• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Yönetici Gelişmek İster

Kişisel Gelişim

Yönetici, insan gerçeğinin farkındadır. Yeryüzünün bu anlaşılması en güç ve zor canlısı karşısında olduğunu hiçbir zaman unutmaz. Canlı organizma daima dış etkilere açık, büyük bir değişme, gelişme gücüne sahiptir. İnsan, bu gücün farkına vardırıldığında ve teşvik edildiğinde gelişme eğilimi gösterir. Yönetici, gelişme zaruretini daima vurgular ve bunun için gerekli tedbirleri alır. Kendisini geliştiren, gelişmek için gerekli vasıtalara müracaat eden yönetici, etrafındakileri de bu yolda etkiler. Gelişen yöneticinin yönettiği insanlar da gelişme vasıtalarına ulaşmak isterler. Kendisine kapanmış yöneticinin etrafında bulunup da gelişme arzusu içine girmek zordur. Yönetici gelişme süreci içine girerek hem bu olgunun gerekliliğini vurgulamış, neticelerine işaret etmiş, hem vasıtalarını göstermiş olur. Tersine bir durumda bu avantajlar kaybedilmiş demektir. Ücretsiz ön görüşme yapmak içinbizden randevu almanız yeterli olacaktır. Yö

Uzlaşma Zamanı

Kişisel Gelişim

Uzlaşmanın önündeki en büyük engel uzlaşma fikri, ile uzlaşılamamasıdır. Uzlaşmanın bir kişilik mesele-' si olarak algılanması, yetersizlik, zayıflık olarak görülmesi bazı insanlarda uzlaşmaya karşı "antipatik" bir yaklaşım doğurur. Halbuki uzlaşma güçlü kişiliklerin teşebbüsüdür. İnsanlarla, kurumlarla, zamanla ve problemlerle uzlaşırız. Yerine göre uzlaşmak problemle birlikte yaşamaya rıza göstermek, problemin çözümünü ertelemektir. Yerine göre problemlerin çözüm yollarında birleşmektir. Uzlaşma felsefesinin ayrıntılarını konusu daha uygun düşecek bir yazıya bırakıp yönetici-uzlaşma ilişkisinde şunu hemen söyleyelim: Uzlaşma, yönetici için stratejik bir tavırdır. Uzlaşmak için en doğru zaman ortaya çıkacak ilk fırsattır. Eğer ihtiyaç varsa.. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]

Koçluk Eğitimi

Koçluk

Bir yaşam koçuyla tanıştığınızda, akla gelen ilk soru bu olur. Koçluk nedir? Yaşam koçları bu soruya birçok şekilde yanıt verilebilirler. Bunun dışında siz de internet ortamında arama yapar ve yaşam koçluğuna ait bir çok tanım okuyabilirsiniz. Bütün bunlar bir fikir oluşturmakla beraber, bazen size uygun gelen bir cevap olmayabilir. Bunun sebebi koçluk çalışmalarının (uygulamalar her ne kadar teknik ve statik gibi görünse de) kişiye özel olması ve koçluk uygulamasının herkes için farklı bir sonuç vermesidir. Hepsinden önemlisi de beklenilen sonucu danışanın kendisinin belirlemesidir. Kısacası, Koçluk uygulamaları kişiye özeldir ve yaşandıkça fark yaratır. Biz yine de koçluğu tanımlarsak; ’’Koçluk, hayatımızı istediğimiz yönde değiştirebileceğimizi bilerek, gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimize (hayallerimize) en kısa yoldan ve hızlı bir şekilde ulaşabilmenin yöntemleridir.’’diyebiliriz. Şimdi bu statik tanımı bırakalım ve daha yakından koçluğu

Yapısal Bozukluklar

Kişisel Gelişim

Yapısal Bozukluklar Kopmayı Arttırır. Amaçlara bağlı olmakla işe bağlı olmanın her zaman aynı şey olmadığını gözlüyoruz. Girişimin amaçlarını paylaşan bir eleman, girişime bağlılık duymayabilir. Bir insanı işe bağlı tutmak için yerine getirilmesi gereken şartlar vardır. Bu şartlar yerine getirilmediğinde bağlılık zedelenir. Şartlan korumak ve iyileştirmek gerekir. Kopmalar amaçlarla ilgili şüphe ve güvensizliklerden ziyade yapısal bozukluklardan kaynaklanabilir. Eleman, girişimin amacını paylaştığı halde, içinde bulunduğu yapısal şartları kişisel gelişimi ve refahı bakımından yetersiz gördüğünde, aynı amacı taşıyan ama bu yapısal bozukluğu taşımayan bir başka girişime geçme isteğinde bulunabilir, geçebilir. Öyleyse amaçların, güçlü yapısal şartlarla desteklenmesi, güven verici bir alt yapı burulması gerekir. Kamuda olsun, özelde olsun birçok sektörde amaçlara bağlı olmamakla suçlanan insanların asıl problemleri bünyenin yapısıdır. Bunların yapısal değişikliklere ilişkin

Huzursuzluk

Kişisel Gelişim

Huzursuzluk, Kavrama Zorluğu Meydana Getirir. Huzursuz insanlar kavrama zorluğu çekerler. Huzursuz bir ortamda ise herkes "kavrama özürlü" olur. Huzursuz bir insan, huzursuzluğu hangi sebebe bağlı olursa olsun günlük talimatlardan tutun, haftalık plan detaylarına kadar birçok konuda yeterli kavramayı gösteremez... Birçok defalar "Aptal aptal bakmanın" arkasında hemen araştırılması gereken bir huzursuzluk vardır. İşyerlerindeki huzursuzlukların en önemli sebeplerinden birisi, nedenleri konusunda bilgi verilmemiş ani gelişmeler, değişiklikler ve türü ne olursa olsun söylentilerdir. Söylentilerin başıboş gezindiği bir yerde huzur olmaz. Bu yüzden herkes gerektiği zaman gerektiği kadar bilgilendirilmeli, söylenti ilk turunun sonunda kapı dışarı edilmelidir. Sınırları iyi çizilmiş şeffaf yönetimin en büyük faydası herhalde berrak zihinler sağlaması, huzursuzluğu büyük ölçüde engellemesidir. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]

Merak

Kişisel Gelişim

Meraka Değer Bir Konu: Merak; "Merak" konusu meraka değer bir konudur. Meraklı bir konudur... Çizmeyi aşmamak kaydıyla meraklı tipleri sempatik buluruz. Çizmeyi aşanlara kızarız. Meraklı çocuklara "sen adam olursun" deriz. Hiçbir şeyi merak etmeyenleri çekilmez tipler olarak görürüz. Merak felsefesi yapacak değiliz. Sözü "meraklı yöneticilere" getirmek istiyoruz. Merak etmeyen bir karakterin yöneticiliği donuk bir yöneticiliktir. Yönetici her şeyi merak eden, nasılını, niçinini, nedenini araştıran, bunun için her zaman hazır olan adamdır. Çünkü hiçbir şeyin göründüğü kadar yalın olmadığını, esas işine yarayacak bilginin görünenin arkasındaki manzarada olduğunu bilir. Onun için daima önceki safhaları başlangıcı, olayın etkilendiği bütün şartları merak eder. Bilginin derinlerine inmek için merak şarttır. Meraklı yönetici, yönetimi dışındaki konularda da meraklıdır ve hiçbir şey onun ilgi alanı dışında değildir. Yönetim görevini severek yapan bir yöneticinin

Gerizekalı

Kişisel Gelişim

Test Sonuçları Güvenilir Değildir. 1960 Nobel Ödülü sahibi, İngiliz Ulusal Tıp Enstitüsü başkanlarından Sır Peter Medawar "Genç Bilima-damma Öğütler"de (TÜBİTAK) "zekâ" ile ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: "Ben zekaya ve zeka yetene-ğindeki kalıtımsal farklara inanırım. Ancak zekanın bir tek sayı ile -I.Q, (zeka testi) sonucu gibi- ölçülebilecek basit bir yetenek olduğuna inanmıyorum. Bu ölçümlemeyi kabul eden psikologlar o kadar tutarsız beyanlarda bulunmuşlardır ki, bunu konumlarını zedelemek için bilerek yaptıklarına inanmamak çok zor oluyor. Birinci Dünya Savaşı'nda Amerikan askerlerine, bundan önce de Ellis Adası'ndaki giriş kapısında, Amerika'ya gelen göçmen adaylarına "zeka testi" uygulanmıştı. Bu testler sonucu ortaya temelde güvenilmez olan çok miktarda sayısal bilgi yığılmıştı. Bu bilgilerin değerlendirilmesi IQ psikologlarının bazı korkunç gaflar yapmasına yol açtı. Şimdi aktaracağım ise hepsini geride bırakır: Henry Goddard'ın göçmen adaylarının zeka düzeyleri

 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86