Bilinçaltı telkini, adından da anlaşılabileceği gibi telkinleri yani herhangi bir konudaki olumlama mesajlarını doğrudan bilinçaltına göndermek için kullanılan beynin mucizevi gücünü bireyin lehine çevirmesini sağlayan bir araçtır. Bilincin algılayamayacağı frekansta oluşturulan olumlama mesajları müziğe entegre edilir ve arzu edilen değişim için uzmanlar tarafından özenle hazırlanmış olması gereken olumlama mesajları bilinç bariyerini saf dışı bırakarak, doğrudan bilinçaltına ulaştırılır. Bilinçaltı Telkinlerin (subliminal mesajların) temelinde olumlama mesajları yer almaktadır. Bu mesajlar uzmanlar tarafından ilgili sorun veya kişisel gelişim arzulanan konu odaklı olacak şekilde özenle, kişiye özel hazırlanarak istenilen değişim kısa sürede sağlanabilmektedir. Örneğin toplum karşısında konuşmakta zorluk çeken bireyi, bu duruma sevk eden kalıplaşmış, taşlaş
Genellikle internette şöyle reklamlar görürüz ya da e-postalar alırız: “1 haftada 1 milyon kazanmanın yolları”, “Gelirinizi 1 günde 10 kat artırın”, “Bizden alacağınız sertifika ile başarının kapıları ardına kadar açılır”, “Günde sadece 1 saat ayırarak, zengin olmanın yolları”. Peki tüm bu vaatlerin gerçeklik payı var mı? Yoksa bunlar tamamen modern zamanların bir dolandırma taktiği mi? Bir günde başarıya ulaşmak mümkün mü? Yoksa böyle bir beklenti içinde olmak sadece bir hayal mi? Bir Günde Başarı Mümkün Ama Çok Ender Yaşanan Bir Gerçek Bu, tamamen insanların başarıya ulaşma üzerinde kendi kendilerine oluşturmuş oldukları inanç sistemine bağlı bir durum. Evet, bazı insanlar için oldukça kısa zamanda, hatta bir günde başarıya ulaşmak mümkün, çünkü bilinçleri o yönde gelişmiş. Ancak, büyük bir çoğunluğun, başarıya ulaşma formlülü, oldukça fazla çalışmak
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşayamaz ve doğduğu andan itibaren ona bakacak, yedirip içirecek, bir şeyler öğretecek birilerine ihtiyaç duyar. Ölüme kadar da sosyal olma ihtiyacı devam eder. Sosyal bir varlık olarak en önemli görevlerimizden biri sevmek ve sevilebilmektir. İşimizde ne kadar uzman olursak olalım; insanları sevmiyorsak ve onlarla iyi ilişkiler kuramıyorsak aslında kendi içimizde eksik kalmışız demektir. Çünkü gelişmemizde ve ilerlememizde başka insanların fikirleri, davranışları ve tutumları önemli bir etkendir. Bu etkinin pozitif veya negatif oluşunu davranışlarımızla belirleyen de bizizdir. İş yerinde tüm çalışanlara saygısız ve küçümseyen bir tavır sergiliyorsak, terfi edilme zamanımız geldiğinde olumlu oy kullanacak insanların sayısı son derece sınırlı olacaktır. Ya da tavırlarımızla insanları rahatsız ediyorsak, patronun işçi çıkarması gerektiğinde aklına ilk gelen biz olacağızdır. /
Gerçekle yüzleşmemek için kendinizi kandırıyor olabilir misiniz? İşte insanın kendine söylediği 12 büyük yalan… Kilo verirsem…üniversiteyi kazanırsam… bir sevgili bulursam… bu cümlelerin sonuna onlarca şey eklenebilir. Ama mutluluğu ertelemek ve bir şeylere bağlamak ne derece doğru sizce? Yaşadığınız anın tadını çıkarmayı öğrenmeli ve pembe yalanlardan vazgeçmelisiniz! ‘Kimsenin beni onaylamasına ihtiyacım yok’ En ufak bir eleştiri ile karşılaştığında hemen bu yalana mı sığınıyorsunuz?Herkesin onaylanmaya takdir görmeye ihtiyacı vardır. Kimseye danışmadan, sürekli kendi bildiklerini yapan bir insan kendisini geliştiremez. “Beni seviyor ama bağlanmaktan korkuyor” Aşkın gözü kördür diye boşuna dememişler. Sen de bu yalanla kendini avutuyorsan, şu gerçeği size üzüle
Günümüz işletmelerimizin en önde gelen 2 sorunu; “kar etmek” ve “rakiplerini geçmek”. Ben bu iki sorunu bir arada çözmek gerektiğine inanıyorum; yani “rakipleri karlı cirolarla geçmek”. Bunun nasıl olabileceğini, karlardan fedakarlık etmeden rakiplerimizi nasıl geçebileceğimizi, seminerlerde sunduğum sistemi şöyle özetliyorum. Karlı cirolarla rakipleri geçmek, yani karlı cirolarla “arayı açmak” için, önce üç konuda karar vermek gerekiyor. 1. Çalışanlarımıza rakiplerimizin önene geçme isteğimizi “benimsetme YENI YÜZYIL DA PAZARLAMA TRENDLERI Satış ve pazarlama ülkemizde anlaşılmayan bir kavramdır. Ülkemizde halen “satışçılar” “pazarlamacı” olarak anılmakta. Bu konudaki bilgi eksikliği sebebiyle tüm kavramlar birbirine karışıyor; aynen inovasyon ve marka gibi kavramlar ülkemize getiriliyor, ama i
Bir “gerilla pazarlamacı“ nın öncelikle sabırlı inatçı ve duyarlı olması gerekiyor. Bir kişinin sizi fark etmesi için sizi en az 9 kez algılaması gerekir, 9 kez algılaması için ise sizin ona en az 27 kez ulaşmanız gerekir. Ancak o zaman sizi “bir yerlerden” hatırlayacaktır. İşte gerilla pazarlamanın babası Jay Conrad Levinson?a göre gerillanın 12 kişilik özelliği ve daha fazlası… 1) Sabır: Gerillanın olmazsa olmaz özelliğidir. Çünkü bir şeyi satmak için çok büyük sabır gerekir. Bir insanın sizden bir şeyler almaya hazır hale gelmesi için kaç kez sizin mesajınızı duyması gerekir? Tam 9 kez. Evet bu iyi haber ama bir de kötü haber var! Söylediğiniz 3 şeyden ikisini algılamaz insanlar. Yani üç mesaj gönderdiğinize 2 ‘si boşa gider. İsterseniz bu insana bir e-mail gönderin, isterseniz kapısına broşür bırakın, isterseniz okuduğu dergiye bir ilan verin… *Bir insana 9 kez mes
Koçluk (Coaching), kişilerin yaşamsal farkındalığını arttırarak potansiyel kaynaklarını keşfetmesini sağlayan, yaşamındaki maksimum performansı yakalayabilme amacı ile ulaşılabilir hedeflere ve olasıklara odaklanan, planlı bir gelişim sürecidir. Koçluk Türkiye’de son bir kaç yıldır yaygınlaşmaya başlamış bir yöntemdir. Günümüzde pek çok konuda koçluk çeşidi vardır. Bunlardan bazıları; yaşam, öğrenci, ebeveyn, performans, satış, girişimci, sporcu, ilişki koçluğu'dur. Koç (Coach), kelime olarak “bir yerden bir yere taşıyan” anlamına gelmektedir. Koç, danışanın alışmış olduğu düşünce yapısını zorlayarak farklı bakış açıları yakalamasını ve davranışsal becerilerini geliştirmesini sağlayan yol arkadaşıdır. Koç danışana yol arkadaşlığı yaparken, fikir vermez; kişinin cevaplarını kendine buldurur çünkü danışanının iç kaynaklarına ve dolayısı ile mükemmelliğine inanır.