar, ailenin maddî durumu iyi olduğu halde, anne ve babanın sevgisini denemek için evden kaçarlar. Ancak fazla uzağa gitmeyi göze alamazlar. Genellikle evin bodrumuna, bir akraba veya arkadaş evine sığınır; kısa zamanda geri dönerler. Anne babanın affedemeyeceği bir suç işlediklerinde, karneleri za
Koçluk bir işin nasıl yapılacağı konusunda yol göstericilik yapmaktır. Kişilerin kendi kaynakları bir işi yapmaları, yaratmaları ya da nasıl yapacaklarını öğrenmeleri için yeterlidir. Dolayısıyla bu anlamda asıl ihtiyaç duyulan, “yaptıran” değil “yol gösteren”dir. Koçluk, hayatın akışı içerisinde daha doyurucu bir yaşam sürmeyi amaçlayan kişilere destek amaçlı bir “kişisel gelişim modeli”dir. Hayatımızda ciddi bir problem olmadığı halde yaşam amacımızı birlikte sorgulayabileceğimiz, bugüne kadar işimize yaramayan düşünce ve alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirebileceğimiz güvenilir ve sırdaş bir dost kazandırır koçluk. Yaşam koçluğunda; hayatınızın çeşitli alanlarında değişim ve gelişim istiyorsanız ve bunun için bir koça ihtiyacınız varsa, bu süreç içinde yanınızda (güvenilir, dürüst) bir dost ve sırdaş istiyorsanız; karşılaştığınız sorunlar için birebir ya da gruplarla çalışma yöntemiyle bize katılabilir ve destek alabilirsiniz. Daha planlı, kalıcı ve etki
Bireysel Psikoloji, iç kuvvetler varsayımından, yani içgüdülerden, dürtülerden, bilinç dışılık vb.'den kopmayı başaran ilk psikoloji ekolüdür ve bunları mantık dışı malzeme sayar. Kişiyi veya bir grubu anlamak ve değerlendirmek söz konusu olduğu zaman, bu kopmanın çok yararlı olduğu görülür. Olumlu açıdan, Bireysel Psikoloji aşağıdaki varsayımlarda bulunmaktadır. Bir kere Bireysel Psikoloji, insan kişiliğinde bütünlük ve devamlılık bulunduğunu varsayar ki, buna karşı olan geçerli bir iddia da bulunamamaktadır. Bireysel Psikoloji, kendi sağlam ve mantıklı faaliyet alanını, her zaman tutarlı olan bireyin, sürekli değişmekte olan hayat sorunlarına karşı davranışında bulmaktadır. Bu davranışta esas rolü oynayan da, bireyin kendi hakkındaki ve içinde yaşayıp ilişki kurmak zorunda olduğu çevre hakkındaki fikri olmakladır. Bireysel Psikoloji ayrıca bireyin, sorunlarını çözebilmek için başarıya ulaşma çabası gösterdiğini varsayar. Bu çaba, hayatın yapısında vardır. Am