Hızlı Okuma eğitimine katılmamış bir insan, sözcük sözcük okur, içten seslendirir, gözü metin üzerinde yavaş bir şekilde kayar ve uzun süreli duraklamalar yapar. Bu sebeplerden dolayı, normal bir bireyin okuma hızı "kaplumbağa hızında" kalır. Hızlı okuma; hızlı bir şekilde görmeye, görme çevikliğine, okurken göze, ritmik bakış açısı kazandırmaya ve bütün bunlara bağlı olarak göz ve beyin arasında "ÇABUKLUK- KAVRAMA- BELLEK" ilişkileri üzerindeki uyumu sağlamaya yönelik bir dizi teorik anlatım ve uygulamalı çalışmalarla okuma ve anlama seviyemizi yükseltme eğitimidir. NLP teknikleriyle zengin hale getirilmiş ve etkinleştirilmiş eğitimlerimiz, özgün ve farklı bir içerik eşliğinde sizlere sunulmaktadır. Genel Bilgiler: - Seminere katılanların şuandaki okuma performansları üzerinde %40’lık bir artış olması ve anlayarak okunan sözcük sayısında 2.5 kat artış olması beklenmektedir. - Normalde bir insanın okuma hızı 150 kelime ile 250 kelime arasında
Okul, çocuğun yaşamındaki ilk toplumsal kurumdur. Okul kişiye yaşamında gerekli olacak değerleri ve bilgileri kazandırırken topluma uyum sağlaması için gerekli sosyalleşme becerilerini de kazandırmaktadır. Okul başarısızlığının her çocuk için ayrı bir nedeni vardır. Çocuğun tembelliğinin nedenini iyi analiz etmek gerekir. Çocuk veya genç belki öğretmenlerden ondan öç almak için çalışmıyordur. Yahut anne babanın kendisini azarlamasından aşağılanmasından aşırı eleştirmesinden bilinç dışı bir tepki ile ders çalışmayarak tepki vermekte böylece intikam almaktadır. Çocuğu okulda başarısız olan anne babalar özellikle kendilerini sorgulamalıdırlar. İyi bir model olup olmadıklarının farkına varan büyükler hatalarını hemen düzeltebileceklerdir. Okul başarısızlığının bir nedeni de gerçek dışı aşırı istekleri olan anne babadır. Çocuk büyüklerin beklentisine cevap veremeyince ümitsizliğe kapılır. Başarıya şartlandırılmak yerine ”elinden gelenin en iyisini yapmaya “
İnsan beyninden, bilinçli olarak bir şey düşünmese bile, dakikada 600 sözcük kadar bir düşünce aktığı hesap edilmiştir. Hızlı ve bilinçli okuma tekniklerini bilmeyen bir okuyucu dakikada ortalama 150 sözcük okumaktadır. Geriye kalan 450 sözcük zihinden geçen parazit düşünce kalıntılarıyla doludur. Ama insan hızlı okuma becerileriyle bu boşluğu doldurabilir ve okuma hızını üç katına çıkarabilir. Çağımızda insanı öteki canlılardan farklı ve ayrıcalıklı kılan temel özellik, bilgi, başarı ve öğrenmedir. Buna en hızlı, en ucuz ve en etkili ulaşma vasıtası ise okumaktır. Günümüzde okumak için zamanı olmadığından şikâyet edenler için birtakım okuma becerilerini artırıcı teknikler geliştirilmiştir. Bu tekniklerin genel adı hızlı okumadır. Okumayı fiziksel etkinlik olarak düşünürsek, hızlı okuma da bir tür fiziksel etkinliği artırıcı uygulamadır. Hızlı okuma eğitimin temelinde görsel algılama vardır. Böyle olunca da temel hedefimiz gözümüzün kaslarını eğitmeyi, gözümüzün ç
Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik, boyun eğme, aşırı uyum gösterme, yalnızlık, eleştirilere karşı hassas olma, güvensizlik, depresyon, aşağılık duygusu ve sevilmediğini hissetme gibi kavramlarla tanımlanabilir. Günümüzde özgüven eksikliği beklide birçoğumuzun yaşadığı ve çocuklarımızda gördüğümüz bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Özgüven bazı insanlar için önemsiz bir sorun, bazı insanlar içinde sıkıntı kaynağı olabilir. Çünkü modern yaşam da ve hepimizden özgüvenli olmamız beklenmekte, özgüven içeren davranışlar çoğu zaman beğenilmekte ve taktir edilmektedir. Çocukluğumuzdan itibaren yaşamın her alanında, öğrencilik yıllarında, yeni bir işe başlarken, özel ve sosyal yaşantımızda, mesleğimizi yaparken, özgüvenli davranmamız bizi başarıya ulaştırmakta, özgüven eksikliği ise kendimizi değersiz ve başarısız hissetmemiz
Dil, insanlar arasındaki iletişimin baş aktörüdür. Kişinin dili kullanma şekli kişinin eğitim seviyesi, yaşadığı çevre, ailesel yapı ve bir kısım kişisel özellikleri gibi pek çok konuda ipuçları verir. Dile hakim olmak ve doğru kullanmak, insanlarla sağlamış olduğumuz iletişimin daha güçlü olmasına ve sağlıklı ilişkiler kurmamıza sebep olur. Konuşurken argo sözcükler kullanmaktan kaçınmak gerekir. Özellikle iş hayatında güven duyulmasını engeller ve iş yerinin saygılığını yitirmesine neden olur. Konuşulan konuya göre ses tonunu ayarlamak ve vurgulamalara dikkat etmek gerekir. Yerinde kullanılacak bir sözümüz önemli bir soruna çözüm olabileceği gibi, tam tersi yerinde ve zamanında kullanılmayan, uygunsuz bir cümlemiz bizi çok zor durumlarda bırakabilir. Öyleyse yerinde ve zamanında söylenecek sözlerimizin etkili oluşu, aynı zamanda bizim gücümüzdür. İnsanın sözü onun gücüdür. Ne söylediğini bilen, sözünü tartarak, düşünerek, lafının nereye gittiğini iyi bilen insanl
İletişim alanındaki büyük gelişmelere karşın yine de insanoğlunun çevresindekilerle anlaşmasını sağlayan en etkili araç onun konuşma yetkisidir. Birçok etkinliğe konuşma düzleminde katılırız. Konuşma düşündüklerimizi tasarladıklarımızı özlemlerimizi kinimizi öfkemizi biçimlendirip yansıtmada başlıca aracımız olmuştur. Güzel ve etkili konuşmada önemli bir konu sesin mükemmel çıkışıdır. Sesin mükemmel çıkışı ses çıkışı ile nefesin kullanımı arasında başarılı bir uyum oluşturulmasını gerektirir. Konuşma doğuştan başlayarak oluşan bir yetidir. Bu durum, işitme engelliler dışında, herkeste doğuştan vardır. Dil becerileri ise doğduktan sonra edinilen bir olgudur. Bu olgu aynı zamanda konuşmanın da temelini oluşturur. Konuşma becerileri uygulama yoluyla kazanılır. Değişik eğitim ortamları bu uygulamaya olanak sağlar. Konuşma duygu, düşünce ve dileklerimizi görsel ve işitsel öğeler aracılığıyla karşımızdakine iletmektir. Konuşmanın ne zaman ve nasıl doğduğu çok eski zaman
Çağımız toplumlarında, konuşmanın bir sanat olarak yaşayışımızın bütün aşamalarında etkili olduğunu söyleyebiliriz. Televizyon ve radyo teknolojisindeki gelişmenin de etkisiyle geniş kitlelerle doğrudan ilişki kurma kolaylığını yakalamış olan insanoğlu, bu yeni teknolojileri konuşma becerimle birleştirerek günlük hayatımızı yönlendirmektedir. Reklâm ve tanıtım alanında konuşma neredeyse bütün incelikleriyle kullanılarak kitleler etkilenmeye çalışılmaktadır. Güzel ve etkili konuşmayı genellikle eksik tanımlarız ve anlarız. Güzel konuşma bir spikerin, bir tiyatro sanatçısının, kendisine verilmiş bir metni veya düşünceyi tonlama, vurgu ve benzer kurallara bağlı olarak canlandırması sanılıyor. Oysa bu güzel ve etkili konuşmanın sadece bir yönünü oluşturmaktadır. Sadece kulağa güzel gelen duygu ve isteklerin dışa vurumu konuşmanın tamamı değil, yalnızca bir kısmıdır. Güzel konuşma bir kimsenin başkaları karşısında, önceden planlanmamış bile olsa duygu, dilek ve düşünce