Yönetici Nasıl Olmalıdır? Sorusuna Çerçeve Cevaplar
1) Moral ihtiyaçların tatminine büyük önem verir. Kendilerini iyi hisseden insanlar iyi şeyler yapabilirler.
2) Ne kadar küçük olursa olsun her olumlu katkıyı değerlendirir. Her olumsuz katkıya dikkat eder.
3) En ilgisiz göründüğü bir anda bile bütün ayrıntılar kontrolü altındadır. Ayrıntıların sonuçları nasıl etkilediğinin örneklerini defalarca yaşamıştır. Ciddiyet ve disiplinin ayrıntılardaki dikkatle devam edebileceğini bilmektedir.
4) İç rekabetin düşmanlığa dönüşmesine asla izin vermez. İnsanları birbirine ezdirmez.
5) Olayları tarafsız bir gözle inceler ve hükmünü bu tarafsız bakıştan sonra verir. Hükmünü verdikten sonra artık taraflıdır ve taraflı olmak ne gerektiriyorsa onu yapar.
6) Sabır büyük bir organ
Ben Perişanım.. îşi Siz Götürürsünüz. İşyerinize "Bugün de her meselenin altından kalkmaya hazırım" diyen bir mesajla gelmenizin ne kadar önemli olduğunu tahmin edebilirsiniz. Bu mesajı gözleriniz kadar yürüyüşünüz, yürüyüşünüz kadar omuzlarınız da vermeli. En çabuk ve etkili alman mesaj budur. Sizin bu haliniz beraberinizdekilere yansır ve onlarda her meselenin altından kalkmaya hazır olurlar. "Ben bugün perişanım.. Ama siz işi götürürsünüz., endişem yok" mesajı bir müddet üst üste tekrarlanırsa endişe edilecek durumlar kapıda demektir. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Bir yaşam koçuyla tanıştığınızda, akla gelen ilk soru bu olur. Koçluk nedir? Yaşam koçları bu soruya birçok şekilde yanıt verilebilirler. Bunun dışında siz de internet ortamında arama yapar ve yaşam koçluğuna ait bir çok tanım okuyabilirsiniz. Bütün bunlar bir fikir oluşturmakla beraber, bazen size uygun gelen bir cevap olmayabilir. Bunun sebebi koçluk çalışmalarının (uygulamalar her ne kadar teknik ve statik gibi görünse de) kişiye özel olması ve koçluk uygulamasının herkes için farklı bir sonuç vermesidir. Hepsinden önemlisi de beklenilen sonucu danışanın kendisinin belirlemesidir. Kısacası, Koçluk uygulamaları kişiye özeldir ve yaşandıkça fark yaratır. Biz yine de koçluğu tanımlarsak; ’’Koçluk, hayatımızı istediğimiz yönde değiştirebileceğimizi bilerek, gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimize (hayallerimize) en kısa yoldan ve hızlı bir şekilde ulaşabilmenin yöntemleridir.’’diyebiliriz. Şimdi bu statik tanımı bırakalım ve daha yakından koçluğu
Yöneticilik Hayat Biçimidir. Şair Cahit Sıtkı Tarancı şiir için diyordu ki: "İlk ve son aşkım.. Nefes alma saadetim.. Ben ona vardığım nisbette çok yaşamış, tatmış, hayattan keyif almış olacağım"
C.S. Tarancı görüldüğü gibi şiiri ile hayatını özdeşleştirmişti. Şiir yazıyorsa, özlediği şiire kavuşuyorsa yaşıyor demekti. Hatta nefes almak şiir yazmaktı Onun için. Hemen bir şairden bir bilim adamına dönelim. P. B. Medawar, "Bana sık sık "Siz neden bilim adamı oldunuz?" sorusu sorulur" diyor ve ekliyor: "Ancak bu soruya gerçekten doyurucu bir cevap vermek için gerektiği ölçüde kendimden uzaklaşamıyorum. Çünkü, bir bilimadamı olmanın mümkün olan en heyecanlı şey olduğunu düşünmediğim hiçbir anı hatırlamıyorum" İşiniz "nefesiniz" olmalı... İşinizle meşgul olduğunuz müddetçe yaşadığınızı hissetmelisiniz. Ve işinizin "mümkün olan en heyecanlı şey" olduğunu düşünenler mutlaka başarırlar, mutlu olurlar, keyif alırlar.
Girişimin yeniden yapılafrıması söz konusu olduğunda ilk belirtiler göründüğü andan itibaren endişeler başlar. Girişimi oluşturan bütün insanlar açısından endişe şudur: Girişimin alacağı yeni şekilde benim yerim ne olacak? Bana yer olacak mı? Uygun bir konum bulabilecek miyim? Bu endişeler yeniden yapılanma önünde engel teşkil edebilir. Sürtünme, dolayısı ile ısınma meydana gelir. Bu bakımdan endişelere yol açmayacak bir strateji takip edilmelidir. Herkesin yeni tavır ve sonuçlara hazır olması, herkesin ikna edilmesi ve inandırılması ile mümkün olabilir. Bunu da iyi bir iletişimden başka hiçbir şey sağlayamaz. Yüz yüze iletişim burada daha da önem kazanır. Yeniden yapılanmanın önceden motive edilmiş teknisyenleri, yeni yapılanmada görevi olacak ya da katkısı gerekli herkesle bire bir ilişki kurmalıdır. Gizli önderlere de özel önem verilmelidir. Değişik bir şeyler yapmak istediğinizde, birşeyleri değiştirmek istediğinizde ya da köklü bir değişiklik öngördüğünüzde, beraber
Test Sonuçları Güvenilir Değildir. 1960 Nobel Ödülü sahibi, İngiliz Ulusal Tıp Enstitüsü başkanlarından Sır Peter Medawar "Genç Bilima-damma Öğütler"de (TÜBİTAK) "zekâ" ile ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: "Ben zekaya ve zeka yetene-ğindeki kalıtımsal farklara inanırım. Ancak zekanın bir tek sayı ile -I.Q, (zeka testi) sonucu gibi- ölçülebilecek basit bir yetenek olduğuna inanmıyorum. Bu ölçümlemeyi kabul eden psikologlar o kadar tutarsız beyanlarda bulunmuşlardır ki, bunu konumlarını zedelemek için bilerek yaptıklarına inanmamak çok zor oluyor. Birinci Dünya Savaşı'nda Amerikan askerlerine, bundan önce de Ellis Adası'ndaki giriş kapısında, Amerika'ya gelen göçmen adaylarına "zeka testi" uygulanmıştı. Bu testler sonucu ortaya temelde güvenilmez olan çok miktarda sayısal bilgi yığılmıştı. Bu bilgilerin değerlendirilmesi IQ psikologlarının bazı korkunç gaflar yapmasına yol açtı. Şimdi aktaracağım ise hepsini geride bırakır: Henry Goddard'ın göçmen adaylarının zeka düzeyleri
Kamyonetlerle Kamyonlar Farklı İşler İçin Yapılmışlardır. Emrimizdeki makinelerin kapasitelerine uygun çalıştırılıp çalıştırılmadıkları muhakkak ki bizi çok ilgilendirir. Her makinenin görevini yapmasını isteriz. Bir makinenin bozulduğu, devreden çıktığı, kapasitesinin altında çalıştığı haberi hepinizi allak bullak eder. Böyle bir durumla karşılaşmamak için tedbirliyizdir. Makineleri iyi tanırız ve iyi tanınmalarını isteriz. Şuna benzer bir cümleyi kimbilir kaç defa kullanmışızdır: "...o makasla karton kesilmez." Makinelerin kapasitelerine uygun çalıştırılabilmeleri için gösterilen dikkatin insanlara kapasitelerine uygun işler verilmesinde de gösterilmesi gerekir. Kamyonetlerle kamyonlar farklı işler için yapılmışlardır. Damperli kamyonla mukavva taşınmayacağı gibi el arabası ile toprak nakli de yapılmaz. Ne var ki bunun yapıldığını hepimiz görmüşüzdür. Şöyle söylerler. "..ne yapalım? Elimizde sadece bu el arabaları var.." Halbuki az ötede bir "kamyon" kendi kendine