• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Davranış Ve Duygular Arasındaki Farklar

Kişisel Gelişim

Hiç sahneye çıktınız mı, ya da dramatik bir film izlediniz mi? Orada aktörlerin duygularını yansıttıklarını gördünüz. Ama, aktörlerin duygularını görmediniz. Asla diğer insanların duygularını göremeyiz. Gördüklerimiz, onların duygularını ifade eden davranışlarıdır. Demek ki, duygu ve davranışlar iki ayrı sistemdir. Biri her zaman olmamakla beraber diğerini yansıtabilir. Fakat biri diğerinin aynısı değildirler. Bir duygunun kontrol edemeyeceğiniz fizikî bir tepkisi vardır. (Örneğin ellerinizin terlemesini engelleyemezsiniz.) Ama, hissettiğiniz duyguyu yansıtacak eylemi ya da davranışı seçebilirsiniz. Popüler olan görüşe göre, duygular bir su rezervuanna benzer. Rezervuar içinde yeterli basınç oluştuğunda duygular dışa vurulur. Benzer şekilde, bu duygular ifade edilemediklerinde, beden rahatsızlıkları yoluyla kendilerini başka şekillerde dışa vururlar. Ancak, öfkenin açıkça ve özgürce ifade edilmesi; baş ağrısı, ülser ve kolit gibi bazı psikosomatik bozuklukların azaltılmasın

Karar Verme

Kişisel Gelişim

Siz karar verene kadar kazanmak ve başarmak için yaptığınız her şey zaman kaybıdır. Karar, içsel disiplinin başlangıç noktasıdır. Karar, başarının başlangıç noktasıdır. Karar vermek, çok büyük bir gücün kaynağıdır. Hızlıca iyi kararlar vermek başarının direğidir. Karar şimdi alınmalıdır. böylece, yeni baştan karar almazsınız. Başarmak ve kazanmak için güvendiğiniz ve inandığınız etkili kararları almayı öğrenme sürecini hızlandırmak çok önemli bir etkendir, fakat bu genellikle görmezden gelinir. İnsanların büyük bölümü yaşamlarında olmak istedikleri yerde değildirler. Siz elbette yaşamınızda olmak istediğiniz yerde olabilirsiniz; fakat büyük ihtimalle değilsiniz, zararı yok. Her şekilde nerede olduğunuzdan sonuçta siz sorumlusunuz. Aldığınız kararlar sizin kararlarınızdır. Yalnız bazen sizin sorumlu olmadığınız kötü bir şey ortaya çıkar, yolunuzu keser ve kendinizi hapsolmuş gibi hissedersiniz. Tuzağa düşmüş gibi hissedebilirsiniz. Bu olanl

Zekâ, Beyin Ve Gelecek

Kişisel Gelişim

"Birinci sınıf zeka, iki karşıt görüşü aynı anda akılda tutabilme yeteneğidir." F. S. Fitzgerald Zekanın tek tip olduğu ve doğuştan sabit bir düzeyde olduğu inancı yıkılmaktadır. Howard Gardner'in çoklu zeka, Daniel Goleman'ın duygusal zeka konusundaki tezleri önemli tartışmalara yol açmıştır. Bilim dünyasının yeni projesi "Beyin projesidir." Genom gprojesi tamamlandı ve evrenin sırları konusunda önemli bir adım atıldı. Beyin projesi için 30 yıllık bir süre belirlendi. "Nasıl düşünüyoruz" sorusuna cevap vermek insanlığın sırlarının anlaşılmasında önemli bir hedef olmuştur. "World Future Society" (Dünya Gelecek Derneği) öğrenmelin gelişmesi, okul eğitimi ve onunla yakından ilişkisi olan IQ zekası konusunda ilginç görüşler öne sürmektedir. 1- Şimdiye kadar yapılmış en büyük makine olan INTERNET giderek büyüyecek ve önem kazanacaktır. 2- Beden gücünün yerini mekanik makineler aldı. Bilgisayarlar da zihinsel çalışmalar

Hafızamız Nasıl İşliyor ?

Hafıza

İnsanın hafıza sistemi mükemmeldir ve hayranlık verir. Hafızamızda depolama ve buradan çekip çıkarma yeteneğimiz şaşırtıcıdır. Hafızamızla elde ettiğimiz becerilerin listesini yapmak güçtür. Oysa her birimiz adlarını tam hatırlamasak bile binlerce yüzü, yeri, sesi, kokuyu bilir, ayırt ederiz. Daha önce bir filmi (sayısız görüntüsüne rağmen) gördüğümüzü, bir espriyi duyduğumuzu veya bir yazıyı okuduğumuzu hemen söyleyebiliriz. Her birimiz genellikle çok eski benzer özelliklerini biraz saçın, iki gözün, iki kaşın, bir burnun, bir ağzın, bir çenenin, bir ten renginin biraz değişikliklerle yeniden düzenlemesiyizdir. Ancak, her insanın yüzü bir telefon numarasından daha iyi hatırlanır. Bir oda, bir resim ve bir sokak da böyledir. Buralarda bir şey değişmişse neyin değiştiğini söylememiz güç olsa bile, değişmeyi hemen farkederiz. Bunlar pasif hafıza faaliyetine dayanır. Bir de tecrübe ile kazanılanlar, (nasıl konuşulacağını, nasıl davranıla-cağını, nasıl yemek pişirileceği

Beyin- Zihin İlişkisi Nasıldır ?

Kişisel Gelişim

Akletmenin, akıl yürütmenin, tüm zihinsel faaliyetlerin beyinden kaynaklandığı bilinir. Ancak şu sorunun cevabı henüz verilmiş değildir: Bir madde yığını olan milyarlarca hücreden meydana gelen beyinde, bilme, düşünme, akıl yürütme gibi zihinsel melekeler nasıl oluşmaktadır? İkibinli yılların başında bilimin cevaplaması gereken bu soru, hem konuyla ilgili uzmanların hem de zihnin, özellikle şuurun kökenini merak eden felsefecilerin kafalarını kurcalıyor. Şuur, bugün üzerinde çok durulan bir konu. Çünkü genel anlamıyla biyoloji, özelde nöroloji hayatın bir sürü sırrını gözle görülür bir nitelikte açığa çıkarma iddiasını hâlâ sürdürüyor. Bunu da maddi bileşelerine indirgeyerek, parçalarına ayırarak yapmaya çalışıyor. Oysa, beyni ne kadar indirgerseniz indirgeyin, ne kadar ayrı parçalara bölerseniz bölün, arada bir zihnin ya da şuurun çıkamayacağı açıktır. 90'h yıllar bu sırrın çözümlenmesi yolunda önemli mesafeleri alındığı yıllar olarak

Öğrenme Ve Hafıza

Hafıza

ÖĞRENME VE HAFIZA Sevgili meslektaşım, anlatığınız dersin, öğrencilerinizin hafızasında yer etmesi için, dersinizi aşağıda sıralanan beş anahtarı göz önünde bulundurarak hazırlayın ve anlatın. 1 - Güçlü bir başlangıç yapın Bir derste en değerli zaman, derse başladığınız ilk dakikalardır. Bu sebeple sınıfa zamanında gelin ve hiç oyalanmadan derse başlayın. Uzun giriş cümlelerinden, öğrencileri motive etmek için kaygı artırıcı, açık veya kapalı tehdit havası taşıyan yaklaşımlardan kaçının. Başlangıç etkisinden yararlanmak için iki öğeye dikkat edin. . a) İlişki kurun: Sizi dinleyecek olan öğrencilerinize bildiklerinizi ve öğretmek istediklerinizi aktarmanın yolu, onlarla ilişki kurmaktan geçer. Bu istek gözlerinizden, bedeninizden ve hareket biçiminizden dışarı yansır. Sınıfın ilgjsini çekecek bir giriş yapın, bir soru sorun, bir espri yapın, fıkra veya olay anlatın. b) Öğrencilerinize derste anlatacaklarınızla ilgili bir plan verin: Bu

İsimleri Nasıl Daha İyi Hatırlarsınız?

Hafıza

• Birisinin adını ilk defa duyduğunuz zaman dikkat edin. "İsim unutmak" çok kere, başlangıçta iyi algılayamamış olmaktan kaynaklanır. • Öğrendiğiniz ismi hemen kullanın. Örneğin "Günaydın Ahmet Bey,", "Murtaza ne kadar değişik bir isim değil mi?", "Fatma Hanım'ın dediği gibi..." ismi yüksek sesle söylemek, çok iyi bir prova yoludur. Konuşmanız sırasında ismi bir veya iki kere kullanın veya dikkatinizi toplayıp ismi sessiz olarak içinizden söyleyin. • Gördüğünüz kişinin çehresiyle duygusal bir çağrışım yapın. Bu kişiden kullanılmış bir araba alır mıydınız? Bu kişiye para veya bir başka şey emanet eder miydiniz? Bu kişi tanıdığınız birine benziyor mu? • Kişinin dikkat çeken bir özelliğini onun adıyla birleştirmeye

 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58