• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Özgüven Nedir?

Özgüven

Özgüvenin oluşmasında ve gelişmesinde birçok etken olmasına rağmen en önemli ve etkili olan şey kişinin kendi çabasıdır. Kimliğin oluşum sürecinde aile ve sosyal çevrenin, bireyin kendilik değerinin artmasına ve özgüvenin oluşmasına etkisi yadsınamaz olmakla birlikte, birey kendisiyle ilgili doğru ve gerçekçi analizler, bilinçli seçim ve çabalarla olumsuz deneyimlerini, olumluya çevirip, özgüvenini geliştirebilir. Özgüveni yeterince gelişmemiş kişilerin kendileri hakkında kronikleşmiş bolca olumsuz düşünceleri vardır ve bu düşüncelerini kendi kişiliklerinin değişmez gerçekleri olarak algılar. Bu kişiler kendilerine inanmaz ve bir şeyler ters gittiğinde hep kendilerini suçlar. Sanki olumlu özellikleri hiç yoktur, Yaşamlarında başarılar kazandıklarında, birileri onları övdüklerinde, teşekkür edip, başarılarına sahip çıkmak yerine “Şans yardım etti”, “Çok da önemli bir şey değildi zaten” gibi cümleler kurarlar. Ek olarak, kendilerini ve ihtiyaçlarını savunma konusunda çok zorla

Çocuklarda Özgüven

Özgüven

Çocuğunuzun hayatta başarılı olmasının ön koşullarından biri kendine güvenli bir birey olarak yetişmesidir Oysa kızgınlık anında söylenen sözler, verilen olumsuz tepkiler özgüven gelişimini engeller. Çocuklar okul çağına geldiklerinde özsaygı duygusu da gelişmiş olur Özsaygısı gelişmiş bir çocuk yeni şeyler denemek, arkadaş edinmek ve genel anlamda başarılı olmak için özgüvene sahip olur Özsaygısı fazla gelişmemiş bir çocuksa bu alanlarda zorluk çeker ve daha çok yardıma ihtiyaç duyar. Bireyin kendini iyi hissetmesi; başarılı, dengeli ve haz aldığı bir yaşama sahip olup, olmaması ile özgüvenin yüksekliği ya da güvensizlik duyguları paralel süreçlerdir. Yaşamdan haz alabilmek için özgüvene ihtiyacımız vardır. Bu temel ihtiyacın karşılanmaması hayatı çekilmez kılabilir. Özgüven yaşamın ilk yıllarından itibaren yavaş yavaş gelişen bir duygudur. Çocukluk döneminde bu duygunun gelişmesine olanak tanınmaz, eksik bırakılırsa yetişkin dönemde telafi edilmesi mümkün olmaya

Çocuğuma Matematiği Nasıl Sevdiririm?

Özgüven

Çocuğunuza matematiği sevdirmek için onunla pozitif konuşun. Sizinde matematiği sevmediğinizi, okula giderken tıpkı onun gibi zorlandığınızı söylemekten kaçının. Bunun yerine matematik hakkında olumlu şeyler söylemeyi deneyin. Matematiğin bir mücadele olduğunu ama çok ilginç ve kullanışlı olması nedeniyle bunları çalıştığınızı söyleyin. Çocukların sevmedikleri şeyleri olumlu durumlarla ilişkilendirmek her zaman işe yaramıştır. Çocuklarınız matematikle mücadele etmeye başladığında hemen yardım alın. Matematik becerileri birbiri üzerine inşa edilir ve gerçekten matematikle ilgilenmeye başladığı zaman başka becerileri de gelişir. Çocuğunuz başaramadığı zaman, hayal kırıklığı yaşayacaktır. Çok kez pes etmeye çalışacak ve vazgeçecektir. Matematik dersi problemi algılama işleme dönüştürme ve işlemi çözme basamaklarından ibarettir. Çocuklar işlemleri kafalarında çözme başarısını gösterdikçe derse ilgileri artacak ve yapabilme becerisi çocuğun dersi daha verimli dinlemesi

Çocuğumuza Matematiği Nasıl Sevdirebiliriz Tedavisi

Özgüven

Çocukların hayatında matematik önemli bir yer kaplar, onlar bilsin ya da bilmesin… Küplerden kurdukları binaları dengelerken ya da bir paket krakeri arkadaşı ile eşit olarak paylaşırken matematik bilgilerini kullanırlar. Çocukken matematikle barışık olmalarını sağlamak için en iyi zaman okul öncesi dönemdir, çünkü bu yaşlarda henüz matematik korkusu gelişmemiştir. Bu nedenle de matematiğin eğlenceli yüzünü tanımak için daha uygun bir zaman olamaz. Çocukların bu yöndeki gelişimlerini desteklemek için onlara araştırabilecekleri, meraklarını giderebilecekleri, neden sonuç ilişkisi kurabilecekleri, çeşitli fikirler öne sürerek tahminlerde bulunabilecekleri fırsatlar verilmeli ve bu yönde eğitim ortamları hazırlanmalıdır. Bu yaşlardaki matematik çalışmaları sayesinde ileriki yıllarda çocuklar matematik alanında daha başarılı olabilir. Özellikle ilkokul yıllarında çocukların matematik korkusu geliştirmemeleri, matematiği sevmeleri, matematik öğreniminden heyecan duymaları, okul öncesi yıllar

Çocuğuma Dersi Nasıl Sevdiririm?

Özgüven

Ev ödevi çocuklar açısından konuyu daha iyi öğrenme, aileleri açısından ise yavrularının eğitimleri ile ilgilenmeleri bakımından iyi bir fırsattır. Ev ödevleri sayesinde öğrenciler okulda öğrendiklerini gözden geçirir ve uygular, gelecek ders için hazırlık yapar, kaynak kullanır ve araştırmayı öğrenir. Ev ödevi sayesinde çocuklar konuları uzun uzun inceleme fırsatı bulur. Ayrıca ev ödevleri yavrularımızın düzenli biçimde çalışma alışkanlığı edinmelerini sağlayarak, tek başlarına çalışmalarına ve sorumluluk almalarına olanak tanır. Uzmanlara göre öğrenme motivasyonu düşük olan öğrenciler düzenli biçimde ders çalışma ve ev ödevlerini bitirmede sorun yaşayabiliyorlar. Şayet sizin çocuğunuz da ders çalışma alışkanlığı kazanamıyor ve ev ödevlerini yapma konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiyor ise sizin desteğiniz gerekiyor demektir. Çocuk ile ödevleriyle ilgili konuşmaya çalışın. Ödev konusunda düşünmesini ve onu çalışılabilir parçalara bölmesini sağlayın. Bir proje

Çocuğuma Dersi Nasıl Sevdiririm Tedavisi

Özgüven

Okula başlayan çocuklar özgür ve sınırsız bir oyun dünyasından gelirler. Bu nedenle okula alışmaları belirli bir süre alacaktır. Eğer çocuğa bu süreç içinde zorlamalara kalkışmadan okulu ve dersleri sevdirebilirseniz okul hayatı boyunca bunu artı bir değer olarak taşır. Ancak çocuğa okulu sevdirmek, ders çalışmayı sevdirmek sanıldığı kadar kolay değildir. Çoğu anne bunu başarmak için ödül yöntemine başvurur. Oysa bu yanlış bir yöntemdir. Çünkü çocuğa her ders çalışma için ödül vermek onun ders çalışmayı bir mecburiyet olarak görmek yerine ödül için yapılan bir geçici iş olarak algılamasına neden olur. Ders çalışmak yeni bir bilgiyi öğrenmek, anlaşılmayan konular üzerinde çalışmak ve öğrenilenleri tekrar etmektir. Çocuğun öğrenmek için sorumluluk alması, merak etmesi ve motivasyonu, ders çalışma davranışının kalitesini belirler. Öğrenmek, ders çalışmak, ödev yapmak çocuğun sorumluluğudur. Çocuğa ödevleri konusunda yardımcı olurken asla bu işi tamamıyla kendi üzerin

Anlayarak Hızlı Okuma Eğitmenliği Sertifika Programı

Hızlı Okuma

Anlayarak Hızlı Okuma Eğitmenliği Ülkemizde ortalama okuma hızı dakikada 150-200 kelime olarak belirlenmiştir. Bu eğitimin amacı katılımcıların okuma hızlarını dakikada 500-600 kelime ve daha yukarılara taşımak; okuma disiplini ve sistematiği kazandırmaktır. Günümüz insanı zamansızlıktan yakınmaktadır. Okumak ve incelemek zorunda kaldığımız maillerin, dosyaların ve evrakların sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Zamansızlıktan yakınan insan için bu durum gerçekten önemli bir sorundur. Konuya öğrenciler açısından bakarsak onlar için de durum aynıdır. Öğrencilerin de önlerinde onların hayatlarını etkileyecek SBS ve Üniversite sınavı gibi engeller vardır. Bu sınavlarda da yakınılan en önemli konulardan biri zamanın yeterli gelmemesidir. Okuma-yazma becerilerinin kazanılması ve aktif bir şekilde kullanılması çağdaş uygarlığa ayak uydurmanın yanı sıra, günlük hayatın kolaylaştırılması ve akıcılığı açısından da büyük önem arz eder. Günlük hayat içinde karşısına çıkan uya

 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13