Mutlaka hepimizin hayatında olduğu gibi senin de hayatında kötü giden zamanların olmuştur. Bu zamanlarda her şeyin hep üst üste geldiğini düşündüğün zamanlar da olmuştur. Zaten hep öyle olur. Hayatımızda bir sorun yaşandığı zaman sorunlar hep üst üste gelir. Aslında gerçekte olması gereken bu değildir. Sadece düşünmeyle bilinçaltını etkileyemeyeceğin kaçınılmaz bir gerçektir. Düşüncelerini içselleştirmen ve onlara gerçekten inanman gerekir. Örneğin topluluk karşısında konuşmayı beceremeyen bir insan, bütün denemelerinde başarısız olduğu için artık bilinçaltına sen toplum karşısında konuşamayan bir bireysin, kendini artık böyle kabul ettin, sen busun mesajını fazlasıyla kayıt etmiştir. Bundan kurtulmanın yolunu bazen tek başına bulmak çok zordur. Profesyonel birinden yardım almak gerekir. Bilinçaltı yönetimi ile ilgili kullanılan en basit yöntemlerden biri de subliminal mp3lerdir. Buna bilinçaltına ses ile müdahale etmek diyebiliriz. Subliminal mesajlar bilinçaltım
Yavaş okuyan bir insanın okurken, aklından bir sürü düşünce geçer ve okuduğunu anlamadığı için sürekli başa dönmektedir. Oysa hızlı okuyan bir kişinin, aklına farklı düşünceler gelmez ve okuduğunu daha rahat anlar, ayrıca zamandan da tasarruf eder. Kitap okuma günlük hayatımızı kolaylaştıran ve hayattan zevk almamızı sağlayan, oldukça yararlı bir faaliyettir. Kitap okuma günlük hayatımızı kolaylaştırdığı gibi, beynimizin gelişmesine de büyük katkı sağlar. Beyin bilindiği üzere iki lob’dan meydana gelmektedir. Kitap okumayan bir insan, sadece televizyon izleyerek beyninin bir lob’unu çalıştırır, bu ise beyin gelişimine engel olmaktadır. Beyinin gelişmesi için, lobların her ikisini dengeli olarak çalıştırmamız gerekir. Bunu ise sadece kitap okuyarak, geliştirebiliriz. Hızlı okuma tekniğinde göz ile beyin uyumluluğunu geliştirip, gözün direkt olarak beyin ile iletişime geçmesi sağlanıyor ve böylece okuma hızı arttırılıyor. Aynı zamanda göz kasları geliştiriliyor ve k
Hızlı okuma; gözümüzün kaslarını eğitmeyi, gözümüzün çevik görmesini, görme alanını genişletmeyi, okurken satırların üstünde serseri gibi dolaşan gözümüze daha etkin bir şekilde ritim kazandırmayı ve bütün bunlar ile görme ile algılama arasında uyum sağlamayı amaçlar. Öğrenim hayatımızda, uğraşı alanlarımızda ve zevk için okumada, okumanın amacı amacı zihnin yetenek ve gücünü, kuvvetli fikir ve düşüncelere karşı kullanmak suretiyle geliştirmektir. Sürekli ve düzenli bir okuma uygulaması ile değişik fikirleri yargılama, bunlar üzerinde kurulmuş mantık ve muhakemeyi tespit etmede yetenekler kazandırmış olacaktır. Dünyaya bakışımızı okumayla genişletiriz, bilgilerimizi tabiattaki güzelliklerin inceliğini, düşünce çabukluğunu okumayla arttırırız. Kültürlü bir insan olmanın en etkili yolu okumaktır. İnsanlar bilgilerinin %80 ini okuyarak elde ederler, bu kadar bilgiyi elde etmekte de zaman kavramı devreye girmektedir; yani bilgiyi minimum sürede elde etmek hızlı okumak
Topluluk önünde konuşma yaparken sesimizin titremesi veya kayması durumu, aklımızdan geçen düşünceleri istediğimiz biçimde ifade edememe, elimizi kolumuzu nereye koymamız gerektiğini, nereye bakmamız gerektiğini, nasıl durmamızın gerektiğini şaşırma, konuştuğumuz kişinin ilgisini uyanık bir şekilde tutamama... Çoğu insanın konuşma esnasında yaşadığı doğal problemler olarak karşımıza çıkıyor. Fakat sosyal hayatımızı, kariyerimizi kısacası yaşamımızın her alanını olumsuz olarak etkileyen bu unsurlar, "Diksiyon Eğitimi" adı altında verilen eğitimler aracılığıyla yok ediliyor. Üstelik Diksiyon Eğitimi katılımcılarına sunduğu benzersiz Sınırsız Eğitim Hizmeti sayesinde Etkili Konuşma Eğitimi’ne bir defa katılıyorsunuz fakat öğrendiklerinizi dilediğiniz anda, hatta yıllar sonra bile ücretsiz olarak tekrar tekrar tazeleme şansına sahip oluyorsunuz. Bu program sonunda, katılımcılar; - Güzel konuşma becerileri geliştirebilmeyi, - Türkçeyi, doğr
Hafıza yöntemleri sizi devamlı olarak tekrarlama isteğinden kurtarıp, el değmemiş noktalarını harekete geçirerek, bilgileri belli noktalara depolamanızı sağlayacak ve uzun zaman sonra dahi istediğiniz her zaman bilgilerinizi çok rahat hatırlayabileceksiniz. Günümüzde zekanın beyin hücrelerinin sayısının fazla olmasıyla değil, beyin hücrelerinin arasında bulunan bağlantıların çokluğuyla doğru orantılı olduğu anlaşılmıştır. Aslında bu herkes adına son derece iyi bir haberdir. Çünkü Beyin hücreleri çoğalmadığı ve bu hücreler maalesef ki öldükten sonra yenilenmediği için, zihnimizin potansiyelini artırmak ve zekamızı geliştirmek mümkün olmazdı. Oysa beyin hücreleri arasında bulunan bağlar, bağlantılar güçlendirebilir ve istenildiğinde artırılabilir bir yapıya sahiptir. Hayran olarak baktığınız, “Ne kadar da zeki” şeklinde yorumlar yaptıklarınızın sizden tek farkı beyinlerini nasıl kullanacaklarını iyi derecede bilmeleri, bir takım tekniklerin varlığından haberdar olmaları
Yaşamdan tam anlamıyla keyif alabilmek için, kendi iç dünyanızda ve çevrenizde her an neler olduğunun farkında olmanız gerekir. Bireysel seanslarında geçmişte yaşadığınız tüm deneyimlerinize biçimsiz bir aynadan bakmanız yerine, sizin için tarafsız ve kör noktaları hedef alan bir ayna görevi görerek, var olan tüm gerçekleri keşfetmenizi kolaylaştırır. Seanslarıyla öz farkındalığın gelişmesini sağlar. Bu tecrübenin sayesinde sorumluluklarınızı, tepkilerinizi, duygularınızı, kişiliğinizdeki artı ve eksi özellikleri ve kör noktalarınızı keşfederek tüm hayatınızın yönetimini kendi elinize alır, aslında gerçekleştirmeniz gereken tek hedefin “ kendiniz” olduğunu farkedersiniz. Farkındalığınızı geliştirmeden yaşamınızla ilgili gerçekleştirmek istediğiniz herhangi bir hedef belirlediğinizde aslında yanlış hedef üzerine ilerliyor olma ihtimaliniz yüksektir. Kendi benliğinizi, ne olmak istediğinizi ve ne başarmak istediğinizi bir kenara koyarak, sadece kendinizin bu olayları nasıl alg
İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik; düşünebilme, düşündüğünü ifade edebilme ve en önemlisi de eğitilebilme yeteneğidir. Bilgimiz, birikimimiz, yeteneklerimiz ne kadar zengin olursa olsun, bu donanımımızı doğru ve güzel konuşmayla karşımızdaki kişi ya da topluluğa aktaramıyorsak, sahip olduğumuz bu zenginliklerden, yeterince yararlanamıyoruz demektir. Dili doğru bir biçimde kullanıp, onu güzel, etkileyici bir konuşmayla aktarmak bir kimlik göstergesidir. Topluluk önünde konuşurken sesimizin titremesi veya kayması, aklımızdan geçenleri istediğimiz şekilde ifade edememe, elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı, nereye bakacağımızı, nasıl duracağımızı şaşırma, konuştuğumuz kişinin ilgisini uyanık tutamamadır. Çoğu insanın yaşadığı doğal problemlerdir. Etkili konuşma; yerine, zamanına, kişisine uygun olarak yapılan konuşmadır. Neyi, nerede, ne zaman, kime nasıl söyleyeceğini bilen bir kişinin güzel konuşmayla ilgili önemli bir problemi yok demektir. Hazırl