• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

İzmir Hızlı Okuma Merkezi

Hızlı Okuma

Hızlı okuma kursları öncesinde bilinçaltına yerleşmiş ve insanı yavaş okumaya yönlendiren inançlardan kurtulmalıyız. Öncelikle hızlı okuma teknikleri konusunda her insanın yapması gereken öncelikle anlayarak hızlı okuyabileceğine inanmasıdır. Bir başka deyiş ile bunun mümkün olduğuna inanmadan anlayarak hızlı okuma eğitimi sonunda çok fazla başarılı olmak pek mümkün değildir. Hepimiz ilkokula başladığımız andan itibaren kelimeleri bölerek, aşama aşama okumaya alışmış insanlarız. Beynimiz her yazıyı kısımlara ayırarak okumaya alışkın olduğundan, okuma hızımızın da düşük olması normaldir. Hızlı okuma geliştirilebilir bir yetenektir ve bu yetenek çalışarak çok rahat bir şekilde geliştirilebilir. Anlayarak hızlı okuma; günlük yaşamınızda okumak için ayırdığınız süreden tasarruf ederek, kendinize daha fazla vakit ayırmanızı sağlar. Buna ek olarak hepimizin hayatında artık büyük önemi olan sınavlarda başarı yüzdenizi de hızlı okuma teknikleri sayesinde arttırmanız mümkündür. Hızl

İzmir Hızlı Okuma Teknikleri

Hızlı Okuma

Hızlı Okuma Eğitimi almış bir okuyucu olursanız sizde; - 200 sayfalık bir kitabı 2 saat içerisinde bitirebilirsiniz. - Eski okuma hızınıza göre 4-5 kat daha hızlı okur, anlar ve diğer sayfaya geçebilirsiniz. - Ortalama bir kitap sayfasını 30 saniye içerisinde okur, anlar ve diğer sayfaya geçebilirsiniz. - Okurken uykunuz gelmez, can sıkıntısı durumu yaşamazsınız.. - Dikkatiniz sürekli olarak dağılmaz tekrar tekrar okumak zorunda kalmazsınız. - Okuduğunuz yeri unutup sürekli geriye dönüşler yapmazsınız. - Öğrenciyseniz SBS,LYS,YGS,ALES, KPSS gibi sınavlarda “zaman yetmedi” gibi bir probleminiz olmaz. - Her şeyden önemlisi 1 dakika içerisinde en az 500- 600 kelime okuyabilirsiniz. İzmir Hızlı Okuma Semineri Programın İçeriği: Hızlı okuma faaliyetinin tarihsel süreci Okuma nedir? Biz ne şekilde okuyoruz? Okuma frenleri hangileridir? Ne için bu frenlere

1 . Sınıf Hızlı Okuma Slaytları

Hızlı Okuma

İnsan beyninden, bilinçli olarak bir şey düşünmese bile, dakikada 600 sözcük kadar bir düşünce aktığı hesap edilmiştir. Hızlı ve bilinçli okuma tekniklerini bilmeyen bir okuyucu dakikada ortalama 150 sözcük okumaktadır. Geriye kalan 450 sözcük zihinden geçen parazit düşünce kalıntılarıyla doludur. Ama insan hızlı okuma becerileriyle bu boşluğu doldurabilir ve okuma hızını üç katına çıkarabilir. Çağımızda insanı öteki canlılardan farklı ve ayrıcalıklı kılan temel özellik, bilgi, başarı ve öğrenmedir. Buna en hızlı, en ucuz ve en etkili ulaşma vasıtası ise okumaktır. Günümüzde okumak için zamanı olmadığından şikâyet edenler için birtakım okuma becerilerini artırıcı teknikler geliştirilmiştir. Bu tekniklerin genel adı hızlı okumadır. Okumayı fiziksel etkinlik olarak düşünürsek, hızlı okuma da bir tür fiziksel etkinliği artırıcı uygulamadır. Hızlı okuma eğitimin temelinde görsel algılama vardır. Böyle olunca da temel hedefimiz gözümüzün kaslarını eğitmeyi, gözümüzün ç

Subliminal Mesaj Demek

Subliminal

Subliminal, insanların bilinçaltına belli bir mesajı empoze etme olayıdır. Normal şartlarda bu mesajı direk alan kişinin reddetme veya kabul etme seçenekleri onun kararlarına bağlıdır. Ama bilinçaltı manipule edilmiş bir kişi görmüyor, duymuyor, hissedemiyor yani kişinin algı frekansına yakalanmıyor. Böyle birşeyi kabul etme yada reddetme şansımız tamamen bu mesajı yayınlayan kişilerin elindedir. Gizliden gizliye hedefteki kitlenin veya toplumu bilinçli şekilde oyuna getirmektir. Bunu kısada sürede yapmak zor olduğu kadar imkansızdır. Yıllarca izlenen çizgi film, çeşitli gençlik dizileri, sinema karelerindeki hileler, müziklerdeki gizli frekanslar yavaş ve uzun bir süre zarfında kişileri etkiler. Reklamcılık ve bazı şeylerin propagandasının yapılmasında bu tekniğin imzası vardır. Özellikle sinema sektöründe kullanılan bu mesajların birçok tekniği vardır. Söz konusu çalışmalar ile insan üzerinde insan iradesi dışında belli bir olgu veya kavramın pekişmesi, pekişme sonrasında

Psikolojik Özgüven Nasıl Kazanılır?

Özgüven

Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik, boyun eğme, aşırı uyum gösterme, yalnızlık, eleştirilere karşı hassas olma, güvensizlik, depresyon, aşağılık duygusu ve sevilmediğini hissetme gibi kavramlarla tanımlanabilir. Günümüzde özgüven eksikliği beklide birçoğumuzun yaşadığı ve çocuklarımızda gördüğümüz bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Özgüven bazı insanlar için önemsiz bir sorun, bazı insanlar içinde sıkıntı kaynağı olabilir. Çünkü modern yaşam da ve hepimizden özgüvenli olmamız beklenmekte, özgüven içeren davranışlar çoğu zaman beğenilmekte ve taktir edilmektedir. Çocukluğumuzdan itibaren yaşamın her alanında, öğrencilik yıllarında, yeni bir işe başlarken, özel ve sosyal yaşantımızda, mesleğimizi yaparken, özgüvenli davranmamız bizi başarıya ulaştırmakta, özgüven eksikliği ise kendimizi değersiz ve başarısız hissetmemiz

Özgüvenimi Nasıl Geliştirebilirim Tedavisi

Özgüven

Özgüven kişisel bir özelliktir, yaşamla ilgili sorunlarla, karşımıza çıkan engellerle gerçekçi bir şekilde mücadele etmemizi sağlar ve zorluklara dayanmamızı kolaylaştırır. Özgüven, yaşama gücüne sahip ve mutlu olmaya layık bir kişi olma deneyimidir. Özgüven insana güç verir, enerjisini artırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir. Olması gereken düzeyde bir özgüvene sahip bulunduğumuzda, en iyi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlarız. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz. Özgüven hedeflerimizin peşinden giderken bize güç verir. Başarılarımızla doyum ve rahatlık hissetmemize izin verir. Özgüven herkes de var olan bir kaynaktır, deneyimlerimizin oluşturduğu duygular bu kaynağı şekillendirmektedir. Özgüven seviyenizin hangi durumda olduğunu anlamanız için şu soruları kendimize sormalıyız. /

Özgüven Nedir?

Özgüven

Özgüvenin oluşmasında ve gelişmesinde birçok etken olmasına rağmen en önemli ve etkili olan şey kişinin kendi çabasıdır. Kimliğin oluşum sürecinde aile ve sosyal çevrenin, bireyin kendilik değerinin artmasına ve özgüvenin oluşmasına etkisi yadsınamaz olmakla birlikte, birey kendisiyle ilgili doğru ve gerçekçi analizler, bilinçli seçim ve çabalarla olumsuz deneyimlerini, olumluya çevirip, özgüvenini geliştirebilir. Özgüveni yeterince gelişmemiş kişilerin kendileri hakkında kronikleşmiş bolca olumsuz düşünceleri vardır ve bu düşüncelerini kendi kişiliklerinin değişmez gerçekleri olarak algılar. Bu kişiler kendilerine inanmaz ve bir şeyler ters gittiğinde hep kendilerini suçlar. Sanki olumlu özellikleri hiç yoktur, Yaşamlarında başarılar kazandıklarında, birileri onları övdüklerinde, teşekkür edip, başarılarına sahip çıkmak yerine “Şans yardım etti”, “Çok da önemli bir şey değildi zaten” gibi cümleler kurarlar. Ek olarak, kendilerini ve ihtiyaçlarını savunma konusunda çok zorla

 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15