Yönetim yerine yönlendirmenin önem kazandığı günümüz işletme anlayışında koçluk sistemi kumanda ve kontrol etmek yerine destekleme ve kolaylaştırma odaklı bir tekniktir.Yönlendirmenin bir liderlik tarzı olarak benimsenmesi ve uygulanması yöneticilerin bazı becerilerle donanması ile mümkün olucaktır.Yöneticilerde koçluk becerilerinin geliştirilmesi ,hem yöneticinin hem astın bilgi ve becerilerine hem de örgütsel ortama bağlıdır.
Yönetsel süreçte koçluk uygulamaları koçluk (coach) görevini yapan yöneticinin çeşitli becerilere sahip olmasını ve onun da koçluk yapılan kisi (coachee) gibi sürekli kendisini geliştirmesini gerektirmektedir. İşletmeler bu ihtiyaca yönelik olarak kendi insan kaynakları departmanlarından ya da
dışarıdan koçluk eğitimi desteği sağlayarak yöneticilerini geliştirmektedirler.
Koçluk Beceriler: • Dinleme Becerileri,
1- İletişimin Anlamı, Alınan Cevaptır;İletişimin etkisi, hedeflenen amaca göre, elde edilen sonuçla ölçülür. İletişiminizi ne kadar gelişmiş araçlarla, ne kadar güzel bir biçimde yaparsanız yapın, hedeflediğiniz sonucu alamıyorsanız, iletişiminiz etkisiz demektir.
Bu durumda yapılacak şey, alınan sonucu değerlendirip metod üzerinde değişiklikler yapmak, ya da metodu tamamen değiştirmektir. Burada, iletişimdeki sorunun karşı taraftan mı, yoksa sizden mi kaynaklandığını anlamanız, iletişiminizin sonucunu nasıl değerlendireceğinizi bilmeniz gerekir. İletişime etki eden faktörler ise şunlardır: yüzde 10 sözcükler, yüzde 30 konuşma tarzı, yüzde 60 vücut dili.
2- Başarısızlık Diye Birşey Yoktur, Sadece Sonuçlar Vardır
"Başarısızlık" denilen her olgu, aslında insana birşeyler anlatan, öğreten bir durumdur. Kişi, olaya böyle yaklaştığında, hem çöküntüye düşmez, hem de öğrendiği bilgile
Günümüzde avukatlar, insanlar arasında ortaya Çıkan anlaşmazlıkların yansından çoğunun fikir başkalarını güdülendirmeye her zaman, ileticimde sarih olunmasıyla başlamalıdır.
Ayrılıklarından ve hatta fikir birliğine varamamaktan değil öu kişilerde anlama yeteneği olmamasından kaynaklandığım itıraf etmektedirler. Eğer bu doğruysa, günlük yaşamımızda Kendimizi anlatabilme gibi basit bir işlemde ne kadar çok akıl karışıklığı ve yanlış bilgi(lendirme)nin ortaya çıktığını düşünün. Başkalarını güdülendirmeye çalışırken, kendimizin yanlış anlaşılmasını göze alamayız. Başkalarını güdülendirme her zaman, iletişimde açık seçik olunmasıyla başlamalıdır. Sonuçta, insanlar anlamadıkları bir şeyi yapamaz. Diğerlerini hareket etmeye güdülendirmeden önce, ne isteyeceğinizi tam olarak bildiğinizden emin olun. Sonra bunu en yalın ve açık biçimde iletmek için elinizden geleni yapın. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:bilgi@cemal
İnsanların doğal bir rekabetçi ruhları bulunur ve bu ruhla bağlantı kurmak, olumlu güdülenme yaratılmasına olanak sağlayabilir. Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı adlı kitabında Dale Camegie, güdülendirme ustası Charles Schwab'ın liderliğinde çalışan bir çelik haddehanesi müdürünün öyküsünü anlatır. Tesis müdürünün adamları, yapmaları gereken iş miktarını yerine getirmiyorlardı ve Schwab, onun kadar yetenekli birinin nasıl olup da haddehanenin üretimini olması gereken düzeye çıkaramadığını sordu. "Bilmiyorum", diye yanıtladı adam,"Adamlara diller döktüm, onları zorladım, küfredip lanetler yağdırdım; onları tehdit edip belâ okuyacağımı, işten kovacağımı söyledim, ama hiçbir şey işe yaramadı. Üretmiyorlar işte."
Bu konuşma günün bitiminde, gece vardiyasının gelmesinden biraz önce geçmişti. Schwab adamdan, kendisine bir parça tebeşir vermesini istedi. Sonra bir işçiye dönerek, sordu: "Sizin vardiya, bugün kaç tavlama sıcaklığı elde etti?"
Büyük şirketlerde daha fazla takip gücü olan üst düzey yönetici ve patronlardan çok orta düzey veya kıdemli yönetici bulunmaktadır. Bunların hepsini de zirvedeki yöneticiler olarak adlandırmaktan oldukça mutluyum. Takipçilerinizin sayısının artması, ve organizasyonun hacminin büyümesi ile birlikte liderlik boyutu önem kazanmasına rağmen bir takımın, bölümün veya organizasyonun lideri olmaksızın iyi bir yönetici olabilirsiniz. Benim işaret ettiğim nokta yöneticiliğin liderlik boyutudur.
İngiliz demiryollarının önceki başkanı ve liderliğin uygulayıcısı ve öğrencisi olan Sir Peter Parker, liderlik etmenin(yönetmenin) birçok yolu olduğunu tespit ederek, yönetici/lider farklılığını çürütmektedir. O zaman bu konu yöneticinin nasıl yönettiği konusuna indirgenmektedir. Henry Mintzberg lider ve yöneticiyi birbirinden ayırır. Bu ayrım benim ve diğerlerinin büyük oranda düşünme ve davranışa temel olarak tanımladığı sol ve sağ beyin farklılığı ile ilişki
İnsanlardan belli bir şeyi düşünmeleri istendiğinde, kişiler kendilerine göre bir sistem kullanırlar.
Örnek olarak, bir grup insandan, lodoslu bir günde deniz kenarında bulundukları bir günü hatırlamaları istense, kimisi dalgalı denizin
görüntüsünü hayâlinde canlandırır.
Kimisi, dalgaların kıyıya vurduğunda çıkan sesi duyar.
Bir diğer grup da, dalgaların kıyıya çarpmasından sonra sıçrayan damlaların vücuduna değmesini hisseder.
Bazen, koku ve tat faktörleri de işin içine katılabilir.
Bir olayı, kimimiz görüntü, kimimiz ses, kimimiz duygu ya da vücut hisleri, kimimiz de koku ve tatlar ile canlandırıyoruz. NLP'ye göre, bunlar farklı temsil sistemleridir.
Kişilerin canlandırma sistemlerini bulmak, hem onlarla ilişkimizi kolaylaştırır, hem de
Böyle bir soruya verilecek yanıt "Türkiye'de okuma alışkanlığı var mı?" sorusunu da birlikte getirecektir.
Anadolu merkezli Osmanlı İmparatorluğu, etkisini üç kıtada hissettirdi ve Viyana kapılarına kadar ilerledi. I. Diinya savaşının sonucu olarak topraklarının büyük bir bölümü galip devletler tarafından işgal edildi. Ancak Türkiye, Mustafa Kemal önderliğinde devrimci bir grup ve halkın desteği ile işgalcileri geri çekilmeye zorlayarak "Kurtuluş Savaşın kazandı. Padişah ülkede ayrılmak zorunda kaldı. 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi. Osmanlılardan miras kalan Doğu geleneklerini, Batı uygarlığının idealleri ve uygulamalarıyla değiştirme çabalarına giren Mustafa Kemal, Türk halkını yüzyıllardır süren karanlıktan aydınlığa taşımanın yollarını araştırıyordu."
Türk halkının yaklaşık % 90'ı okuma - yazma bilmiyordu. Topraksızdı, eskimiş ekonomik sosyal geleneklere bağlıydı. Bu gerçekler Atatürk devrimlerinin rotasını çizdi. Atatü