Beyniniz gözlerinizin sağladığı verileri nasıl anlamlandırır ve gelen girdileri nasıl sınırlar? Beyninizin de sizin dosyalama sisteminize benzeyen bir sistemi bulunmaktadır. Bilgiler alınır ve konularına göre tasnif edilir. Beyinde hemen hemen her şeyin bir yeri vardır ve yeni bilgiler rahatlıkla ilgili yere yerleştirilir. Diğer dosyalama sistemlerinde olduğu gibi konu başlıkları belli bir düzene göredir. Örneğin;' Susan'ın okulu, Susan'ın diş ağrısı ve Susan hakkındaki herhangi bir bilgiyi içeren dosyalar mevcuttur. Yine "Aile" adını verdiği bir çekmecede dosyası var. "Öğrenci", "Bayan", "Kızlar" ise diğer dosyaları... Bunlar arasında da sürekli bir karşılıklı etkileşim mevcut. Örneğin diş ağrısı "Ağrılar" adlı genel bir dosyanın "Dişçi" adlı alt dosyası içerisinde yer almakta. Bu karşılıklı etkileşimler anlamlı bir şekildedir ve hemen bulunabilecek tarzda yerleştirilmiştir. Böylelikle Susan'ın diş ağrısı, metin içerisindeki diğer dosyalar arasından rahatlıkla bulunur.
Beden sağlığına zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü hijyen olarak tanımlanır.
Her insan kendi temizliğinden sorumludur. Bu yüzden ili önce, kişinin kendi beden sağlığı olmak üzere, başkalarının de sağlığını korumanın en önemli aracı temizliktir. Sadece beder temizliği değil, kullanılan her şeyi ve her ortamı temiz tutmal da temiz olmanın gereğidir.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Başarı için atılması gereken ilk adım insanın kendisini tanımasıdır. Kendisini tanımayan, kendi kabiliyetlerini fark edemeyen insanlar başarılı olamaz... kendi gücünün, kendi yeteneklerinin farkına varanlar, başarı için ilk adımı atmış demektir. Yaşadığımız dünyada, başarısız olan insanların çoğu; kendilerini okuyamadıklarından dolayı başarısız olmuşlardır... Başarısızlık; kendimizi tanımamamın bir neticesidir. Kendini tanıyanların, duygularını keşfedenlerin başarısız olması mümkün değildir. Bugün çoğu insanımız kendini keşfetmeden, kendini tanımadan arzu ve isteklerini kestirmeden hayata atılmakta, sadece bir meslek sahibi olmak için mücadele etmektedirler. "Ne olursa olsun, yeter ki bir işim olsun." mantığıyla hareket etmek; başarısızlığa davetiye çıkarmaktadır. "Ne olursa olsun" mantığıyla hareket eden çoğu insanımız şimdi mutsuz ve hayattan zevk almayan bir durumda yaşamaktadır. insan; kendini okumadan; kendini tanımadan hiçbir şeyi tanıyamaz, elde edemez... ins
Başarının günündeki en büyük engel ve aşılması gereken ilk engel güvensizliktir. Kendimize inanmamamızdır. Bütün başarısızlıkların nedeni; kendimize karşı beslediğimiz güvensizliktir. Kendine inanan; güven bulur.
Kendine inanmayan; güven kaybeder. Bir çok insan vücutça çok kuvvetli oldukları halde kendilerine güvenleri olmadığından, iş görmek, başarılı olmak için içlerinde en ufak bir kuvvet bulamazlar. Gerçek kuvvetliler kendilerine tam güveni olanlardır. Kendi yeteneklerine güvenmeyenler dünyanın en zayıf .insanlarıdır. Washington İrving: "iyi şekillenmiş disiplinli bir yetenek, daima layık olduğu iş ve güveni bulur; ama o kendini aramalarını beklemelidir. Çok mütevazı, birçok değerli insan bir kenarda ihmal edilmiş dururken; değersiz fakat her ne pahasına olursa olsun başarılı olmak için ileri atılmış pek çok kimse de başarıyı yakalamıştır. Bu adamların da hız ve ileri atılma, güven ve kendine inanma gibi değerleri olduğunu ve bunlar-s
Bir insanın en önemli eğitim yuvası ailedir... Aile; insanın eğitiminin temel taşıdır. Aile eğitimindeki aksaklıklar insanın bütün hayatına yansır... Aile hayatı, insanın bütün hayatının fihristidir, özetidir... Başarısız öğrenciler içinde yapılan bir araştırmada, öğrencilere başarısızlıklarının sebepleri sorulduğunda öğrencilerin çoğu, aile ortamındaki düzensizliği göstermiştir. Anne ve baba olarak "dış başarı" yerine "iç başarı"ya önem verilmelidir. Bir psikolog: "Çocuğun, ya da yetmiş yaşına gelmiş bir insanın davranışlarına bakıp, onun nasıl bir aile ortamında yetiştiğini çok rahat anlayabiliriz." demektedir. Çünkü insanın hayattaki davranış şekilleri, büyük ölçüde ailenin ona karşı gösterdiği tutumlara ve yaklaşımlara göre şekillenecektir... Başarı veya başarısızlığın temelinde öncelikle aile faktörü yatmaktadır. Aile; çocuğuna hoşgörülü davranmalı, otoriter ve baskıcı bir yaklaşımdan uzak durmalıdır. Yapılması gereken; insanın, duygu ve düşüncelerine önem verilen bir ai
Robert Herrick Sonuna dek çaba gösterin ve asla kuşkuya düşmeyin. Hiçbir şey o kadar zor değildir, araştırın yeter. demektedir.
Endişe: Zihinde oluşan ince bir korku akıntısıdır, ne kadar uzun sürerse bıraktığı izler de o kadar derin olur.Endişe ve korku; insanı başarı merdivenlerine tırmanmaktan alıkoyan en önemli unsurlardandır. Korku ve endişe, ölçülü olduğu müddetçe insana zararlı değildir; ama ölçü aşıldığında hayat çekilmez olur. Bizler zihnimizi olumlu ya da olumsuz şekilde kullanabiliriz. Beynin en olumsuz kullanma şekli; korku ve endişe ile yaşamasıdır. Endişe ve
Ders adını verdiğimiz eylem sürecinin genel anlamda iki türü olduğundan bahsetmiştik. Bunlar, konu türlerine ve veriliş biçimlerine göre sözel ve sayısal olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sözel Dersler
Bunlar genel olarak, "Türkçe" ve "Sosyal Bilimler" başlıkları altında toplanan derslerdir. Bu iki alana baktığımızda özünün neye dayandığını fark edebiliriz. Özü, harflerden oluşmuş sembollere dayalı derslerdir bunlar. Peki, genel anlamda bu derslerin bizden istediği nedir? Harflerin oluşturduğu kelime, cümle, paragraf ve tüm olarak konudan anlam çıkarmaya çalışma. Bu derslerin istediği tek şey, "anlam çıkarma"dır. Yani, "Beni anlamlandırın, ben burada sembol olarak karşınıza çıkan harflerden oluşsam da, bütün olarak size bir anlam ifade ediyorum" diyen dersleridir bunlar. Ama söyledikleri çok önemli bir şey daha var ki, o da "Beni ezberlemeyin!". Ezberin, daha önce de söylediğimiz gibi, zihinsel kapasiteyi zedeleyici b